Eğer çok severek otomobil kullanıyorsanız otoyollarına bakarak bir ülkenin konumunu tespit edebilirsiniz.
Genel olarak iddialı olmayan ülkelerin yolları da kötüdür ve koydukları hız sınırlaması ile aslında bozuk yollarını düzeltmemeyi sağlar ve kendilerince tasarruf ederler. Bu sayede hem yola yatırımdan hem de serbest bırakıldığı takdirde aşırı hız yapılırken kötü yolun neden olabileceği tazminatlardan kurtulduklarına inanırlar.
Kuzey Kıbrıs’ta Lefkoşa ve Magosa arasını saatte 65 km hızla almak zorunda kalırsınız. Girne ve Lefkoşa arası ise biraz daha iyi olsa da orada da ortalamanız yine 65 km’de kalır.
16 Temmuz 2006 Pazar Günü bu deneyimi dört ülkede peş peşe yaşadım.
Kıbrıs’ın Rum Kesimi’nde Lefkoşa ve Larnaka arasında 140 km hızla giderken Kuzey Kıbrıs’ın yollarını düşünüp üzüldüm.
Gerçi sonra takriben 180 ile 220 km arasında hızla geçtiğim Almanya’nın ardından 120 km hıza mahkum olduğum Belçika´nın durumu beni gene teselli etti. Kuzey Kıbrıs’ın yolları Belçika’nın yollarından kötü değil aslında.
Kuzey Kıbrıs beni olumlu yönde oldukça şaşırttı. İzmir´den hiçbir farkı olmayan laik ve modern bir topluma sahip olması ise umut verdi. Kuzey Kıbrıs’ın eğitim düzeyi çok yüksek. Bence Türkiye için de büyük bir şans.
Tirajı 12.000–13.000 arası değişen Kıbrıs Gazetesi isimli bir günlük gazetenin olduğu ve bu gazetenin yanı sıra en az üç tane daha iddialı günlük gazetenin okunduğu ve de bunun dışında Türkiye´den gelen gazetelerin de ilgiyle takip edildiği bir ülke.
Okuyan bir topluma sahip olmak güzel. Kıbrıs Gazetesi´nin gezerken Forum Diplomatik dağıtımının da orada yapıldığını gördüm ve sevindim.
Bence sadece Kıbrıs’ın Rum Kesimi değil ayni zamanda Kuzey Kıbrıs da çoktan AB üyesi olacak konumda. Hem ekonomi açısından hem de diğer açılardan bakıldığında bu apaçık ortada.
En büyük talihsizlikleri “izole edilmiş” olmak.
Örneğin Kıbrıs Rum Kesimi´ne gelen yılda 3 milyon turistin dörtte biri Kuzey Kıbrıs’a gelse ve mallar Türkiye üzerinden değil de direkt Kuzey Kıbrıs limanlarından ülkeye girip, çıkabilseler belki de Kuzey ve Güney arasındaki milli gelirle ilgili 8.000 dolar ve 14.000 dolar göz önünde tutulduğunda 4.000 dolarlık fark da çok daha azalacak.
Kuzey Kıbrıs’taki kumar turizminin Kıbrıs ekonomisine katkısı olmadığından esnaf dört gözle iki tarafı uzun bir yürüyüş yoluyla birbirine bağlayan yeni bir kapının açılmasını beklemekte. Çünkü o zaman günlük bile olsa Lefkoşa´ya çok daha fazla turist gelecek.
Bu arada İngilizlerden sonra Almanlar´ın Kuzey Kıbrıs´ta emlak alımına yönelmesi ve Alman sayısının artması da Kuzey Kıbrıslı öğrencilerin İngilizce´den sonra öğrendiği ikinci yabancı dilin Almanca olmasına neden olmaya başlamış.
Almanca´nın AB içinde “hor görüldüğü“ bir dönemde Kuzey Kıbrıs’ta değerli bir dil konumuna gelmesi sanırım Almanya´daki Almanları da sevindirecek ve Kuzey Kıbrıs´a sempati ile bakmalarını sağlayacaktır.
Kuzey Kıbrıs’ta AB´ye hala büyük bir sempati var. Azaldığı doğru. Ancak rakamlara vurulursa eskiden yüzde 80’lik sempati şimdi yüzde 70 olmuş. Yani AB´den beklentiler hala çok.
Ve bence AB açısından da önemli bir alanda yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk var.
İki tarafın sınırlarının açık olması yeterli değil. Can ve mal güvenliğinin sağlanması da çok önemli.
Kıbrıs Rum Kesimi bu açıdan bakıldığında pek iyi gözükmüyor. Kuzey Kıbrıslı Türkler geceleri Güney´e geçmeye çekiniyorlar. Özellikle Kuzey Kıbrıs plakalı otolar Rum Kesimi’nde tacize uğruyor iddiası çok dile getiriliyor.
Lastikleri bıçaklanan Kuzey Kıbrıs plakalı otomobil sahipleri var.
Bunun yani sıra yolda kaldığında ya da herhangi bir köşe de durduğunda Kıbrıslı Rumlar tarafından tacize uğrayanlar olmuş ve çok sayıda Kıbrıslı Türk geceleyin Rum Kesimi´ne geçmemeyi tercih ediyor.
Bu AB üyesi olan bir ülke için kabul edilemez bir durum. Üstelik geceleyin tacize uğramaktan korkarak yola çıkamayanlar aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı konumundaysalar ve bu ülkenin kimliğini de taşıyorlarsa durum çok daha acı demektir.
Bu durumun düzeltilmesi bence hem AB hem de Kıbrıs Rum Kesimi için bir görev.
Eğer şu ana kadar gündeme gelen sevindirici açılım başarıya ulaşacaksa bu iki toplumun birbirinden korkmadan yaşayabilmesi ile mümkün olacak.
