Bakan Çavuşoğlu’nun ‘ata yurdum’ dediği yayla yağmalanıyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Antalya’da yaylaların yağmalanıp betonlaşmasına isyan var: “Söküp attığınız bir bitki, amansız bir hastalığın dermanı olabilir…”

Antalya’nın Gündoğmuş ilçesi sınırlarında bulunan Söbüçümen Yaylasının önemli doğal miraslarından biri olan Eğrigöl çevresindeki çarpık yapılaşma tepki çekiyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “ata yurdum” diye andığı bölgedeki kontrolsüz yapılaşmaya tepki gösteren Gündoğmuş Grubu, Antalya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulunarak Eğrigöl çevresindeki talanın durdurulmasını istedi.

KONAR-GÖÇER YURTLARININ YERİNİ BETONARME EVLER ALDI

Antalya-Konya sınırlarının kesiştiği bölgede bulunan Söbüçümen Yaylası, Gündoğmuş ve Alanya bölgesinde yaşayan konar-göçer hayvan yetiştiricileri için yüzlerce yıldır vazgeçilmez bir doğa cenneti. Bol su, verimli mera alanları ve zengin biyolojik çeşitliliği ile arıcılar için de önemli bir üretim alanı olan Söbüçimen Yaylasında son yıllarda konar-göçer ailelerin taş ve ahşapla yaptığı “yurt” adı verilen yayla evi ve çadırların yerini betonarme yapılar almaya başladı. Geçmişte küçükbaş hayvancılık için kullanılan bu bölgedeki yaylacılık geleneği, daha çok yaz aylarında sahilin bunaltıcı sıcağından kaçanların serinleme alanına dönüştü.

EĞRİGÖL ÇEVRESİNDEKİ KONUT İŞGALİ TEPKİ ÇEKİYOR

Geleneksel küçükbaş hayvancılığı sürdürmek için direnen ailelerin de bulunduğu Söbüçümen Yaylasının kuzeydoğusu ise Konya’nın Hadim ve Taşkent ilçelerinden gelen yaylacıları ağırlıyor. Ancak son yıllarda yaylada artan çarpık yapılaşma endişe verici boyutta. Betonarmenin işgal ettiği yaylada “yazlık konut” işgalinin en fazla yaşandığı bölge ise Eğrigöl ve çevresi.

VALİLİK VE BELEDİYE GÖREVE ÇAĞRILDI

Taşeli Platosu’nun da bir parçası olan bölgedeki doğal alanların talan edilmesinin önüne geçilmesini isteyen Gündoğmuş Grubu, sosyal medyadan yaptığı duyuruda, yetkilileri göreve çağırdı. Antalya Valiliği ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Gündoğmuş Kaymakamlığı ve Gündoğmuş Belediye Başkanlığı’na yönelik yapılan çağrıda şu ifadelere yer verildi:

‘DOĞA KATLEDİLİYOR, BİR TEK YETKİLİ GÖRMÜYOR’

“Gündoğmuş sınırları içinde bulunan Geyik Dağı eteklerindeki başta Eğrigöl Yaylası olmak üzere bütün yaylalarda ev ve bahçe yapmak maksatlı talan yıllardır devam etmekte olup 10 yıldır da hız kazanmıştır. Dev iş makinaları doğayı katlediyor bir tek yetkili görmüyor, duymuyor ya da görmemezlikten, duymamazlıktan geliyor. Söz konusu talan Antalya basınında sürekli işlenmektedir. Yaygın görsel ve yazılı basında da ciddi anlamda işlenmesine rağmen Antalya’yı yöneten yetkililerden tık yok! Yetkililer hala görevlerini yapmaz bu talana dur demezlerse CİMER’e başvuracağımızı buradan duyururuz.”

‘SÖKÜP ATTIĞINIZ BİR BİTKİ AMANSIZ HASTALIĞIN DERMANI OLABİLİR’

Bölgenin milli park ilan edilerek koruma altına alınması için yürütülen çalışmaya öncülük eden isimlerden biri olan Taşeli Platformu gönüllülerinden Abdullah Kıldan ise konuyla ilgili değerlendirmesinde Gündoğmuş yaylalarının delik deşik olduğuna işaret ederek şunları dile getirdi: “Yeni bir bilimsel araştırmaya göre 7,6 milyar insan, yeryüzünde yaşayan bütün canlıların yüzde 0,01’ini oluşturuyor. Ancak buna rağmen ortaya çıktığı ilk günden beri insanlık, gezegendeki vahşi hayvanların yüzde 83’ünün, bitkilerin ise yarısının yok olmasına yol açtı. Ey bu yaylaları talan edenler; söküp attığınız bir bitki endemik olabilir, amansız bir hastalığın dermanı olabilir ve siz bu bitkinin türünü bitirmiş olabilirsiniz! Ayrıca; Kaldırdığınız her taşın altında kaç tür canlının yuvasının olduğunu biliyor musunuz? Yazık, çok yazık! Bitkileri sökmeyin, yuvaları yıkmayın! Gündoğmuşlular, Gündoğmuş’u yönetenler: Alara Havzası ile Geyik Dağı, dünya coğrafyasındaki ender ve önemli bölgelerden biridir; flora açısından da fauna açısından da! Siz de uyumayın lütfen.”

TÜRKİYE’DE İLK KEZ YEREL HALKTAN MİLLİ PARK ÇALIŞMASI

Bugün yapılaşma tehdidi başta olmak üzere madencilik ve benzeri projelerin hedefinde olan bölgenin milli park ilan edilerek koruma altına alınması için yaklaşık bir yıldır çalışma yürütülüyor. Türkiye’de ilk kez yerel halkın öncülük ettiği, tabandan gelen bir koruma girişimi olan çalışmada, bilim insanları, meslek odası temsilcileri ve yerel halktan gönüllüler bir araya geldi. Gündoğmuş ilçesi sınırlarındaki Alara Vadisi ve Geyik Dağının bulunduğu bölgede 150 bin hektarlık alanda 3 bin civarında canlı türünün bulunduğu tespit edildi. Göl, akarsu, mağara ve jeolojik oluşumların yanı sıra yaklaşık 90 milyon yıllık deniz canlısı fosillerini de barındıran bölgenin milli park ilan edilmesi için hazırlanan 82 sayfalık rapor geçtiğimiz Mart ayında Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü bünyesindeki Antalya Şube Müdürlüğü’ne teslim edilmişti.

BAKAN ÇAVUŞOĞLU’NUN ‘ATA YURDUM’ DİYE ANDIĞI YAYLA

Uzun süredir betonlaşma tehdidi ile karşı karşıya bulunan Söbüçümen-Eğrigöl Yaylası, Dışişleri Bakanı ve AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun da çocukluğunun geçtiği bir bölge. Aslen Alanyalı olan Bakan Çavuşoğlu, “Ata yurdum” diye andığı Söbüçümen Yaylasını her fırsatta ziyaret ediyor. Bakan Çavuşoğlu, 13 Haziran 2020 tarihinde kişisel youtube kanalında paylaştığı bir videoda, Söbüçimen yaylasını anlatmış, çocukluk günlerine ve ailesine dair anılarını izleyicilerine aktarmıştı. Videoyu izlemek için: (Ata Yurdum Söbüçimen)

2517690cookie-checkBakan Çavuşoğlu’nun ‘ata yurdum’ dediği yayla yağmalanıyor!
Önceki haberİsrail’den BM Filistin kararına tepki
Sonraki haberBoris Johnson gizlice muradına erdi
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.