Hani çelik köprülerde demir yorgunluğu olur ya…
Keza demiryollarında da…
Köprüler ve diğerlerinde tedbir alınabilir…
Ya yenilersiniz, ya destek yaparsınız…
İnsanlarda da erken veya geç, bazı yorgunluklar olabilir.
Bu bedeni veya zihinsel yorgunluk şeklinde seyredebilir.
Hatta yüzlerce tezahürü vardır.
En tehlikelisi zihinsel yorgunluklardır.
Çünkü ağızdan çıkanı insanın kulağı duymaz hale gelir…
Yani zırvalar.
Neden bu konuya girdim.
İçişleri Bakanı İdris Şahin, son kabinede göreve başladığından bu yana sanki zihinsel yorgunluktan malul bir siyasetçi gibi zırvalamaya başladı.
Hani acemedir diye beklenmiş olabilir.
Hani hatayı “kerhen” yapmış olabilir dedik.
Ama her gün pot üstüne pot kırmak ne anlama geliyor?
İlk başlarda açıkçası bu gaf ve hatalar için “Aaaa. Bakana bakar mısınız, ne kadar şakacı” diyesimiz geliyordu ama öyle değilmiş.
Bakan şaka filan yapmıyormuş meğer.
Kendine göre “devlet adamlığı” yaptığına inanıyor ve bir başka gezegende yaşıyormuşcasına garipsenecek görüşler açıklıyor.
Hiç gerilere gitmeye, gafları sıralamaya, ya da bu pot-gaf-herze-hata- yanlışları kategorize edip, ayrıca bir kutu halinde göstermeye veya hatırlatmaya gerek görmüyorum.
Zira bunları saysam yazımın uzunluğu ekvatoru üç kere turlar.
Vatandaşa durup dururken” Hadi bize takla at bakalım” diyen bu bakan, geçtiğimiz yılın 22 Aralık’ında Uludere’de 34 gencecik vatandaşımızın pisipisine ölümleri, hatta katledilmelerine karşı “ Gençler bu olayda rol alan figüranlardı” demez mi?
Eğer bu “taklacı bakan” yazımın çıktığı an görevde ise şaşarım.
Ben bu yazıyı yazarken eğer Başbakan Tayyip Erdoğan, Şahin’i azletmemişse daha fazla şaşarım.
Bu bakan koltuğunda oturduğu her saniye ülke için tehlike arz ediyor.
Her an ve her saniye yeni bir hata yapabilir.
Fünyesi çekilmiş bomba gibi…
Her an her şey olabilir.
Ve ülkede kargaşa dahi çıkabilir.
Bekliyoruz…
Gözlerimiz ekranlarda…
