Bu seçimde Alper Taş’a verdiğim destek için bana teşekkür eden dostlarım arkadaşlarım oldu… Tabii ki onu destekleyeceğim, hem dünya görüşümüz hem insani duruşumuz, hem vicdanımız bire bir örtüşüyor. ilk kez bir seçimde bir adaya bu kadar güvenerek, inanarak, tüm samimiyetimle destek veriyorum…
Evet çok doğru Alper Taş candır…
Dürüstlüğünü, içtenliğini, insanlığını, geçmişte memleketi için göze aldıklarını ve bugün de bir çok mağduriyet yaşayan insanlarımız için içtenlikle yapacaklarını, göze alacaklarını bildiğim için inanarak savunuyorum Alper Taş’ı…
Bu arada sürekli kendi içinde ayrışan, birbirini yiyen, zaman zaman düşmanlarının yapmadığını birbirine yaparak yoldaşlarını aşağıya çeken, oyların istemeden de olsa bölünmesine sebep olup yine istemeden faşist anlayışların seçim kazanmalarında bir şekilde katkıları bulunan, özellikle bir birlerine küskünlükleri nedeniyle seçime gitmedikleri için fark etmeden AKP’ yi desteklemekte olan sol görüşlü, sosyalist arkadaşlarımızdan ricamızdır; Bu Alper Taş’ın da şahsi ricasıdır;
ayrışmalarımız ne olursa olsun bu seçimde küskünlükleri bir yana bırakarak 31 martta mutlaka sandığa gidelim, oylarımızın otoriter, faşist anlayışlara hizmet etmesine istemeden de olsa neden olmayalım…
Özelliklen Beyoğlu’nda Cihangir, Gümüşsuyu civarında yaşayıp sandığa gitmeyen arkadaşlarımızın bu seçimdeki tavrı, Beyoğlu’nda bu seçimi kimin kazanacağını da belirleyecektir, bunu unutmayalım.
Arkadaşlar Gezi sürecini düşünelim oradaki umutlarımızı, beklentilerimizi, hiç bir inanç, din, ırk ve ideojijk ayrım gözetmeksizin kol kola, omuz omuza gösterdiğimiz, göstetmeyi başardığımız dayanışmayı…
Taksim Gezi dayanışmasının Türkiye’nin bütün mağdurlarının, ezilenlerinin, haksızlığa, adaletsizliğe uğrayanlarının ortak direnişi, sessiz çığlığı olduğunu hatırlayalım…
Aynı zamanda tüm üretenlerin, emekçilerin, öğrencilerin, kadınların, her anlamda ötekileştirilenlerin ortak mücadele zemini, direniş simgesi olduğunu…Bu anlamda Beyoğlu’nun Taksim’in yeniden kazanılmasının hepimiz için anlamını…
Kendi aramızda ufak tefek, küçük büyük ayrışmalar olsa da, çelişkiler olsa da, aynen Gezi’de olduğu gibi Taksim’in, Beyoğlu’nun hepimizin birleşme zemini, ortak değeri olduğunu bir an bile unutmayalım, unutturmayalım…
Bunları düşünelim ve kararlılıkla yeni bir başlangıç umuduyla sandıklara gidip oylarımızı kullanalım …
Bu seçimde Beyoğlu halk için halkın katılımıyla halkla beraber Beyoğlu’nu yönetmek isteyenlerin olacak… 31 martta Beyoğlu’na bahar gelecek, Beyoğlu’nun küskün yüzü yeniden gülecek…
Alper Taş’ın deyimiyle 31 marttan sonra İstanbul’dan, Türkiye’nin her yerinden insanlar akın akın Beyoğlu’nda koşacak…
Beyoğlu sadece İstanbul için değil Türkiye için değil, Dünya için ‘ Yerel yönetimler için uygulamaya geçirilmiş en demokratik en halkçı, gerçek bir ‘katılımcı model’ olacak…
Beyoğlu yeniden tüm ezilenlerin, mağdurların, emekçilerin, adaletsizliğe, uğrayanların ötekileştirikenlerin, AK parti tarafından yıllardır sistemli bir şekilde değersizleştirilenlerin sesini duyurabildiği Türkiye’nin en önemli Agorası, özgürlük meydanı olacak…
Her şey küçük dokunuşlarla
Küçük değişimlerle başlayacak
Umutla çoğalacak
Devleşecek
Böyle güzelleşecek dünya…
Böyle güzelleşecek yeniden Beyoğlu
Böyle güzelleşecek yeniden İstanbul
Böyle güzelleşecek yeniden Türkiye…
