Avustralya ekonomisi tam anlamıyla balayı yaşıyor. Federal Hükümet, bütçenin fazla vereceğini tahmin ediyordu. Ancak bütçe öyle bir fazla veriyor ki, Costello bile bu kadarını tahmin edemezdi. Bütçe fazlası $11 milyarın üzerinde. Yani, Mayıs’taki tahminden $2.6 milyar daha fazla. Gelecek yılın bütçesi de hesaplamalara göre şimdiden $9.7 milyar fazla verecek.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Yanıt: Çin.
Büyümesini kendisi bile kontrol edemeyen bu ülkeden Avustralya’ya para akıyor. Çin, Avustralya’dan her geçen gün daha fazla maden satın alıyor. Hem de hiç de ucuz olmayan fiyatlartla. Avustralya maden şirketleri, Çin’in talebini karşılamak için günün 24 saati toprağı kazıp maden çıkarıyor. Çin’e satışlar arttıkça, maden şirketlerinin hükümete ödedikleri vergi miktarı da artıyor. Beklenmedik bütçe fazlası, artan bu vergi gelirlerinden kaynaklanıyor.
Avustralya’nın şansı, Çin gibi dev adımlarla büyüyen bir ülkenin ihtiyacı olan ham ve yarı mamul maddelere sahip kapı komşusu ülke olmasından kaynaklanıyor.
Her yıl 20 milyon Çinlinin, yani Avustralya nüfusu kadar bir kalabalığın köylerden şehirlere akın ettiğini, iç göç gerçekleştirdiğini gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Bu vasıfsız kalabalık, ucuz emek olarak fabrikaları, inşaatları dolduruyor. Çin’de insandan çok (ve ucuz) başka bir şey yok. Sellerin önüne set olarak bile “etten duvar” ördüklerini ekranlardan görmedik mi?
Komünist Çin, kapitalist Avustralya’nın yarasına melhem oluyor. Büyük bütçe fazlasının ilan edildiği günün ertesinde, Başbakan John Howard, seçmenlerine yeni “vergi indirimi” müjdesi veriyor. Çinlilerin parası, orta sınıf Avustralyalı’nın cebine vergi indirimi olarak yansıyor.
Avustralya’da daha önce de vergi indirimleri söz konusu oldu. İndirimlerden daha çok üst gelir grupları yararlandı. Bu kez, vergi indirimi alt gelir gruplarına yansırsa, bu durum, Komünist Çin’in, Avustralyalı düşük gelirlilere hediyesi olacak!
HAFTANIN KÖŞE YAZARI
Nadia Jamal, Sydney Morning Herald, 13 Aralık
Lübnanlı gençlerin “imaj” sorunu
SMH’nin Arap kökenli muhabiri olan ve “The Glory Garage — Growing up Lebanese Muslim in Australia” adlı kitabın da yazarı olan Jamal, özellikle Lübnanlı genç erkeklerin Avustralya toplumunda önemli bir “imaj” sorunu olduğunu kaydediyor.
Müslümanların kendilerine yöneltmesi gereken en önemli sorunun, “Niçin Müslüman kadınlar değil de Müslüman erkekler bu kadar problemli? Niçin bazı Lübnan kökenli genç Avustralyalılar bu kadar saldırgan ve şiddete düşkün?” sorusu olduğunu kaydeden yazar; yanıtın, Müslüman ailelerin kız ve erkek çocukları yetiştirmelerindeki çifte standardında yattığını ileri sürüyor. Jamal, “İş disipline geldiğinde kızlar ve erkekler için farklı kurallar uygulanıyor. Bunu inkar eden, kendisini gülünç duruma düşürür” diyor ve ekliyor.
“Sydney tecavüz çetesi ve Arap terörist mevhumu çıktığından bu yana Lübnanlı genç erkeklerin altında ezildiği psikolojik baskıyı hafifletecek hiç bir girişimde bulunulmadı.”
RAKAMLARIN DİLİ
Avustralya İstatistik Bürosu’na göre son üç yılda Noel ağacı üzerindeki süsleri çukolata sanıp yiyerek yaşamını yitiren Avustralyalı
sayısı: 93
AVUSTRALYA TARTIŞIYOR
The Age Gazetesi’nin 19 Aralık’ta yaptığı online anket
Melbourne’da da Sydney’deki gibi şiddet olayları olur mu?
EVET % 39
HAYIR % 51
Kullanılan oy: 1137
