Aman sessiz kalıp da bu suçlara ortak olmayın!

Dostlar bazı suçlar var ki insanları canından bezdirir, geleceğe olan umudunu azaltır, tabiri yerindeyse sinesini düşürür… Maliye bakanının vergi kaçırması, ahlak dersi veren din adamının çocuklara tecavüz etmesi, öğretmenin öğrencisini taciz etmesi, siyasetçinin gözünüzün içine bakarak yalan söylemesi, çulsuz politikacının bitinin kanlanıvermesi…

İngiltere gündeminde Başbakan Rishi Sunak, haftalar süren tartışmaların ardından vergi kaçırmakla suçlanan ve hakkında soruşturma başlatılan Muhafazakar Parti Teşkilat Başkanı Nadhim Zahawi’nin görevine son vermesi vardı. Başbakan Sunak, kendi talimatıyla başlatılan soruşturmanın sona erdiğini ve bunun neticesinde Zahawi’nin, “Bakanlık yasasını ciddi şekilde ihlal ettiğini” söyledi. Muhafazakâr Parti’nin bir kısım gelirini bildirmemekle suçlanan üst düzey yetkilisi ve eski Maliye Bakanı Nadhim Zahawi’nin, geçen yıl hatasını kabul edip vergi dairesine ceza ödediği geçen haftalarda ortaya çıkmıştı. Haberin özeti: En tepedeki, halkın parasını koruyup kollamak yerine çaktırmadan kendisine cukka etmiş. Durum çakılınca “dur” denilmiş.

Şimdi vatandaştan nasıl vergi toplayacaksınız. Biz de verdiğimiz vergilerin yol, su, elektrik, sosyal hizmet olarak bize dönmek yerine çakallara yat ve kat olarak gitmediğinden nasıl emin olacağız? Üstelik Başbakan Rishi Sunak’ın eşi hakkında da vergi iddiaları vardı… Ne yazık ki “Balık baştan kokar” deyimi bütün kokuşmuşluğu haklı kılar ve toplumu çürütür.

İngiltere’de canımızı, malımızı emanet ettiğimiz emniyet teşkilatında da sular durulmuyor hani. Ocak ayı içinde Londra’da bir polis memuru birçok kez cinsel tacizde bulunduğunu itiraf etmişti. Polis memuru 24 kez tecavüz suçu işlediği ve iki kez de tecavüz girişiminde bulunduğunu açıkladı. Teşkilat olay üzerine alarma geçmişti. İş işten geçtikten sonra alarma geçsen ne yazar, bunlara fırsat vermeyecektiniz. Seri tecavüzcü bu aynasız kadar “teşkilat” dediğiniz kurumunuz da suçludur…

Polis bir yana tecavüz hikayeleri sarayın da bacasından tütüyor. Son olarak cinsel istismarla suçlanan Prens Andrew’un, Virginia Giuffre ile reşit olmayan yaşlarında ilişkiye girdiğinin kanıtı olarak sunulan fotoğrafın, sahte olmadığı ortaya çıktı. York Dükü’ unvanına sahip olan Kraliçe Elizabeth’in küçük oğlu, iddiaları reddetse de ortaya çıkan bu fotoğraf, Prens’i zor durumda bırakacak cinstendi. Şimdi 39 yaşında olan Giuffre, fotoğrafın, Londra’da bir gece kulübüne gittikten sonra Prens Andrew ile cinsel ilişkiye zorlandığı gece çekildiğini iddia etmişti. İngiltere ve ABD’deki mahkemeler ile medya Türkiye’ye göre göreceli olsa da bağımsız ve özgür olmasaydı bu davayı duymayacaktık.

Kiliselerdeki çocuk tacizleri artık sıradan haber. Bu konuda yapılan sinema filmleri de “Toplumsal soruna neşteri cesurca vuruyor” denilebilir. Bu çürümüşlük Türkiye’de yok mu? İngiltere’den eksik değil dostlar… Gazeteci İsmail Saymaz, badeci şeyhlerin kitabını bile yazdı. Saymaz, cemaat ve tarikat alanındaki “holdingleşmenin” dışında kalan kayıt dışı ve merdivenaltı tarikat ve cemaatlerden polis ve adliye koridorlarına düşmüş altısının hikâyesini “Şehvetiye Tarikatı” adlı kitabında topladı. Okumanızı öneririm. Son olarak Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını “evlendirmesi” skandalına ilişkin davanın ilk duruşması 30 Ocak’ta Anadolu Adalet Sarayı’nda görüldü. Duruşmanın kapalı devam etmesi kararı alındı. “Yayın yasağı” getirilen dava, 27 Şubat’a ertelendi. Ne yazık ki dava öncesi 6 yaşındaki kızını evlendiren Yusuf Ziya Gümüşel için adliye önünde toplananlar, “Hocamız yalnız değildir” sloganları attı.

İsmailağa Cemaati’nin bazı üyeleri ise “Zindan gülistandır bize” ve “28 Şubat’ı tekrar istemiyoruz” yazılı dövizler taşıyarak, Yusuf Ziya Gümüşel’e destek verdi. 2023 Türkiyesi’ndeki bu görüntüden hicap duydum. Yurtiçi ve dışındaki bütün dini cemaat ve vakıflara okusun diye emanet edilen çocuklar kaderine asla bırakılmamalı, o tür yapılar sıkca denetlenmeli! Çocuklar hepimizin sorumluluğunda. Onları kötülerden korumak da hepimizin boynunun borcu olmalı… Unutmayalım dostlar bu çürümüşlüğe karşı sessiz kalırsak suça ortak olmuş oluruz.

***

DAY MER, “Çocuklarımızın Eğitimine Sahip Çıkalım!” başlıklı açıklamasında greve çıkan öğretmenlerin desteklenmesini istedi… Açıklama şöyle devam ediyor: “Öğretmenler grev kararları ile bir yandan kendi çalışma ve ücret koşullarına sahip çıkmak isterken, bir yandan eğitime sahip çıkmaya çalışıyor. Öğretmenlerimizin taleplerinin kabul edilmesi ve grevlerinin başarıyla sonuçlanması çocuklarımız ve gelecek nesil için hayati önemde. Öğretmenlerimizin bu haklı mücadelesinde en büyük destek, veliler ve öğrenciler olacaktır. 1 Şubat, 15 ve 16 Mart’da yapılacak öğretmenlerimizin grevini desteklemek, grev günü okul önlerinde yapılan grev hattı eylemlerine katılmak çocuklarımızın eğitimine sahip çıkmak demektir.

DAY MER, Kürt ve Türk kökenli göçmen emekçileri İngiltere çapında eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim ve diğer alanlarda sürdürülen grevleri desteklemeye, greve çıkan kardeşlerimizin taleplerini kazanmasının bizim kazanımımız olacağının bilinciyle dayanışmayı büyütmeye çağırıyor.” Dostlar bu haklı çağrıyı sizinle paylaşırken “Desteğinizi esirgemeyin” derim.

2666980cookie-checkAman sessiz kalıp da bu suçlara ortak olmayın!
Önceki haberCan kaybı artıyor: 3 bin 419
Sonraki haberAFAD: Kimliksiz cenazeler 24 saat sonra defnedilecek
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.