“Barış kendi ellerimizde…”

1939’da Nazi ordularının Polonya’ya girdiği tarih olan 1 Eylül, emperyalizm ve ona bağlı savaş lobilerinin yargılandığı, emperyalist savaşların lanetlendiği, eşitlik, barış ve özgürlük istemlerinin dile getirildiği eylemlerle dünya çapında her yıl anılmaktadır.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde ülkemizde demokrasi ve toplumsal barış önündeki en önemli engellerden biri olarak Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlüğü görüyoruz.

Konunun bütün toplumun sorunu olduğu gerçeğinden uzak, pragmatist ve halkları etnik temelde kutuplaştıran militarist yaklaşımların yukarıdan aşağıya salgılandığı ülkemiz, bu sorun ekseninde oldukça kritik gelişmelere gebedir. Hatay Dörtyol ve Bursa İnegöl’de gerçekleşen kışkırtma ve linç girişimleri bu tehlikelerin ön sesleridir.

Yakın dönem politikaları açısından baktığımızda, AKP iktidarının “demokratik açılım” olarak başlatıp “milli birlik projesi”ne çevirdiği faydacı siyasetin de çatışmaları artırdığı ve yalnızca son üç ayda birçok insanımızın can verdiği bilinmektedir.

Her ne kadar dile getirilmese de Kürt sorununun hafızalara getirdiği “ayrımcılık”, “ayrılma/ayrılık psikolojisi” yönündeki bütün modeller ve önermelerin, emperyalizmin “böl-yönet” politikasına ve ABD’nin bölgeye yönelik kaostan beslenen çıkarlarına hizmet ettiği, edeceği açıktır.

Bu politikaların tamamının bölge halklarının aleyhine olduğu çok açıktır. Bizce çözüm Kürtler ve Türklerin birlik içinde bir arada yaşamasında aranmak zorundadır.

Sorununun çözümüne katkıda bulunacağı inancıyla Odamızca düzenlenen “GAP ve Sanayi” kongrelerimizden süzülen görüşleri bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

• “Emperyalist senaryolara karşı ülkemizi güçsüz kılan Kürt sorunu kapsamlı bir demokratikleşme çerçevesinde çözülmeli, Anayasa bugün AKP’nin yaptığı gibi değil, emek ve tüm temel demokratik haklar bağlamında değiştirilmeli, toplumdaki eğilimlerin siyaset ve parlamentoda temsili önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
• Bölgenin ekonomik, sosyal gelişimi ve kalkınmasını sağlayıcı politikalar ivedilikle merkezi, bölgesel ve sektörel planlamaya dayandırılmalı; devlet ve sanayi kesimi bölgeye yatırım yapmama tutumunu gözden geçirmeli; kamu etkin bir şekilde devreye girmeli, kamu harcamaları ciddi bir şekilde artırılmalıdır. Kamu iktisadi işletmeciliği yaşama geçirilmeli, merkezi bir planlama dahilinde kamu eliyle sanayileşme süreci başlatılmalıdır.
• Kalkınma projelerinde rol oynayacak emek ve zengin yeraltı kaynaklarının işlenmeden bölge dışına satılması yanlışına düşülmemeli, bölge emperyalistlerin iştahını kabartacağı bir pazar alanı olmaktan çıkarılmalıdır.
• Tarımda ve köylülükte düzen değiştirilmeli, toplumsal kalkınma ve adil bölüşüm için toprak mülkiyeti yeniden düzenlenmeli, yeni bir tarım politikası tanımlanmalı, küçük üreticiye destek sağlanmalı, toprak ve tarım reformu yapılmalıdır. Tarımsal sulama için gerekli planlama ve kaynak transferi yapılmalıdır.
• Tarımdaki mevcut dönüşüm sonucu oluşan işsizliğin önlenmesi için ek önlemler alınmalı, işsizliğin yaygın olduğu bölgede istihdama yönelik özel kamu yatırımları yapılmalıdır.
• Zorunlu göçlere maruz kalan köylülerin ön koşulsuz olarak köylerine geri dönüşleri ve üretim sürecine dâhil olmaları sağlanmalı, boşaltılmış köyler ve sınır boyunca mayınlanmış bölgeler temizlenerek organik tarıma açılmalı, çayır–mera alanları oluşturulmalı, hayvancılık teşvik edilmelidir.
• GAP Projesinin ürettiği katma değer, projenin bitirilmesi için kullanılmalıdır.
• Bölgede yaşayan yurttaşların eğitim hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanması sağlanmalı, okur-yazar oranı yükseltilmeli, cinsiyet ayrımcılığının üzerine gidilmelidir.
• Toplumsal refah ve huzurun sağlanması ve sosyal yaşamın barışçıl demokratik bir ortamda tesisi ve ülke demokrasisinin istikrarlı bir zemine oturması için yapısal reformlar gerçekleştirilmeli; silahlar susmalı, koruculuk kaldırılmalı, yaşanan terör ve şiddet politikalarının ortaya çıkardığı tüm olumsuz koşullar ortadan kaldırılmalı, insan hakları ihlalleri durdurulmalı, faili meçhul cinayetler aydınlatılmalıdır.”

TMMOB Makine Mühendisleri Odası, toplumsal sorumlulukları doğrultusunda sanayileşmiş, kalkınmış, demokratikleşmiş bir Türkiye için, karanlığa, ayrımcılığa, savaşa, emperyalist çıkarlara karşı ülkemizde, bölgede ve dünyada barışı savunmaya devam edecek; 1 Eylül’de barış ve insanca yaşam talebinin yankılandığı bütün alanlarda yerini alacaktır.

Eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin egemen kılındığı bir toplumsal ortam ve başka bir Türkiye mümkündür. Savaşsız, işgalsiz, sömürüsüz başka bir dünyayı mümkün kılmak ellerimizdedir!
1 Eylül Dünya Barış Günü’nü bu bilinçle kutluyor, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu bu özlemlere duyarlı olmaya çağırıyoruz.

749840cookie-check“Barış kendi ellerimizde…”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.