Akademisyenler, vatandaş mıdır?

Vatandaş; ilgilendirilmiş, sorumluluğu olan ve tartışmalar içinde yer alarak karar verebilen kişidir.

Bu tanımı kendimize rehber olarak alalım ve yazımıza başlayalım. Son yıllarda akademisyenler, çevresindeki tartışmalarda başbakandan alıntılar yapılarak söze başlıyorlar. Başbakan ve onun almış olduğu kararlara yönelik eleştirel bakış açısını pek görmüyoruz. Akademisyenler, gelişmeler karşısında sessizliklerini koruyorlar ya da hükümetin aldığı kararları destekleyen açıklamalarda bulunuyorlar ya da dolaylı olarak destekliyorlar.

Ülkemizin gündemi hızlı bir şekilde değişmekte ve ülkemiz insanı ile birlikte dokusu da değişim göstermektedir. Bu değişimin içerisine aktif olarak tartışmalara katılması beklenenler vatandaşlardır. Vatandaşlar ise, sessiz çoğunluğu oluşturmaktadır. Seçimden seçime önüne sürülen seçeneklerden birini seçen konuma dönüştürülmüştür. Gelişmeler hakkında genelde fikirleri yoktur ve yalnızca gelmekte olana uyum sağlarlar. Tanıma göre, seçmenin çoğunluğu vatandaş değildir! Tartışmalar içinde yer almayıp, tartışmalar sonucunda oluşan davranışlara göre tavır belirleyendir. İzleyendir, izlediği içinde sorumluluğu yoktur!

Akademisyen, üniversite ve benzeri yüksek öğrenim kurumlarında eğitim veren, araştırma yapan ve özgün araştırmalarıyla alanına katkıda bulunan kişilere verilen genel mesleki unvandır.

Toplumun önünde yol gösterici olduğu kabul edilen akademisyenler, bilgilendirilmiş, bilgi üretenler ve bilgilerini tartışma ortamında deneyen ve geliştirdikleri bilgiler doğrultusunda tavır alabilenler olarak tanımlarsak, bu durumda ülkemizde akademisyenin varlığı tartışmalı hale gelir! Bizde akademisyen, üniversite kürsüsünden seslenen olarak algılanmaktadır, vatandaş kriterine dahi uymamaktadır!

Bilimsel tartışma ortamında yer alamayan, gelişmeler karşısında, ‘sorumluluk benim değil, ilgi alanım içinde değil’ ya da ‘benim çalışma alanım içinde yer almadığından konuşmama gerek yok’ diyerek profesyonel bakış açısını ortaya koyan kişi, bilim adamı olabilir mi? Bilim adamı, profesyonel midir?

Ne yazık ki, gelişen ekonomik ilişkiler ve sanayinin üniversite içine, teknoloji parkları vasıtasıyla girmesi ile, (döner sermaye) üniversitede çalışan bilim adamlarını profesyonel yapmıştır! Profesyonel araştırma görevlisi, hangi birime bağlıysa orada çalışır ve sanayinin istediği alanda ilerleme için mücadele eder! İnsanlık için değil, evrensel insanlık gelişim için değil, sanayinin istediği için çalışır ve o alanda hizmette bulunur! Üniversiteler sanayiler için var olmaya başladığı günden beri, bilim sanayinin gelişimine bağlı olarak gelişim göstermiştir. Başlangıçta, sanayi bilime bağlı gelişirdi, bugün sanayiye bağlı gelişim göstermektedir. Bu konuda en iyi gözlemlenen alan, ilaç sanayisidir. Depolarda bulunan ilaçlar tükenmeden, daha gelişmiş bir ilaç insanlığa sunulmaz. Hatta ilaç fiyatı az geldiğini düşündüğünde, piyasaya ilaç vermez, üretimi durdurabilmektedir. Üretici firma, istediği ülke için aynı adla ama içeriği farklı ürünler çıkarabilmektedir. Bunu evrensel anlamda kontrol edebilecek bir bilim kurulu ne yazık ki yoktur. Geliştirilen her yenilik, kar amacını güden ve bu amaç doğrulturunda çalışır konumuna gelmiştir. Akademisyende bu çark içinde, profesyonel çalışan işçi / yönetici konumuna gelmiştir.

Vatandaş tanımına bakarak, ülkemizde ne kadar vatandaş vardır? Bu tanım içinde, ülkemizde akademisyenler, vatandaş mıdır?


—————————
http://www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.blogcu.com

1584910cookie-checkAkademisyenler, vatandaş mıdır?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.