17 Aralık zirve taslak raporunda Türkiye’nin (Kıbrıs Cumhuriyeti)ni tanıması şartınının bulunmadığını vurgulayan Serdar Denktaş, ”Türkiye uluslarası hukuk açısından bunu yapmak zorunda mı, hayır değil” diye konuştu.
Serdar Denktaş, Bayrak Televizyonu’nda (BRT) bu akşam yayımlanan Akis programında yaptığı konuşmada, teknik düzeyde devam eden ilişkilerin siyasi açıdan tanıma anlamına gelmediğine işaret ederek, BM’de (Kıbrıs Cumhuriyeti)nin de, Türkiye’nin de temsilcisi olduğunu, bunun siyasi açıdan tanıma anlamına gelmediğini söyledi.
Bakan Denktaş, Rum tarafının Türkiye’nin AB üyelik sürecini söylediği kadar kolay veto edemeyeceğini ifade etti.
Kıbrıs Türkü’nün ”evet”inin Rumun ”hayır”ına yenik düşürüldüğünü belirterek, KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin oybirliğiyle aldığı ”Türkiye’nin Rumların yönetimindeki (Kıbrıs Cumhuriyeti)ni tanımaması” yönündeki kararına değinen Bakan Denktaş, şunları söyledi:
”Meclis kararını keşke daha da ileriye götürme imkanları olsa. Sendikalar, sivil toplum örgütleri çıkıp aynı sesten mitingler yapsa, bu anlamda uluslararası anlamda girişimler yapsa. Hatta bu meclis kararının belki seçimlerle bereber, belki ayrı bir referanduma sunmak suretiyle, bunu tam anlamıyla halk istemi haline getirsek.”
Serdar Denktaş, meclisin söz konusu kararının, KKTC’nin ilanından sonra Kıbrıs konusunda ilk kez oy birliğiyle alınan karar olduğunu belirterek, bunun Kıbrıs Türk politikası açısından büyük aşama olduğunu söyledi.
Rum tarafıyla yumuşak bir üslupla müzakere edilmesi, Rumların istediğini elde etmesinin ardından başka bir şeyi isteyeceklerini öne süren Denktaş, Rumların yüzsüz bir siyaseti olduğunu sözlerine ekledi.
Denktaş, ”Espri olsun diye hep söylerim, öyle bir gün gelecek Rum herşeyi aldığı anda bile dönüp diyecek ki, ‘Şu Kıbrıs adasını da biraz çekerek Türkiye’den uzaklaştırıp Yunanistan ile Türkiye arasında bir noktaya getirsek daha iyi olur’. Bu kadar yüzsüz siyasetleri vardır” dedi.
