Antalya’da restorasyon isyanı!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE- Belediyeler, meslek odaları, sivil toplum örgütleri, iş dünyası ve esnaf bir araya gelerek Kesik Minare’dekentin ortak hafızasını yok eden restorasyona karşı ortak tepki gösterdiler…

Antalya’nın simge yapılarından biri olan tarihi Kesik Minare’ye restorasyon sırasında külah takılmasına ilişkin tepkiler sürüyor. Belediye meclis üyelerinden meslek odalarına, sivil toplum örgütlerinden turizmci esnafına kadar çok sayıda bileşenden oluşan ‘Kaleiçi Ortak Akıl Platformu’, restorasyonla külah takılan Kesik Minare önünde ortak bir basın açıklaması yaptı. Kaleiçi Ortak Akıl Platformu Sözcüsü, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Ufuk Aydın, kesik minarenin Antalya’nın simgesi ve kent belleğinde yer alan kültürel ve arkeolojik bir değer olduğuna dikkat çekti. Yerli ve yabancı tüm arşivlerde ve kent hafızasında ‘Kesik Minare’ olarak yer eden bir yapının, restorasyon adı altında yeniden inşa edilmesi ve minareye külah takılmasının tüm Antalyalılarda şaşkınlığa, hayal kırıklığına ve üzüntüye yol açtığını kaydeden Aydın, konuyla ilgili yargı sürecinin devam ettiğine de dikkat çekerek, “Sabah kalktığımızda bir külahla karşılaşınca şaşırdık diye konuştu.

Antalya’nın tarihi kent merkezi olan Kaleiçi’nde bulunan Kesik Minare Camii’nde yapılan restorasyon sırasında kentin simgelerinden biri olan tarihi yapıya külah eklenmesine yönelik tepkiler sürüyor. Geçmişi 2 bin yılı bulan tarihi yapı, üç ayrı inancın izlerini barındırıyor. Ancak Osmanlı döneminde Antalya Sancağını yöneten Şehzade Korkut tarafından camiye dönüştürülen tarihi yapı, 1896’da çıkan yangında zarar gördü.

PANAGHAİA KİLİSESİ, KESİK MİNARE OLDU

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi yayınlarında yer verilen bilgilere göre Bizans döneminde 5. yüzyılda Meryem Ana adına Panaghia Kilisesi olarak kullanıldığı belirtilen tarihi ibadethanenin, II. Bayezid zamanında Şehzade Korkut tarafından camiye dönüştürüldüğü, bu nedenle de ‘Korkut Camii’ veya ‘Cami-i Kebir’ adı ile de anıldığı kaydediliyor. Kilisenin camiye dönüştürülmesi sırasında inşa edilen kesme taş işçiliği mihrabın sade görünümde olduğuna dikkat çekilen bilgi notunda, “1896 yılında bir yangında zarar gören caminin minaresinin ahşap üst kısımlarının da yanması sonucunda Kesik Minare adını almıştır” ifadelerine yer veriliyor.

AÇIK HAVA MÜZESİ OLACAKTI

Ancak yüz yılı aşkın zamandır ibadethane işlevini yitiren tarihi yapının minaresi zamanla Antalya’nın simgelerinden biri haline geldi. Kaleiçi’nde bulunduğu sokağa adını veren yapının zamanla yıpranması ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması Kesik Minare’nin çevresiyle birlikte korunmasını gündeme getirdi. 1992 yılında hazırlanan koruma amaçlı imar planında “Açık Hava Müzesi” olarak plan notlarına işlenen yapıyla ilgili 2013 yılında alınan koruma kurulu kararında her dönemin izlerini barındıran anıtsal nitelikteki Kesik Minare’nin açık hava müzesi olarak kullanılması kararlaştırıldı.

ALTI YILDIR YARGI SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Kesik Minare’nin mülkiyetine sahip olan Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü ise kentin en önemli turistik cazibe merkezlerinden biri olan tarihi Kaleiçi’ndeki yapının açık hava müzesi olarak kullanılması kararına itiraz etti. Bu itirazın hemen ardından Kurul bu kez de yapının cami olarak kullanılmasına karar verdi. Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası Antalya şubeleri Kurulun kararına itiraz ederek konuyu yargıya taşıdı. Mahkeme, çok katmanlı yapının sadece bir döneminin öne çıkarılmasının diğerlerini yok sayacağı gerekçesiyle Kurul kararını ipta etti. Ancak davalı kurum olan Kültür ve Turizm Bakanlığı yerel mahkemenin iptal kararını temyiz etti ve Danıştay kararı bozdu. Davacı meslek odalarının Danıştay’a yaptıkları karar düzeltme itirazları devam ederken tarihi yapının cami olarak ibadete açılması için Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz Ocak ayında restorasyon çalışmalarına başlandı.

ANTALYA KESİK MİNARE İÇİN AYAĞA KALKTI

Ancak 2020 yılında tamamlanması planlanan restorasyon çalışmaları kapsamında geçtiğimiz Mayıs ayında Kesik Minare’ye külah takılarak ezan okunmaya başlandı. Restorasyon çalışmaları tamamlanmadan görünür kılınan kentin simgesi minaredeki değişiklik ise Antalya kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Belediyesinden meslek odasına, sivil toplum örgütlerinden turizmci esnafına kadar çok sayıda bileşenden oluşan ‘Kaleiçi Ortak Akıl Platformu’, restorasyonla külah takılan Kesik Minare önünde ortak bir basın açıklaması yaptı.

AKP’Lİ MECLİS ÜYELERİ DE AÇIKLAMAYA DESTEK VERDİ

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Muratpaşa Belediye Meclisi Kaleiçi Komisyonu, Muratpaşa Belediye Meclisi Kültür Komisyonu, Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu, Antalya Kent Konseyi, ATSO Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu, Antalya İş İnsanları Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Kalekapısı Esnafı Güçlendirme ve Kalkındırma Derneği ile iş örgütleri olan ANSİAD, ANTİKAD, OSİAD, AGİDER, YÖRSİAD ve ASBİAD gibi kuruluşlardan oluşan Kaleiçi Ortak Akıl Platformu’nun basın açıklamasına  CHP Antalya milletvekilleri Çetin Osman Budak, Rafet Zeybek, Cavit Arı, Aydın Özer, CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul, İYİ Parti İl Başkanı Ahmet Aydın’ın yanısıra Muratpaşa Belediye Meclisi’nin AKP’li CHP’li ve İYİ Partili üyeleri de destek verdi.

‘KENT SİLUETİNİN YOK EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ’

Kaleiçi Ortak Akıl Platformu adına basın açıklamasını okuyan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Ufuk Aydın, kesik minarenin Antalya’nın simgesi ve kent belleğinde yer alan kültürel ve arkeolojik bir değer olduğuna dikkat çekti. Yerli ve yabancı tüm arşivlerde ve kent hafızasında ‘Kesik Minare’ olarak yer eden bir yapının, restorasyon adı altında yeniden inşa edilmesi ve minareye külah takılmasının tüm Antalyalılarda şaşkınlığa, hayal kırıklığına ve üzüntüye yol açtığını kaydeden Aydın, Kent belleği, mekanda yaşam bulur. Ortak mekansal hafızamızda, çocukluğumuzu, gençliğimizi, yaşamımızı bu sokaklarda geçirmiş biz Antalyalılar için, Yivli Minare, Üçkapılar, 40 merdiven, Mermerli, Kalekapısı neyse, Kesik Minare de odur. Dünya kültür mirasına kentimizden aday gösterilen iki eserden biri olan bu yapıyla birlikte, kent siluetinin yok edilmesi anlaşılamaz, kabul edilemezdir” diye konuştu.

‘KÜLAH, YAPININ KİMLİĞİNİ KAYBETMESİNE NEDEN OLDU’

Kesik Minarenin turizm ve tanıtım yönünden de paha biçilmez bir değer olduğunu vurgulayan Aydın, tarihi yapının kent siluetinin temel figürlerinden biri olmasının yanında Kaleiçi turistik alanının da çekim noktası olduğunun altını çizerek, şunları dile getirdi: “Mekanlar, sokaklar kente ait kolektif kimliğin sürekliliğinde rol oynar ve belleği tamamlar. Kentler bugünden yarına bir günde oluşmaz. Kentliler paylarak, üreterek, sosyal alanlarını yaratır ve köklü miras değerlerine sahip çıkarak kadim kentleri yaratırlar. Bu sokağa adını veren, Antalya’nın simgesi haline gelmiş Kesik Minare’ye külah eklenmesi, yapının sembol özelliğini, adını, kimliğini kaybetmesine, sıradan bir minareye dönüşmesine sebep olmuştur. Bundan başka hiç bir işe yaramaz.”

‘ESKİYİ YOK EDECEK FANTEZİLER KABUL EDİLEMEZ’

Restorasyonun, korunması gereken yapıtın aslına uygun olarak, özgünlüğünü koruyarak ve olabildiğince en az müdahale ile onarılması anlamına geldiğini dile getiren Aydın, eskiyi ezecek, hatta yok edecek türden uygulama ve fantezilerin kabul edilemez olduğunu savunarak, Bu külahın, tadilatın bu ölçüte uymadığı, eskiyi ezdiği, kimliği yok ettiği gayet açıktır. Kesik Minare’ye ilişkin hazırlanan bilimsel raporlarda, bu alanın kesin bir mekansal fonksiyona tamamlanmaması gerektiği belirtilmesine rağmen, birbiri ile çelişen raporlara dayanarak yapılan ve evrensel kriterlere uymayan restorasyon görünümlü inşaa faaliyeti, alanda 2 bin yıllık tarihi, kültürel ve arkeolojik bulguları yok etmektedir” dedi.

KESİK MİNARE AÇIK HAVA MÜZESİ OLMALI

Kesik Minare gibi kimlikleşmiş sembol bir yapının, Kaleiçi’nin her noktasında çıkan arkeolojik delerlerle bilikte açık hava müzesi olarak değerlendirilmesinin, aklın, bilimin ve Antalya’ya sahip çıkmanın gereği olduğunu vurgulayan Aydın, Bu, kent tanıtımına, turizm katma değerine ilave güç olduğu gibi, bu tarihi değerin, hepimizin hafızasında yer ettiği şekliyle gelecek kuşaklara aktarılmasının tek yoludur. Kesik Minare, yeniden Antalya hafızasında yer etmiş haline döndürülmeli ve bu alan açık hava müzesi olarak kente kazandırılmalıdır” diye konuştu.

‘SABAH KALKTIK, KÜLAHLA KARŞILAŞTIK’

Kesik Minare’nin projesine yönelik daha önceden açılan davaların devam ettiğinin de altını çizen Aydın, devam eden davaya rağmen inşaat yapıldığını kaydederek, “Sabah kalktığımızda bir külahla karşılaşınca şaşırdık”dedi.

2319520cookie-checkAntalya’da restorasyon isyanı!
Önceki haber“Aç gözünü seyret tekrarı yok bunun”
Sonraki haberBeton dökülmedik cennet kalmasın!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.