12 Eylül ve Devlet

31 yıl olmuş o lanetli günden bu yana. O gün bu gündür, her 12 Eylül yıldönümünde ya bir etkinliğe katılmışım, ya bir yerlerde konuşma, ya radyo programı ya da yazı yazmışım. 31 yıldır.
Bu yıl, 11 Eylül günü yine bir yazı yazıp yollamak istedim. Yazamadım. Eski yazdıklarıma baktım. Her 12 Eylül yıldönümünde neler yaptığımı hatırlamaya çalıştım. Bir türlü elim varmadı oturup yazmaya, varamadı. Hep aynı şeyleri mi tekrar etmişim /etmişiz ?
Evet. Bıkmadan, usanmadan aynı şeyleri tekrar etmişiz bunca yıldır.
Yıllarca, 12 Eylül darbesi ve ABD bağlantısını konuşmuşuz. 12 Eylül’ün nedenlerini tartışmışız. Öldürülen yoldaşlarımızı anmışız, saygıyla. İnatla yapmışız üstelik bunu. Bilerek. Unutturmamak için. Bu günden baktığımda, doğru da yaptığımızı düşünüyorum hala.
Bütün bir kuşak adına konuşma yetkisi görmüyorum kendimde. Ancak kendi adıma konuşabilirim. Bütün bu geçen yıllar boyunca, yukarıda saydıklarımı yaparken, bir yandan da kendi hatalarımızı düşünmüşümdür hep. Kendimce, kendimi/kendimizi yargılamışımdır yıllarca. O dönemi yaşamış her solcunun da bunu kendi içinde yaptığını bilirim.
Nereye vardınız derseniz, verebileceğim bir cevap yok açıkçası. Söyleyebileceğim çok şey var mutlak. Ama sol hareket bundan şu sonucu çıkarmıştır diyemiyorum.
Bu gün, yapmak istediğim başka bir şey var. Daha önce bu konuda pek düşünmediğim, yapmadığım bir şey. Bütün bu olanlardan Türk sağı nasıl bir sonuç çıkardı sahi ?
Türkiye solunun bu konudaki yaklaşım/yaklaşımsızlığı konusunda çok şey söylendi, bu güne kadar. Peki ya Türkiye sağı ?
Türkiye sağı derken de kastım MHP, AKP ve CHP gibi ana sağ akımlar değil açıkçası. ( CHP her zaman sağ bir partiydi benim için, 12 Eylül öncesi de, sonrası da. Şimdi ki halleri ise sağcılara bile yakışmıyor. ) Bu bağlamda günümüz AKP’sini ayrı tutmak kaydıyla, tüm siyasal partiler mevcut pespaye düzenin birer payandası olageldiler hep. MHP yine de, en dürüstleriydi belki. Haklarını devlete helal ettiler. Etmeyenleri ise ( M.Yazıcıoğlu ) ayrılıp parti kurdu. ( AKP’nin payanda olup olmadığı bambaşka bir, hatta birkaç yazı konusu. Burada yine de kısaca belirtmeden geçemeyeceğim şey, diğer partilerin aksine, AKP’nin payandalıktan ziyade, düzeni kendince değiştirme çabasıdır. Bu değişiklik nasıl bir değişiklik, bu da ayrı bir tartışma konusu tabii. )
Türkiye sağı derken ise, Burjuvaziyi, Devleti ve ana akım medyayı düşünmek daha akılcı geliyor bana. Yani eski düzenin oligarklarını.
Sahi, bir sonuç çıkardılar mı 12 Eylül’den?
Mesela Samanyolu TV deyimiyle ‘’milletimizin gözbebeği ‘’ ordumuz. Ne sonuç çıkardı 12 Eylül’den ? Siz de merak etmiyor musunuz ?
Bu günkü kendi deyimleriyle ‘’ kepazeliklerinin’’ nedeni ile 12 Eylül arasında bağlantı kuracak cesur bir generalimiz var mıdır sizce? Hatta 12 Eylül öncesi şartları olgunlaştırmak için yaptıklarının da, bu ‘’ kepazeliğe’’ varışlarında bir katkısı olduğunu düşünüyorlar mıdır?
Ne çok soru var sorulacak, değil mi?
Hiç cevap alamayacağımızı bile bile sorulması gereken, ne çok soru var.

Son söz : AKP’nin de 12 Eylül ile hesaplaşmak gibi ciddi bir derdi olduğunu düşünmüyorum. Kısacası iş yine başa düşüyor dostlar. Ömrümüz boyunca taşıyacağız bu yükü. Durmak yok, yola devam.

667750cookie-check12 Eylül ve Devlet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.