4 bin yıl önce soğan ihraç eden Anadolu bugün soğan ithal ediyor!

YUSUF YAVUZ  / AÇIK GAZETE – Asur Ticaret Kolonileri döneminde bugünkü Kayseri yakınlarında kurulan Kültepe ve Kaniş Karum’unda ortaya çıkan çivi yazılı tabletler, yaklaşık 4 bin yıl önceki soğan üretimi ve ticareti hakkında çarpıcı ayrıntılar içeriyor…
 
Bugün Karahöyük köyünün bulunduğu bereketli arazide kurulan Kültepe, Anadolu’daki tarım kültürünün son 4 bin yıllık geçmişine ışık tutuyor. Bugün insanlık için oldukça önemli olan birçok temel gıda ürününe kaynaklık eden Anadolu toprakları biyo-kültürel açıdan yeryüzünün en özel coğrafyalarından biri. Tek başına kuru soğanın üretim ve kültür tarihi bile bu toprakların hafızasındaki binlerce yıllık tanıklığı benzersiz kılıyor. Ancak bugün bu zengin kültürün derinliğinde keyiften sarhoş olmak yerine ihtiyacımız olan kuru soğanı bile ithal ederek karşılamaya çalışıyor oluşumuz trajedimizin ölçüsünü ortaya koymaya yetiyor.
 
KİLOSU 8 LİRAYA DAYANAN SOĞAN YOKSUL YİYECEĞİ OLMAKTAN ÇIKTI
Soğan, halk edebiyatından toplumcu gerçekçiliğe yazın alanında yoksulluğu ve bir bakıma da kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmeyi anlatmak için en çok kullanılan simgelerin başında geliyor. Bir başka deyişle kuru soğana muhtaç olmak, yiğitliğin tükenişine işaret eden kırmızı çizgi sayılmış… Ancak bugün gelinen noktada o kırmızı çizgi çoktan aşılmış görünüyor. Türk mutfağının vazgeçilmezi olan kuru soğanın fiyatı son iki haftadır öylesine yükseldi ki marketlerde neredeyse 8 lira eşiğine dayandı.
TÜRKİYE’DEKİ SOĞAN ÜRETİM ALANLARI 13 YILDA YÜZDE 37 AZALDI
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, fiyatı hızla yükselen iki üründen biri olan kuru soğanda üretim alanlarının 2004-2017 arasında yüzde 37, patatesteki ürerim alanının ise yüzde 22 oranında azaldığını açıkladı. Atalık, aynı dönemde Türkiye’nin nüfusunun ise 68 milyondan 80,8 milyona çıktığının altını çiziyor.
EKONOMİ BAKANI ZEYBEKÇİ: ‘SOĞAN VE PATATES İTHAL EDECEĞİZ’
Günlerdir gündemin ilk sıralarına yerleşen kuru soğan ve patates fiyatlarındaki inanılmaz artışın ardından açıklama yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ise bu iki üründe ithalata izin vereceklerini dile getirdi. Zeybekçi, soğan ve patates ithal edilecek ülkelerin de belli olduğunu dile getirirken gözler şimdi adı henüz açıklanmaya o ülkelere çevrildi…
TÜRKİYE’NİN SOĞAN İHTİYACI ÇİN’DEN Mİ KARŞILANACAK?
Ancak dünya kuru soğan üretimine ilişkin verilere bakıldığında Türkiye’nin soğan ithal edebileceği ülkeler arasında ilk sırayı Çin alıyor. Dünyada üretilen her dört kuru soğandan biri Çin, yaklaşık beşte biri de Hindistan kaynaklı. ABD, Mısır, İran ve Rusya bu ülkeleri izliyor. 2016’da 2,12 milyon ton kuru soğan üreten Türkiye ise dünya kuru soğan üretiminde 2017 verilerine göre 7’nci sırada.
TÜRKİYE DÜNYANIN 7’NCİ BÜYÜK SOĞAN ÜRETİCİSİ
Kuru soğan yoksul yiyeceği olarak anılsa da oldukça stratejik bir gıda ürünü. Kuru soğan üreten ülkeler yalnızca yüzde 4 kadarını dış satıma konu ediyor, geri kalanını ise kendi iç pazarında tüketiyor. Hatalı tarım politikaları yüzünden Türkiye bugün en temel tarım ve gıda ürünlerinden biri olan kuru soğanı ithal edecek duruma düştü. Oysa kuru soğan Anadolu’nun en eski ihraç ürünlerinden biriydi.
4 BİN YIL ÖNCE ANADOLU’DA SOĞAN ÜRETİMİ VE TİCARETİ YAPILIYORDU
Yaklaşık 4 bin yıl kadar önce Anadolu’da ticaret kolonileri kurarak mal alım satımı yapan Asurlu tüccarların tuttuğu çivi yazısı kayıtlar, kuru soğanı da içeriyor. Literatüre ‘Kapadokya tabletleri’ olarak geçen Kültepe metinleri, yaklaşık 4 bin yıl önce Anadolu’daki soğan üretimi ve ticaretine de ışık tutuyor. Kayseri yakınlarındaki Kültepe’de ortaya çıkan 23 bin civarında çivi yazılı tablet, Asur Ticaret Kolonileri Devri olarak anılan ve M.Ö. 1975-1723 yılları arasına tarihleniyor. Tam olarak günümüzden 3993 yıl öncesinden itibaren tarihe not düşülmeye başlanan Asurca yazılmış tabletlerde, incirden nara, zeytinden üzüme, soğandan meşe palamuduna, koyundan sığıra, baldan yüne kadar birçok ürünün alınıp satıldığı belgeleniyor.
KÜLTEPE METİNLERİ TARIM VE HAYVANCILIĞA IŞIK TUTUYOR
Kültepe tabletlerinde geçen tarım ürünleri hakkında bir araştırma yapan Esma Öz, ‘Kültepe Metinleri Işığında Eski Anadolu’da Tarım ve Hayvancılık’ adıyla Türk Tarih Kurumu’nca yayınlanan (2014) kitabında soğan için de bir bölüm ayırmış.
‘İKİ KAP SOĞAN İÇİN 1,5 SEGEL GÜMÜŞ ÖDENİYORDU’
Kültepe tabletlerinde en çok adı geçen sebzenin soğan olduğunu belirten Öz, daha çok kervan yolculuğu boyunca yapılan harcamaların kaydedildiği masraf listelerinde anılan bitkinin fiyatlarının da düşük tutulduğunu aktarıyor: “1429 numaralı masraf listesinde, 2 kap soğan için 1,5 seqel gümüş ödendiği görülmektedir. Metnin 10. satırında şunları okuyoruz: ‘1,5 seqel gümüş, 2 kap soğanın fiyatıdır.’ Bir başka masraf listesinde ise soğan için 1/3 seqel ödendiği belirtiliyor.”
 
‘SOĞAN ÜRETİMİ VE TİCARETİ YERLİ HALKIN KONTROLÜNDEYDİ’
Aynı zamanda doktora çalışması olan kitabında, Asur Ticaret Kolonileri döneminde Anadolu’daki soğan üretimi ve ticaretinin yerlilerin kontrolünde olduğuna dikkat çeken Esma Öz, yaklaşık 4 bin yıl öncesinin Anadolu’sundaki soğan üretimine ilişkin şu bilgileri aktarıyor: “Soğan, ticari bir ürün olarak da alım satımı yapılan bir sebzeydi. Yerliler arasında düzenlenmiş çeşitli miktarlardaki soğanların paylaşımıyla ilgili bilgilerin kaydedildiği ‘Kt 89/k 367’ numaralı belgede, çuvallarla satın alınan soğanların kişiler arasında paylaşımı kayıtlıdır. Metnin devamında, yeni hasat edilmiş soğanların bahçıvan başı Hadiani’den alındığı söylenmektedir. Metnin devamı şöyledir: ‘Soğanları Tebarri ile aldık. 20 çuval soğanı, kumaşların fiyatına karşılık Alili ile paylaşacağız. 3 çuval soğanı Tuthalia ile paylaşacağız. Buruasna ile 4 çuval soğanı, ek olarak 9 seqel gümüş fiyatındaki yeni hasat edilmiş soğanları Tuthalia ve ben paylaştık…
 
‘SUHU/ANTİNNUM CİNSİ SOĞANI BANA GÖNDER’ YAZILI TABLET
Soğanların 14-20 çuval gibi büyük rakamlarla satın alınması, çok tüketildiğinin ve aynı zamanda soğanın ekonomik değeri olan bir besin maddesi olduğunu göstermektedir. Şu ana kadar yayınlanmış Kültepe tabletleri arasında Anadolu’da ekimi yapılan soğan çeşitleri ile ilgili olarak tek bir belge bulunmaktadır. Sözlüklerde ‘bir soğan türü’ anlamı verilen ve eski Babil ile Mari metinlerinden bilinen ‘suhu/atinnum’ cinsi bir soğan geçmektedir. Metnin 13-14 satırlarında şunları okuyoruz: ‘Soğanları ve suhu/atinnum cinsi soğanı bana gönder…’
 
ORTA ANADOLU’DA BİR ÇOK SOĞAN TÜRÜ YETİŞTİRİLİYORDU
Orta Anadolu’nun iklimi soğan yetiştiriciliği için elverişli olduğundan o çağlarda muhtemelen yeşil soğan, kuru soğan ve yabani soğan gibi birçok soğan türü yetiştiriliyordu. Ancak bahsettiğimiz üzere şimdilik sadece suhu/antinnum cinsi soğanın yetiştirildiğini biliyoruz…”
 
SOĞANIN KÜLTÜR TARİHİYLE ÖVÜNMEK VARKEN İTHALATLA AVUNUYORUZ
Kültepe Höyük, iki ayrı bölümden oluşuyor. Yönetici sınıfın yaşadığı sarayları da içeren 21 metre yüksekliğindeki ‘Kültepe’ ve Asurlu tüccarların yerleştiği ‘Aşağı şehir’ olarak da anılan Kaniş-Karum’u. Bugün Karahöyük köyünün bulunduğu bereketli arazide kurulan Kültepe, Anadolu’daki tarım kültürünün son 4 bin yıllık geçmişine ışık tutuyor. Bugün insanlık için oldukça önemli olan birçok temel gıda ürününe kaynaklık eden Anadolu toprakları biyo-kültürel açıdan yeryüzünün en özel coğrafyalarından biri. Tek başına kuru soğanın üretim ve kültür tarihi bile bu toprakların hafızasındaki binlerce yıllık tanıklığı benzersiz kılıyor. Ancak bugün bu zengin kültürün derinliğinde keyiften sarhoş olmak yerine ihtiyacımız olan kuru soğanı bile ithal ederek karşılamaya çalışıyor oluşumuz trajedimizin ölçüsünü ortaya koymaya yetiyor…
 
Kaynak: (Esma Öz, Kültepe Metinleri Işığında Eski Anadolu’da Tarım ve Hayvancılık’ TTK Yayınları. Sayfa: 24-27)
 
2202010cookie-check4 bin yıl önce soğan ihraç eden Anadolu bugün soğan ithal ediyor!
Önceki haberTürkiye, ILO’da zor durumda. Farkında mıyız?
Sonraki haberAbdülhamit’in mirasını da satışa çıkardılar!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.