Afet bölgesinde taş ocağı izni!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Vahşi madencilikle dağları, ormanları ve tarım alanları yağmalanan Antalya’da usule aykırı faaliyet yürüten taş ocakları şimdi de Hisarçandır’daki afet bölgesine göz dikti…

Antalya’nın Konyaaltı ilçesine bağlı Hisarçandır Mahallesinde afet bölgesi ilan edilen ormanlık arazide taş ocağı açılması tepki çekti. 1960 yılında toprak kayması yüzünden iki vatandaşın yaşamını yitirdiği bölgede ağaçların kesilerek taş ocağı işletilmesine tepki gösteren köylüler yetkilileri uyardı. Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalışan Hisarçandır köylüleri, çalışma süresi dolan taş ocağının ilgili kurumların görüşü alınmadan yeniden faaliyete geçtiğine dikkat çekti. Taş ocağı için bölgedeki ağaçların kesilmesi sonucu heyelan riskinin yeniden aktif hale geleceğine işaret eden Hisarçandır köylülerinin açıklamasında, “Köy ve köy halkı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sebeple izin makamı olan Valiliğin doğacak olumsuzluklardan sorumlu olduğunu belirterek, verilmiş ruhsatın iptali ve yürütülen faaliyetlerin durdurulması ivedilikle talep ediyoruz” denildi.

Konyaaltı ilçesine bağlı Hisarçandır, Antalya halkının doğayla buluştuğu kırsal yerleşimlerin başında geliyor. Yüksek dağları, görkemli sedir ormanları ve Antalya’da gerçekleştirilen Expo 2016’nın simgesi olarak seçilen koruma altında şakayık çiçeklerinin doğal yayılış alanı olan Hisarçandır, son yıllarda taş ve mermer ocaklarının tehdidi altında.

Hisarçandır’da yaşayan vatandaşlar önceki gün Antalya’da Attalos Heykeli önünde bir araya gelerek yaşam alanlarını da tehdit eden taş ocağına karşı basın açıklaması yaptı, çalışmaların durdurulmasını talep etti.

AFAD RAPORUNDA AFETE MARUZ BÖLGE LİSTESİNDE

Taş ocağı açılan arazinin 1965 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile heyelan ve afet bölgesi ilan edildiğine dikkat çekilen açıklamada, AFAD’ın 2021’de Antalya için hazırladığı raporda da söz konusu arazinin “kütle hareketi kaynaklı afete maruz bölge” listesinde yer aldığı belirtildi. Taş ocağı için 2007-2008 yıllarında resmi kurumlardan alınmış olan görüşlerin 10 yıllık süresinin dolduğu kaydedilen açıklamada, 2007 yılında orman köyü olan Hisarçandır’ın 2014’ten itibaren mahalle statüsüne geçtiği belirtilerek, yerleşim alanının ciddi tehlike altında kalacağına dikkat çekildi.

TOPRAK KAYMASI SONUCU İKİ VATANDAŞ YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ

Taş ocağı sahasında 1960 yılında yaşanan toprak kayması sonucu Ali Çakmak ve Ali Karateke adlı vatandaşların yaşamını yitirdiği bilgisine yer verilen açıklamada, “Çam ağaçlarının kesilmesi halinde heyelan gibi kütle kaya hareketleri artacak, vatandaşlar için tehlike arz edecektir. Ocağın çalışması durumunda tarım ve hayvancılık sekteye uğrayacaktır. Su kaynakları kuruyacak, olanlar da yer değiştireceği için mahalle ciddi anlamda tehlikelidedir. Likya Yolunun başlangıç noktası olması sebebiyle turizmde olumsuz şekilde etkilenecektir. Bu ocağın çalışma alanı içerisindeki Konyaaltı Belediyesinin yürüyüş güzergâhı da yok olacaktır” ifadelerine yer verildi.

YENİDEN AÇILAN TAŞ OCAĞI HEYELAN RİSKİ YARATACAK

Ersen Sarıaslan adlı işletmeciye ait olduğu belirtilen taş ocağına karşı daha önce köylülerin açtığı dava sonucu ruhsatının iptal edilerek faaliyetlerinin durdurulduğu belirtilen açıklamada, kiralama yoluyla Şubat ayında yeniden faaliyete geçen projenin heyelan riski yaratacağına dikkat çekildi.

PROJE İÇİN YENİ ÇED RAPORU YOK

Söz konusu proje için 2009 yılında verilen 10 çalışma izni süresinin 2019’da dolduğu kaydedilen açıklamada, Antalya Valiliği’nin 2021 yılı çalışmalarının durdurulduğunu açıkladığı belirtilerek, “2022 yılı mahkeme kararı var denilerek güncelleme adı altında ruhsat süresi 2026 yılına kadar uzatıldığını yine valilik beyan etmektedir. Yalnız resmi kurum görüşleri ve olurları alınmamış, 2009 yılındaki görüşler kabul edilerek çalışma izni güncellenmiştir. ÇED yönetmeliğine göre 5 yıllık olmasına rağmen yeni ÇED raporu yoktur. Bu ocak ile ilgili tüm kurumların yeniden görüşüne başvurulması ve bu raporların göz önünde bulundurulması gerekmektedir” denildi.

‘VALİLİK SORUMLU OLUR’ UYARISI

Taş ocağının Hisarçandır Akçapınar Mevkii’ndeki yerleşimlere 250 metre mesafede olduğu vurgulanan açıklamada, heyelan riskine de dikkat çekilerek “Köy ve köy halkı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sebeple izin makamı olan Valiliğin doğacak olumsuzluklardan sorumlu olduğunu belirterek, verilmiş ruhsatın iptali ve yürütülen faaliyetlerin durdurulması ivedilikle talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

HİSARÇANDIR KÖYLÜLERİNE VEKİL ADAYLARI DA DESTEK VERDİ

Hisarçandır köylülerinin basın açıklamasına çevre ve kent hukuku alanında açtığı davalarla tanınan TİP Antalya milletvekili adayı Av. Tuncay Koç ile mermer ocaklarına karşı yürüttüğü mücadele ile dikkat çeken Beşkonak Birlik ve Beraberlik Derneği Başkanı ve Antalya bağımsız milletvekili adayı Halim Okudan da destek verdi.

AV. TUNCAY KOÇ: ‘ANTALYA’NIN DAĞI TAŞI PARAYA KURBAN EDİLİYOR’

Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün verdiği ruhsatların birçoğunun şaibeli olduğunu savunan Av. Tuncay Koç, “Antalya bir tarım ve turizm kenti olmasına rağmen 1000’den fazla taş ocağı ruhsatıyla dağımız taşımız kesilerek paraya kurban edilmektedir. Ama bu güzel coğrafyayı vermeyeceğiz, her türlü mücadeleyi edeceğiz. Hisarçandır köylüleriyle, Antalya halkıyla beraber, haksızlıklara, hukuksuzluklara ve doğa yağmasına hayır diyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

 

2686970cookie-checkAfet bölgesinde taş ocağı izni!
Önceki haberAGİT’ten Türkiye’ye seçim gözlemcileri eleştirisi
Sonraki haberAhmet Türk: İktidar kaybedeceğini anladı, İmralı’ya heyet gönderdi
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.