Adalet Bakanı gidici mi?

Adalet Bakanı bakan olmadan hâkimdi. Hâkimlik görevini yerine getirdiği davalardan birisi ona bakanlık yolunu açmıştı. O dava sıradan bir dava değildi. Avusturya Adalet Bakanı Claudia Bandion Ortner Avusturya’nın en büyük ikinci bankası olan Bank für Arbeit und Wirtschaft (İş ve işletme Bankası), kısaca BAWAG bankası ile ilgili suiistimal ve bankanın parasını kötüye kullanma davasına bakmış ve davayı karara bağlamıştı.

Bu banka Avusturya Sendikalar Birliği’nin (ÖGB) bankasıydı. ÖGB’nin bankası BAWAG milyarlarca Avro zarara uğratılmıştı. Zararın miktarı kesin belirlenemezken, Adalet Bakanı Claudia Bandion Ortner “Devlet bir milyar Avro zarar uğramıştır” açıklamasında bulunmuş ve “bu miktar Avusturya’da ebeveynlere doğum izninde ödenen bir yıllık paraya eşit” olduğunu belirtmişti.

BAWAG bankasında banka görevlilerinin görevlerini kötüye kullandıkları ve bankayı milyarlarca zarara uğratmaları ortaya çıktıktan sonra Avusturya sendikal hareketi ciddi yara almış, bankanın bazı yöneticileri gözaltına alınmış, yirmi yıl ÖGB genel başkanlığını yapan sendikacı görevinden istifa ettirilmişti.

Bundan sonra karşılıklı kılıçlar çekilmiş, sendika eski başkanı 20 yıl yöneticiliğini yaptığı sendika aleyhinde 1 milyon Avroluk dava açmıştı. Ayrıca başta banka genel müdürü olmak üzere bazı banka yetkilileri gözaltına alınmış ve aleyhlerinde dava açılmıştı.

İşçi bankası daha sonra ÖGB tarafından, sendika düşmanı bir Amerikan işletmesine satılmıştı. Bankacılar aleyhinde açılan davanın hâkimlik görevi gönümüz Adalet Bakanı Claudia Bandion Ortner’a verilmişti.

Eski genel başkan sendika aleyhinde açmış olduğu davayı kaybetmiş, BAWAG Davası olarak adlandırılan dava da sonuçlandırılmıştı. Ergenekon davası iddianamesi kadar kalın bir iddianame olmasa da, dört yüz bin sayfalık belgeli davayı hâkim kısa sürede dokuz ayrı ceza kararı ile bitirmişti. Ancak bu karar daha sonra Avusturya gündemini sürekli meşgul etti, tartışmalar hiç bitmedi.

Davanın bitirilme aşaması geçtiğimiz genel seçimler öncesine rast gelmişti. Avusturya sendika önderleri Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) içinde siyaset de yaparken, Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ise işveren örgütlerinin desteğini almaktaydı. ÖVP’ye bu davanın sonucu seçim öncesi hoş gelmiş sefalar getirmişti, onların hedefi BAWAG konusunu seçimlerde kullanmak olmuştu. ÖVP konuyu ne kadar kullanmak istediyse de, pek faydasını görmemişti, bu durumdan üçüncü bir parti daha fazla faydalanmıştı. O parti de aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) oldu.

Hâkim hanım Ortner büyük bir davaya duyulan ilgiden de yararlanarak, hâkim değil de gözlük reklamcısı gibi sürekli farklı renklerde gözlüklerle basında kendisinden söz ettirdi ve özellikle de koalisyon hükümeti kurulması öncesinde ÖVP’nin dikkatini çekmişti. Seçim sonucunda SPÖ ve ÖVP koalisyonundan başka alternatif görmeyen siyasi güçler, bu iki partiyi hükümet kurmaya zorlamışlardı. Başbakanlık SPÖ’nün olması kaydıyla, İçişleri, Dışişleri, Maliye, Adalet Bakanlıkları gibi en önemli bakanlıklar ÖVP’ye verilerek, Avusturya’da Büyük Koalisyon Hükümeti kurulmuştu.

Bu koalisyon hükümetine ÖVP, ÖGB’nin bankacılarını BAWAG davasında mahkûm eden bayan hâkimi meclis dışından Adalet Bakanlığı koltuğuna oturttu. SPÖ bununla rahatsızlığını hissettirdiyse de, kabullenmek zorunda kaldı. Claudia Bandion Ortner hâkimlikten bakanlığa getirilmiş ve bu görevi de hala sürdürmektedir.

Claudia Bandion Ortner’in görev yaptığı bir alt mahkemede mahkûm olan bankacılar, haklarında verilen kararı bozdurmak için Yargıtay’a başvurmuşlardı. Dava açıldığı ilk günden, Yargıtay’ın vermiş olduğu karara kadar 1800 günde bitirildi. 1000 gündür suçlarının ne olduğunu bile öğrenemeyen ve her türlü suçlamaları yerle bir eden Silivri tutsaklarının davalarıyla karşılaştırıldığında, bu dava ne kadar da kısa sürede bitirildiğini belirtmeye gerek yok.

Yargıtay’ın yargıçları geçmişte hâkim, günümüzde ise Adalet Bakanı olan Claudia Bandion Ortner hanımın BAWAG davasında vermiş olduğu 9 kararın 7’sini bozdu.

Yargıçlar adına yapılan açıklamada ayrıca “hukuksal yanlışlarla dolu bir karar” değerlendirilmesinde de bulunuldu. Yargıtay’ın bu kararından sonra Adalet Bakanı Claudia Bandion Ortner tekrar gündeme oturdu. Yargıtay’ın bu açıklamasından sonra Avusturya’da hiçbir bakan, parti başkanı esip kükremedi. Yargıyı siyasallaşmış bulan da çıkmadığı gibi onlarla kavga eden de olmadı. Avusturya’da Silivri gibi bir şehri göstererek “yoksa” diyen ne başbakan ne de adalet bakanı oldu. Yargıyı yandaş yargı haline getirmek isteyen çevre olmadığı gibi, sanıkları savunan avukatlara gözdağı vermek için tutuklanmadı.

Onun yerine Adalet Bakanı’nın kendisi hedef tahtasına konuldu. Gazeteler bakan hanımın Claudia Bandion Ortner’in “istifayı düşünmüyorum” açıklamalarına yer verdiler. Ayrıca gazeteler Adalet Bakanı’nı Bayan Bandion’un yerine getirilmek istenen kişinin bile açık seçik yazmaya başladılar.

Bakan Bandion’un koltuğuna uygun görülen siyasetçi de ilginç bir isim oldu. Bu isim, Viyana Büyükelçisi Kadri Ecvet Tezcan’ın şimşekleri üzerine çeken konuşmasında ÖVP değil de, aslında FPÖ’de yer alması gerektiğini ima ederek “Yanlış partide bulunuyor” dediği halen İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan Maria Fekter oldu.

1598290cookie-checkAdalet Bakanı gidici mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.