Anadolu’da soğan 4 bin yıl önce gümüşle satılıyordu

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Bakanlığın dekar başına verdiği destek bir kilo soğan etmiyor: Soğanın dünyaya yayıldığı toprakları bin yıl yöneten Türkler bugün ne oldu da bir kuru soğanı tarladan sofraya planlayamaz hale geldi…

Horasan’dan, Türkistan’dan gelip Anadolu toprağına, buğday, arpa, nohut ve soğan ekerek, koyun ve keçi güderek bu devranı döndüren bir halkın torunları nasıl oldu da bugün terörist muamelesi görmeye başladı? Bugün Türkiye’de ticari soğan üreten çiftçiler, nasıl oldu da Hollanda, İtalya ve Japonya’dan ithal edilen tohumları kullanır hale geldi? Bir zamanlar Fırat ve Dicle vadilerinden götürülen soğanlar, nasıl oldu da götürüldükleri topraklara ‘ithal tohum’ olarak geri dönmeye başladı?

 4 BİN YILLIK ÇİVİYAZILI TABLETLERDE SOĞAN BAŞKÖŞEDE

“Soğanları Tebarri ile aldık. 20 çuval soğanı, kumaşların fiyatına karşılık Alili ile paylaşacağız. 3 çuval soğanı Tuthalia ile paylaşacağız…”

 Tebarri ve Alili, tıpkı Tuthalia gibi yaklaşık 4 bin yıl önce Asurluların ticaret kolonileri kurduğu Orta Anadolu’da yaşayan yurttaşlarımız. Kayseri Kültepe’de bulunan çivi yazılı tabletlerde yer alan bu ifadeler, yerli halk arasındaki bir soğan alışverişinin kaydını tutmak için yazılmış ve 4 bin yıl sonrasının Anadolu’suna, “biz binlerce yıl önce çuval çuval soğan üretip, üstelik ticaretini de yapıyorduk” mesajını iletiyor.

 2 KAP SOĞAN İÇİN 2 SEQEL GÜMÜŞ ÖDENİYORDU

Ele geçen bulgulara göre Asur ticaret kolonileri döneminde Orta Anadolu’da birçok soğan türü yetiştiriliyordu. Şimdilik bunların arasında en yaygın olanının “suhu/antinnum” türü olduğu kaydediliyor. Kültepe tabletlerinde, 2 kap soğan için 1,5 seqel gümüş ödendiğinin belirtilmesi, soğanın 4 bin yıl önce de Anadolu halkı için kıymetli ve vazgeçilmez bir tarım ürünü olduğunu ortaya koyuyor. (1)

 TÜRKİYE SOĞAN ÜRETİMİNDE DÜNYADA 5. VERİMLİLİKTE 36. SIRADA

Soğangiller (Allium cepa L.) ailesinin en bilinen üyesi olan soğan, Türk mutfağına daha yakın zamanda giren Latin Amerika kökenli patates ve domates gibi uzak diyarlardan gelen bir tarımsal ürün değil, aksine binlerce yıldır bu topraklarda üretiliyor. Türkiye her türlü zorluğa rağmen üretmek için direnen çiftçiler sayesinde soğan üretiminde halen dünyada beşinci sırada yer alıyor. Ancak verimlilik sıralamasında 36. sırada bulunması, üretimde Hititler döneminden bu yana çok fazla yol alınamadığını gösteriyor.

 TARIM BAKANI ‘BİR HAFTA DAHA DİŞİNİZİ SIKIN’ DEDİ AMA…

Hemen her dönemde Anadolu insanının yanı başından ayırmadığı soğanın şu günlerde 35 TL’yi bulan fiyatıyla siyasetin de gündeminden düşmemesi boşuna değil. Tarım Bakanı Vahit Kirişçi geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada soğan için tüketicilere “bir hafta daha dişinizi sıkın” dedi, Adana ve Hatay’da turfanda soğan hasadı yapılacağını ve piyasanın soğana doyacağını “müjdeledi”. Ancak Bakan Kirişçi açıklamasında yüksek fiyatlara ve bunun nedenlerine değinmedi.

 BAKANLIĞIN SOĞAN RAPORU NEREDE HATA YAPILDIĞINI ANLATIYOR

Kişi başına tüketimin yılda 21 kilogram düzeyinde olduğu Türkiye, soğan üretiminde kendi kendine yeterliliği olan ülkelerden biri. Yani sorun üretimde değil. Bakan Kirişçi değinmese de, Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü (TEPGE) Kasım 2022’de yayımladığı ‘Kuru Soğan Raporu’, aslında bu konuda nerede hata yapıldığını ortaya koyuyor. Rapora göre Türkiye’de 68 ilde kuru soğan üretimi yapılıyor. Ülkenin hemen her bölgesi kuru soğan üretimi için elverişli iklim ve arazi koşullarına sahip. Üretimde öne çıkan iller Ankara, Çorum, Amasya, Hatay, Tokat, Eskişehir, Adana, Konya, Bursa ve Gaziantep olarak sıralanıyor.

ANKARA SOĞANIN DA BAŞKENTİ

Türkiye’de 2021’de üretilen kuru soğan miktarı 2,5 milyon ton. Bunun 835 bin tonunu tek başına Ankara üretmiş. Türkiye 2011’de 108 bin ton kuru soğan ihraç ederken bu rakam 2019’da 78 bin tona gerilemiş. 2021-2022 sezonunda ise 296 bin ton soğan ihracatı gerçekleşmiş. Türkiye’nin soğan ihraç ettiği ülkelerin başında Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor. Gürcistan, Rusya ve Suriye gibi ülkeler de soğan ihraç edilen ülkeler arasında.

SOĞANDA FİYAT ARTIŞI İTHALATLA DENGELENMEYE ÇALIŞILIYOR

Kuru soğanda kendi kendine yetecek üretim kapasitesi bulunan Türkiye’nin son yıllarda ithalata başvurması dikkat çekiyor. Bakanlığın soğan raporunda yer verilen bilgilere göre 2017’de 71 ton olan kuru soğan ithalatı 2018’de 195 tona, 2019’da ise büyük artışla 128 bin tona çıktığı belirtilirken ithalatın gerekçesi olarak da “İthalat miktarındaki bu artışın sebebi kuru soğan fiyatlarında yaşanan ciddi artış nedeniyle yurt içi piyasasında dengeyi sağlamak için ithalata başvurulmasıdır” ifadelerine yer veriliyor.

EN FAZLA SOĞAN İTHALATI BULGARİSTAN’DAN

Türkiye’nin soğan ithal ettiği ülkelerin başında komşu Bulgaristan, Özbekistan ve yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti geliyor. Bakanlık raporunda da altı çizildiği gibi fiyat artışını dengelemek için sıklıkla ithalat yoluna başvurulması yerine yerli üreticiye verilen desteklerin artırılması çok daha kalıcı bir çözüm olacak. Resmi verilere göre 2017’de üretici kuru soğanı 52 kuruştan, 2018’de 73 kuruştan sattı. Üretici fiyatı 2021’de 1 lira 36 kuruşa, 2022’nin ilk yarısında ise 1 lira 81 kuruş olarak kaydedildi.

SOĞAN SEÇİM ÖNCESİ EN ÇOK KONUŞULAN KONULAR ARASINDA

Aynı dönemdeki tüketici fiyatı ise 2017’de 1 lira 30 kuruş, 2018’de 2 lira 52 kuruş, 2022’nin ilk çeyreğinde ise 3 lira 18 kuruş olarak kaydedildi. Nisan 2023 itibari ile pazar ve marketlerde 30 TL’nin üzerine çıkan kuru soğan fiyatlarının seçim öncesinde en çok konuşulan konuların başında gelmesi gözleri yeniden tarım politikalarına çeviriyor.

RAPOR VAR, EYLEM YOK: ÜLKE RAPOR ÇÖPLÜĞÜNE DÖNDÜ

Son yıllarda adeta rapor ve eylem planı çöplüğüne dönen Türkiye’de birçok kamu kurumunda olduğu gibi Tarım Bakanlığı’nın belirli tarım ürünleriyle ilgili rapor ve piyasa analizleri yayınlanıyor. Ancak emir ve talimatla çalışan sistemde öncelik alamayan idarecilerin çaresizliği yüzünden soğan gibi ülkenin en yeterli olduğu bir ürünün planlaması bile yapılamaz hale geliyor.

BAKANLIĞIN DEKAR BAŞINA VERDİĞİ DESTEK BİR KİLO SOĞAN ETMİYOR

Tarım Bakanlığı’nın soğan raporunda yer verilen destek miktarları bile sorunu ortaya koyuyor. Rapora göre Bakanlık 2021’de kuru soğan üreticisine dekar başına 19 TL mazot, 8 TL de gübre desteği verdi. Her 50 dekar arazi için verilen toprak analizi desteği ise sadece 40 TL. Bakanlığın soğan üreticisine verdiği mazot ve gübre desteğinin toplamı bile bugün bir kilo kuru soğan tutarı kadar etmiyor.

2017-2021 DÖNEMİNDE GÜBRE YÜZDE 349 ZAMLANDI

Üretim girdileri incelendiğinde yine Bakanlığın raporuna göre 2017 yılındaki mazot fiyatı 2021’de yüzde 60 oranında artış gösterirken ayın dönem gübre fiyatları yüzde 349 oranında artmış görünüyor. Bu yılın girdilerindeki artışın boyutu da düşünüldüğünde soğan ve patates gibi fiyat dalgalanması yaşanan tarımsal ürünlerinin daha ciddi destek ve planlamaya konu edilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Bir yıl yüksek fiyattan satılan soğanda üreticilerin ürüne yönelmesiyle bir sonraki yıl yaşanan üretim artışına paralel olarak fiyatlarda düşüş yaşanıyor. Bir yıl kazanan üretici ertesi yıl büyük zararlara maruz kalıyor.

PİYASAYI DENGELEMEK İÇİN ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ ŞART

Bakanlığın soğan raporunda bunun önüne geçilebilmesi için atılması gereken adımlara da yer veriliyor ancak bu önerilerin sadece raporlarda kalması yönetim sorunlarını akla getiriyor: “Kuru soğan üretiminde karlılığın devam edebilmesi ve periyodik fiyat dalgalanmalarının etkisini en aza indirebilmek için, soğan üretiminin yoğun olarak yapıldığı illeri kapsayan bir üretici örgütlenmesine gidilerek soğan satışının bu örgütler aracılığıyla yapılması üreticilerin öncelik verdiği konular arasındadır. Bununla birlikte ürün çeşitliliği artırılarak kurutulmuş soğan, soğan tozu ve soğuk zincir içinde kıyılmış soğan gibi işlenmiş ürünler olarak değerlendirilebilir.”

 HOLLANDA SOĞANI FIRAT VE DİCLE BÖLGESİNDEN GÖTÜRÜLDÜ

Soğanı doğudan alıp götüren ve geliştirerek bugün doğu dâhil bütün dünyaya satan Hollanda, Konya kadar bir coğrafyada tarımı en büyük ekonomik girdilerden biri haline getirmeyi başarmış. Hollanda Soğan Derneği’nin resmi sitesinde yer alan bilgilerde, bugün ürettikleri soğanın Fırat ve Dicle yakındaki verimli Mezopotamya topraklarından götürüldüğü belirtiliyor: “Bugün bilindiği kadarıyla soğan, M.Ö. 3000 yılına kadar uzanmaktadır. Fırat ve Dicle nehirlerinin yakınındaki verimli Mezopotamya toprağı, muhtemelen Hollanda soğanımıza ev sahipliği yapmıştı. Eski Mısırlılar da soğana aşina olmuşlardı… Soğan, 13. Yüzyılda Romalılar tarafından Avrupa’da hızla yayıldı ve toplumun her kesiminde popüler bir sebze ve lezzet haline geldi.”

 SOĞANIN GEN MERKEZİ OLAN COĞRAFYALARI TÜRKLER YÖNETİYORDU

Soğanın gen merkezi günümüzde ‘Orta Asya’ olarak anılan geçmişin Türkistan coğrafyası ile güneyindeki bölge olarak biliniyor. ABD’yi bir kenara koyarsanız bugün dünyanın soğanını karşılayan ülkelerin hepsi doğu ülkeleri. Bir başka deyişle Çin’in ve Hindistan’ın bir bölümünü de içine katarsanız bugün soğan üretimi yapılan coğrafyayı yüzyılın başlarına kadar bin yıldır Türkler yönetiyordu. Gazneliler, Karahanlılar, Selçuklular, Babür, Memlük, Osmanlı, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safevi, Avşar ve Kaçar (Hanedan) gibi Türk devletlerinin kontrolündeki dünyanın doğusu, Anadolu’yla birlikte aynı zamanda büyük bir üretim merkeziydi. Örneğin Mısır’dan hububat gelmese Roma da Konstantinapolis de aç kalırdı. (2)

TÜRKİYE NEDEN BİR SOĞANI BİLE PLANLAYAMAZ HALE GELDİ

Soğanın dünyaya yayıldığı toprakları bin yıl yöneten Türkler bugün ne oldu da bir kuru soğanı tarladan sofraya planlayamaz hale geldi. Ataları Horasan’dan, Kaşgar’dan, Herat’dan, Maveraünnehir’den, kısacası Türkistan’dan gelip Anadolu toprağına, buğday, arpa, nohut ve soğan ekerek, koyun ve keçi güderek bu devranı döndüren bir halkın torunları nasıl oldu da bugün terörist muamelesi görmeye başladı?

HİTİTLERDEN BERİ PEK YOL ALAMAMIŞIZ, YAZIK

Bugün Türkiye’de ticari soğan üreten çiftçiler, nasıl oldu da Hollanda, İtalya ve Japonya’dan ithal edilen tohumları kullanır hale geldi? Bir zamanlar Fırat ve Dicle vadilerinden götürülen soğanlar, nasıl oldu da götürüldükleri topraklara ‘ithal tohum’ olarak geri dönmeye başladı? Bu ülkeyi yönetenler bu sorulara dürüstçe yanıtlar verip gereğini yapabildiğinde işte o zaman 4 bin yıl önce alışverişini çivi yazılı kil tabletlere işleyen Hititli yurttaşlarımız gibi biz de soğan dâhil birçok tarımsal ürünün kıymetini daha iyi anlayacağız.

_________________

(1): https://gazeteciyazaryusufyavuzcom.wordpress.com/2018/06/21/4-bin-yil-once-sogan-ihrac-eden-anadolu-bugun-sogan-ithal-ediyor/

(2): https://gazeteciyazaryusufyavuzcom.wordpress.com/2018/11/23/depoya-konmadan-aylarca-dayanabilen-yerel-soganlara-ne-oldu/

2681560cookie-checkAnadolu’da soğan 4 bin yıl önce gümüşle satılıyordu
Önceki haberAB’de Türkiye’deki seçimlere ilişkin gergin bekleyiş
Sonraki haberSon yağışlar da çare olmadı! İstanbul’da 15 günlük su
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.