2015 yılının son günlerinde ansızın Avusturya gazetelerine Türkiye konu oldu. Hem de öyle bir iki cümlelik haberlerle değildi. Sayfalar dolusu haberlerdi. Anşılan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’de siyasi olarak belirleyici olduğu sürece Avusturya medyasında haber eksik olmayacak.
Yıllar önce Erdoğan’ın AB tarafından desteklendiği dönemlerde gazeteler neredeyse reklam yazısı yazar gibi haber ve yorum yazıyorlardı. Ekonomik büyümenin çapı, belediyecilik alanındaki gelişmeler allandıra bullandıra anlatılıyordu. Hele bir dönem olduki Erdoğan ve onun kaçan kumpas savcılarını birer demokrasi kahramanı olarak vermedikleri kalıyordu. O dönem şüphesiz Balyoz, Ergenekon, Odatv, Casusluk davalarının tutuklama ve dava süreleriydi. Başta Der Standard Gazetesi’nin Türkiye temsilcisi olmak üzere Sabah, Taraf, Zaman ve benzeri gazetelerden edindikleri bilgileri haber olarak aktarıyorlardı. Uzun süre bu davaları yazdılar ve yazılarda Erdoğan’ı da hiç övgüsüz bırakmadılar. Kumpas davalarının çöküp, tutukluların serbest kalmallarından bu yana hayli zaman geçmesine rağmen günlerce konu ettikleri davalarla ilgil iki satırlık haber yapılmadı henüz. Kim bilir, bir gün kumpas davalarından zarar görmüşlerin açmış oldukları tazminat davasınında verilen kararlar gazeteci dostlarımızın gözlerini açar. Böyle bir şey olacağını düşünmemekle beraber ümitsiz olmak istemiyorum.
Geçtigimiz yılın aralık ayı içinde, önemli liberal gazelerden birinin birinci sayfasında manşetten verilen haberde “Türkiye’de iç savaş başlamıştır” deniliyordu. Kaynak ise Türk kökenli siyasal bilimci olduğu iddia edilen birisiyle yapılan söyleşiydi.
Böyle bir manşetin atılmış olması şüphesiz normaldi. Zira Avusturya medyası Türkiye’yi Erdoğan ve Erdoğan’a sosyal medya aracılığıyla yapıldığı iddia edilen hakaretlere ait davalar, hırsızlıklar, seçim sahtekarlıkları, saldırılar, coplar, gazeteci tutuklamaları, Pkk, Hdp, Diyarbkır, Güneydoğu Anadolu, öldürmeler vs gibi konularıyla tanınıyordu. Bu konuları işlerken gazeteler Türkiye’de belirli çevrenin düşüncelerine başvurduğu görülüyordu. Düşüncesine başvurulan gazete, hukuk, siyaset veya sivil toplum örgütü süreki aynı çevrelerden da olsaar, onlar Türkiye topraklarında yaşayanlardan veya kurulmuş olanlardan seçilmekteydi.
Aralık ayında Avusturya federal parlamentosu miletvekili Kurier Gazetesi’nin geniş kapsamlı haberinin merkezinde oldu. 29 Aralık tarihli Kurier Gazetesi‘nde Walter Friedl ve Stefan Schocher imzalı bir haber dikkat çekti. Haberde „Kürt çatışması artık siyasi alana da sıçradı“ğı belirtiliyordu. Kurier Gazetesi’nin Ortadoğu uzmanı Friedl ve meslektaşı Schocher haberde „Kürtlerin özerklik istediklerini, Ankara’nın ise bunu provokasyon olarak gördüğünü“ yazıyorlardı. Haberin genelinde HDP genel başkanı Selahattin Demirtaş ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun özerklik ve özerkliğe karşı açıklamaları yer alırken, Türkiye’nin bir korksunun bulunduğu belirtiliyordu. Korkunun özerkliliğin tanınması halinde „Kürtler’in Türkiye’den tümüyle ayrılacağıdır“ deniliyordu.
Kurier Kürtlerin isteklerinin ne olduğunu Kürt kökenli olduğu ifade edilen Yeşiller Partisi Avusturya federal meclisi milletvekili Berivan Aslan’ın düşüncesine başvuruluyordu. Yeşiller federal milletvekili Berivan Aslan „Kürtler sadece Südtirol modelinde olan özerkliği istemekteler“ biçiminde cevap veriyordu. Yeşil politikacı, “Özerkliğe rağmen Kürtler Türk devletinin bir parçası olarak kalmaya devam edeceklerdir ve Kürtçe’de eğitim verilmesinin gayet anlaşılır bir talep olduğunu” ayrıca belirtiyordu. “Barış sürecinin bittiğini” belirten Yeşiller milletvekili Aslan, “sorunun çözümünün tek yolunun özerkliğin tanınmasıdır” düşüncesini ifade ediyordu. Kurier Gazetesi haberinde Aslan’ın “özerklik modelinde merkezi otoritenin büçte ve güvenlik sorununu bölgeye bırakması gerektiğini, ve ayrıca Tayyip Erdoğan gücünü devretmelidir” dediğini yazıyordu. Erdoyan’ın gücün terk etmesi Bunun konusunda ümitli olmadığı belirtilen Aslan’ın “bu teklifin kabul edilmemesi halinde açık savaş olacaktır” ifadesi gazete haberinde belirtiliyordu.
Yeni yılın daha ilk gününde Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın “Hitler Almanya’sı üniter yapısında başkanlık sistemi vardır” sözleri Türkiye’yi daha ilk günde gazetelerin gündeminden uzaklaştırmadı. Erdoğan’ın sözleri Der Standard Gazetesi’nin internet sitesinde okuyucuya dalga geçme konsunda fırsat verdi. Yorumlarda ağırlıklı olarak “geçmişte Hitler şimdi ise o, bu mu Avrupa Birligi üyesi olacak” gibi ifadeler dikkat cekiyordu.
