2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Madımak Oteli’nde yaşanan katliamın 26. yıl dönümünde şair, yazar ve müzisyenler düşüncelerini Evrensel’le paylaştı.
“36 arkadaşımızı yaktılar” diyordu Yaşar Kemal, 2 Temmuz 1993’te Sivas Katliamı’ndan altı gün sonra yaşananları protesto eden yurttaşlara seslenirken. “Türkiye’nin alnındaki en büyük kara lekesi” bir birikimin sonucuydu Yaşar Kemal için… “Bugün insanlığın yüzüne bakıp ne söyleyeceğiz? Utancımızdan başka nemiz kaldı?” diyordu üzüntü içinde…
Kaybettiğimiz isimlerin arasında kimler yoktu ki? Asım Bezirci’si, Metin Altıok’u, Hasret Gültekin’i, Behçet Aysan’ı, Muhlis Akarsu’su, Nesimi Çimen’i ve daha niceleri… Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Sivas Katliamı’nın 26. yıl dönümü için yaptığı yazılı açıklamada yitirdiğimiz değerlerin önemini ve bu katliamın tarihsel kaynaklarına dikkat çekiyor bir kez daha.
“Sultanları, padişahları, emirleri, kralları, iktidar sahiplerini bu kadar korkutan özgür ve bağımsız düşüncedir.” denen açıklamada “Bu nedenle sürekli; din ve dünya işlerinin ayırılmasını, insanın varlık nedeni olan toplumsal eşitliği, vicdan özgürlüğünü, tam ve mutlak demokrasiyi, insanların dinleri, milliyetleri, cinsiyetleri yüzünden ayırıma uğramadığı bir dünyayı kuracağız, kurmalıyız diyoruz.” ifadeleri yer alıyor.
Katliamın 26. yıl dönümünde şair, yazar ve müzisyenler düşüncelerini gazetemizle paylaştı. Katliamın izlerinin hâlâ sürdüğünü dile getiren Mustafa Köz, Şükrü Erbaş ve Vedat Yıldırım, katliamın arkasındaki karanlık düşünceyle yüzleşme çağrısı yaptı.
“ADALET TERAZİSİ HÂLÂ DENGEDE DEĞİL”
Şair Mustafa Köz, adalet terazisinin daha oluşmadığını vurgulayarak, “Bu yangın yalnız o güne değil bugünün ve sonranın siyasal tarihine kıvılcımlarını verdi. O günden bugüne siyasal iktidarlar o yangına su değil benzin taşıdı” ifadelerini kulandı. “Önce unutmamalı” diyen Köz, “Şiirde, öyküde, fotoğrafta, sinemada, bilimde aldığımız bu miras yarınında bizim için sonsuzluğu olacak. Ne orada kalan kardeşlerimizi unutacağız ne de o yangını günden güne çoğaltanları. Orada kalan kardeşlerimiz kalplerimizin birer parçası, onları yok edenler ülkenin zulüm tarihinin kanlı bir parçası olarak anılacak” şeklinde konuştu.
“YAŞASAYDI KİM BİLİR NELER DAHA YAPACAKTI”
Müzisyen Vedat Yıldırım ise, Sivas Katliamı’nda yitirilen değerlerin önemini vurguladı: “Hasret Gültekin gencecik yaşında aramızdan ayrıldı. O kadar genç olmasına rağmen Alevi müziğin parlak çocuğuydu. Yaşasaydı kim bilir neler daha yapacaktı?” Hasret Gültekin ile Sivas Katliamı’nın bir sonucu olarak tanışamadıklarını belirten Yıldırım, “Eğer yaşasaydı mutlaka birlikte alevi müziğine dair bir şeyler yapardık” dedi. Yıldırım, hem devletin hem de sistemin bu katliamla yüzleşemediği için toplumsal barışı önemseyen bir sistem kurulamadığını belirtti.
“İLERİCİ KÜLTÜR YAKILMIŞTIR”
Şair Şükrü Erbaş, “O gün Sivas’ta özgür akıl yakılmıştır. Özgür aklın temel güvencesi olan laiklik yakılmıştır. Temel insan hakları, insanlarla birlikte yakılmıştır. İlerici kültür, sanat ve demokratik düşünce yakılmıştır” dedi.
O ateşi yakan kötülüğe işaret eden Erbaş, “O kötülük Roboski olarak sürmektedir, Reyhanlı’daki kanlı bomba olarak, Gezi sürecinde öldürülen çocuklar olarak sürmektedir. Soma olarak, Ermenek olarak, Suruç ve Ankara Garı Katliamı olarak sürmektedir” ifadelerini kullandı.
TYS, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda saat 11.00’de katliamda yaşamını yitiren Asım Bezirci’nin kabri başında bir anma etkinliği gerçekleştirecek. Ardından Rıfat Ilgaz’ın kabrine de uğranacak. Eylem NAZLIER / Can Deniz ERALDEMİR – EVRENSEL İstanbul
