2,5 + 2,5 ≠ 5

Yukarıdaki matematiksel işlemin doğru olmadığını söyleyeceksiniz hemen.
Evet, haklısınız, ama bu sadece bir matematiksel işlem olsaydı…
Şimdi size 2,5’la 2,5’un toplamının 5 etmediğini ispatlayacağım.
Hadi başlayalım: Hükümet memurlara 2010 yılı için –öngörülen enflasyon hesabına dayanarak- 6’şar aylık dönemler itibariyle %2,5 maaş zammı verdi ve bunu da “toplamda yıllık %5 zam verdik” şeklinde açıkladılar.
*
Bir memurun maaşını ele alalım ve kolay anlaşılabilir olması için de maaşının Temmuz-2009’da 1.000 TL olduğunu varsayalım. Bu maaşa %2,5 zam yaparsak, memurumuz ilk 6 ay boyunca 1.025 TL maaş alacak, değil mi?
Yılın ikinci yarısı için de yine %2,5 zam uygulayalım, ama 1 Ocak’taki maaşa.
“Niye Haziran’dakine değil de Ocak’takine uyguluyorsun” diye sorabilirsin. Ben de “Devlet öyle uyguluyor, ben değil” derim…
Yani, 1.000 TL x 1,025 = 1.050 TL de yılın ikinci yarısında alacağı aylık olacaktır memurumuzun.
İki dönemdeki bu aylıkları topladığımızda memurumuzun bir yıllık geliri 12.450 TL olacaktır.
Hadi bir de bu yıllık maaşı 12 aya bölelim ki memurumuzun aylık ortalama maaşını bulalım: (12.450 / 12) = 1.037,5 TL
Şimdi bu ortalama maaştan da Temmuz 2009’daki maaşı çıkaralım:(1.037,5 – 1.000) =37,5 TL.
İşte, Temmuz 2009’da 1.000 TL alan bir memurun maaşındaki ortalama artış: 37,5 TL.
Demek ki memura %5 değil, ortalama %3,75 zam yapılacak bu yıl toplamında.
Peki, yılın ilk ayında, Ocak ayında hükümet direkt %5 zam yapsaydı memur ne kadar daha fazla ücret alacaktı?
Aylık: 12,5 TL.
“12,5 TL eksik alıyoruz” diye de memurlarımız üzülmesinler:
Bir kilo çinakop parası!..
“Laf mı yani, memur kim çinakop yemek kim, anası mı yiyordu babası mı; onu da yemeyiversinler, ölmezler ya” der, duyarsa köpükçü amca!..
*
Geçelim bununla bağlantılı asıl can alıcı noktaya…
*
Memur için 12,5 TL pek önemli bir miktar olarak görünmese de, ya da kolaylıkla vazgeçilecek bir miktar gibi algılansa da, birileri/bir yerler için çok önemli olabilir…
Hadi gelin şimdi 1.000 TL maaş alan memurdan kırpılan bu aylık 12,5 TL’yi başka bir yönden ele alalım da görelim kime ne kadar yar olduğunu.
TÜİK verilerine göre, kamuda 30 Eylül 2009 tarihi itibariyle 2.976.514 kişi istihdam ediliyormuş. Hesaplamalarda kolaylık olsun diye 3.000.000 kişi diyebiliriz.
Ben yukarıdaki hesaplamalarda kolaylık olsun diye 1.000 TL maaş verdim ya memurumuza, asıl rakam bunun çok üzerinde.
Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in açıkladığına göre “2009’da 1.480 TL olan ortalama memur maaşı, 2010’un ilk yarısında 1.518, ikinci yarısında ise 1.555 TL olacak”mış.
Yani 2010 ortalaması aylık 1536,5 TL.
Yukarıda 1.000 TL maaş için yaptığımız hesapları bu rakama uyguladığımızda memurumuzun aylık gelir kaybı 12,5’ten 17,5 TL’ye çıkmaktadır.
3.000.000 kişi X 17,5 TL X = 52.500.000 TL. Bu para, memurlarımızın maaşlarına yapıldı denilip de kırpılan aylık miktar.
Hadi bir de bunun yıllık tutarına bakalım.
52.500.000 TL X 12 ay = 630.000.000 TL.
Yani, 430.000.000 Dolar.
*
Şimdi soralım kendi kendimize, “Memurlardan, çaktırmadan kırpılan bu parayla ne yapılacak?”
Ya da “ne yapılabilir?”
Ne yapılacağını bilemem ama “ne yapılabilir”e ben sadece bir tane öneri sunabilirim.
*
Bir an için her şeyi bir kenara bırakalım en aktüel sosyal bir soruna, TEKEL işçilerinin direnişine kayalım.
Ne demişti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Ömer Dinçer: “10.857 işçiye aylık maaş ve ücret olarak yaklaşık 40.milyon lira ödeniyor.”
Peki, Başbakanımız ne demişti, “Tekel işçisi müjde bekliyor” şeklinde, 6 Aralık 2009 tarihinde, Haliç tersanesindeki gemi indirme töreninde slogan atan işçilere:
“10 bin Tekel işçisinin bir aydaki maliyeti 40 milyon. Bu ufak bir rakam değil. (…) Bu tür unsurlar bu ülkede çalışmadan, yatarak para kazanmak istiyorlar. Biz artık yatarak para kazanma dönemini kapattık. Bu yok. Üreteceksin, kazanacaksın. Üretmeden vermek yok. Her zaman söylüyorum; bir özel sektör işverenini düşünün. Çalışmayana para verir mi? Çalışmazsa ne yapar, tazminatını öder. (…) Bunlar devletin malı deniz, yemeyen domuz dediler. Bu anlayışla baktılar. Bu millet bunun bedelini ağır ödedi.”
Özelleştirme İdaresi verilerine göre TEKEL özelleştirmelerinde 2002–2009 döneminde 2, milyar 617 milyon 488 bin 691 Dolar elde edilmiş.
Yani, -şimdiki kur değeriyle- 3 milyar 926 milyon 233 bin 37 Lira…
Şuna bakar mısınız, “ücretiniz yüksek, maliyetiniz ayda 40 milyon, üçte birine razı olun” dedikleri insanların işyerlerini yaklaşık 4 milyar liraya satmışlar ama “size para yok”…
Şöyle bir şey aklıma geldi: Biz memurlardan hesap oyunuyla sadece bir yılda kırpılacak olan bu 630 milyon lira nasıl olsa bize yar edilmeyecek. Hiç değilse yıllık 10.857 Tekel emekçi ailesinin derdine derman olsun…
Böylelikle, işyerlerinin satışından elde edilen parayı iç edenlerin yerine, biz memurlar bir yıllık “maaş zam kesintimizle”, TEKEL işçilerinin ücretini karşılamış olalım…
*
Son olarak birkaç şey daha söylemek istiyorum, bu hesap oyununun gelişimi hakkında.
Maaş hesabındaki bu sistem en az 25 yıldır uygulanıyor.
Peki, 25 yıl önce kimdi hükümetimizin başı?
Eğer o kişiyi bilirseniz, bu hesap kazığını memurun başına bela eden başı da bilmiş olacaksınız…
Ve ne gariptir ki, ondan sonra başa gelenlerin de başlarına yatmış olmalı ki bu hesap tekniği, hepsi de baş tacı ettiler…
* * *

1619460cookie-check2,5 + 2,5 ≠ 5

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.