Arjantin güzeli Venezüela’yla flört ediyor…

Obama’nın ikinci dönem seçilmek üzere kolları sıvadığı şu sıralarda ABD’nin güneyindeki kıtadan, Güney Amerika’dan Washington’a pek iyi haberler gelmiyor.
Beyaz Saray güneyindeki bahçeden epeyi rahatsız!
Obama, Arap dünyasında yaşanan kalkışma ve ayaklanmalara mı baksın, Afganistan ve Irak’la mı ilgilensin, arada fırsat bulursa Çin’in kâğıttan kaplan devi ile mi güreşsin, gariban hangisine yetişecekse bunlar biraz zor görünüyor… Tümü birden, “dünyanın derdi” olarak Obama’yı gererken, şimdi başına bir de Arjantin Devlet Başkanı Kirchner çıktı.
Kirchner de Obama gibi ikinci kez “sınıf başkanı” olmak istiyori
Bayan Christina Kirchner, önümüzdeki Ekim ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde ikinci kez aday olacağını aslında henüz açıklamadı, ancak hem başkanı olduğu Peronist Parti ve hem de yönetimini üstlendiği devletin bütün kadroları, onun tekrar seçileceğine dair bir kararlılık ve “emniyet” içinde davranıyor, âdeta seçim kampanyasını onun adına ve onsuz, şimdiden sürdüyor.
Kirchner kendinden önce iki dönem, sekiz yıl için başkanlık yapmış olan eski Cumhurbaşkanı Néstor’un yerine seçilmiş gibidir; böyle hesap edilirse, aslında 12 yıldır Arjantin ülkesi devletiyle beraber Kirchner ailesi elindedir.
Ne sakıncası var?!
Demokratik seçim olduktan sonra bir sakıncası yok elbette, kuramsal olarak…
Aynı şey, Venezüela’nın sandıktan çıkmış, sonra tiran olma yolunda ilerleyen güya sosyalist, ama “sapına kadar halkçı” başkanı Hugo Chavez için de söz konusudur.
Kuramsal-teorik olarak bir eleştiri getiremezsiniz; işte sandık, işte oy!
Aynı şey, öteki ülkeler için geçerli değil midir, sanki !?
Arjantin’in bayan lideri Kirchner’in, aslına bakarsanız, kendi adına bir dünya görüşü, “vizyonu” yoktur.
O sadece, Eva Peron olmak yolundadır.
Otokrat, halkın oyuyla diktatör, demokratik oyları sandıktan toplayıp kraliçe gibi yaşayan bir liderdir.
Âlemin derdi bizi mi gerdi, diyeceksiniz; haklısınız…
Bizi henüz germiş değil, şükürler olsun…
Bizi gerenleri siz zaten biliyorsunuz, buradan tarife ne hâcet!
Ama Kirchner ve sülalesi, anlaşıldığına göre Obama ve Amerikan kapitalizmini geriyor…
Zira Kirchner yeniden seçilir seçilmez 50 civarında kapitalist şirketi kamulaştıracağını imâ etti.
Kapitalist şirketleri kamulaştıracaksa, bundan gocunacak değiliz elbette; ama, iktisatçıların hesaplamasına göre bu, Arjantin’de enflasyonu yüzde 26 seviyesine çıkaracaktır.
Sermayenin böyle zamanlarda aldığı intikam ise daha tehlikelidir.
Bayan Kirchner’e bu akılları veren ise, “demokratik oylamayla” işbaşında olan Venezüela’nın lideri Chavez’dir.
Venezüela’nın enflasyon oranı yüzde 36’ya dayanmıştır.
Saksıyı çalıştıralım: Kamulaştırmak, siyasi slogan olarak kulağa hoş, ama gerisi enflasyon olarak boş geliyor.
Amerikan sağının borazanı olan Wall Street Journal gazetesinde, geçen hafta yayınlanmış bir yorum, buna yer veriyordu ve yazarı Mary Anastasia’ya bakılırsa, Kirchner apaçık Venezüela modelini kendi ülkesine kopya etmekteydi.
Chavez ile Kirchner arasında bir süreden beri su sızmadığı biliniyor.
Hatta bazı dedikodu sayfalarında ileri geri konuşanlara bakılırsa, geçenlerde kocasını öteki dünyaya uğurlamış olan, orta yaşlı, fakat bakımlı ve güzel Kirchner ile Venezüela’nın bekâr lideri arasında niye bir şeyler olmasın gibi sözlere kulak kabartmak gerekecektir.
Fakat bütün bunlar işin magazin tarafıdır…
Ciddi tarafı ise şudur ki Obama’nın dümenini tuttuğu ABD yönetimi özellikle Arjantin’deki yatırımlarını ve bu ülkenin tarımsal gücünü dikkate almaktadır.
Arjantin’in faşist-popülist lideri, eski Devlet Başkanı, Juan Peron’un izinde olduğu aşikâr bulunan Kirchner karşısında ülkenin gerçek sol kadroları 2015 yılı seçimlerinde yönetimi gerçek anlamda komünist bir ele teslim etme çabasındadır; fakat güç görünüyor…
ABD şimdi iki kıskaç arasında bulunuyor, aşağısı sakal ve yukarısı bıyık misali…
Venezüela’nın petrol şımarıklığıyla güya solcu olan lideri ve ondan yardım alıp Arjantin başına tehlike kesilen Kirchner’e karşı gerçek solcuları desteklese, ı-ııhhh, bu olacak gibi değildir; zira işin tabiatına aykırıdır.
Arjantin’in gerçek komünistlerini desteklemiş bir ABD düşünülemez…
Komünistler bir yana, Arjantin’in en eski sosyal demokrat partisi olan Radikal Parti’yi dahi Washington’ın destek vermesi beklenemez.
Ama gel gelelim Caracas desteğindeki Buenos Aires, Washington’ın işine gelmemektedir.
Obama’nın yeni dönemde seçilmesine denk düşerse Kirchner’in ikinci başkanlığı, neresinden bakılırsa bakılsın, bir baş ağrısı olarak şimdiden ortaya çıkmaktadır.
Arjantin yakında ABD’nin migreni, sinüzütü olacaktır.