Adı “Barış” olan bir gencimiz de bıçaklı saldırıya kurban gitti. Basına yansıdığınca bu bir çete hesaplaması olayı falan değil, büyük olasılıkla uyuşturucu bağımlısı genç ya da gençlerin gecenin üçünde yoldan geçeni soyma girişimi…
Duyduğunuzda içiniz yanıyor. Londra gerçekten güvensiz bir başkent oldu. Olay uyuşturucu müptelası gençlerin saldırısı ise ben diyorum ki; uyuşturucuyu içenler, sokakta satanlar, ticaretini yapanlar ve bu döngünün süregitmesine göz yuman siyasiler ile güvenlik güçleri cümlesiyle Barış Küçük’ün katilidir…
Artık yeter! Daha geçen ay polis ve uzmanlar bıçaklı saldırıların ürkütücü bir biçimde artış gösterdiğini istatistiklarla açıklayıp önlem alınmasını istemişlerdi. O günden bugüne bu tür saldırılar artarak sürüyor…
Metropolitan Police Londra’da son bir yılda 10 yıl öncesine kıyasla yüzde 15 artışla 154 cinayet işlendiğini, öldürülen kurbanların yarısı da (Barış Küçük dışında ikisi Türkiye kökenli olmak üzere) çocuk yaştaki gençler olduğunu belirtmişti. Polise göre bütçe kısıntısından dolayı 20 bin polis kadrosunun iptal edilmesinden dolayı suç oranı da fırladı. Polis Müfettişi Cressida Dick, bıçak taşıma yaşının 9’a kadar inmesi ve gençlerin vahşi batıya özenmelerinden endişe duyulduğunu belirterek, bu kayıp kuşağa yoksulluk ve uyuşturucu çetelerinin neden olduğunu söyledi.
Uzmanlara göre; sosyal kısıntı ve kesintiler yoksulluğu, yoksulluk da uyuşturucu çeteleri, sokak suçları ve gençlik cinayetlerini artırıyor. Bir başka deyişle sosyal kesinti ve kısıntılar suç oranında patlama olarak geri dönüyor. Ulusal basın da bu görüşe katılıyor. Independent gazetesi yoksulluk ve çete savaşlarından kayıp bir genç kuşak doğduğunu belirterek, “Artan suç istatistiklerinden sonra gözler kokain kullanıcısı orta sınıfa çevrildi” diye yazıyor.
Bu laf ebeliğinde sokağımızda kan dökülüyor ve masum bir genç yine bıçaklanıyor. Artık yeter! Toplumdaki STK’ler ve siyasiler “Başka Barış’lar öldürülmesin” diye kazan kaldırmalı. Brexit derdine düşmüş hükümetten önce halkın soluk almasını sağlamak için sosyal kesintilere son vermesi, sonra uyuşturucu baronlarıyla mücadeleye odaklanarak sokaktaki can güvenliğini sağlamasını istemeliyiz! Artık yeter! Barış’lar ölmesin…
***
Ankara Belediye Başkanı Yavaş, aile ziyareti nedeniyle eşiyle birlikte geldiği Londra’da 1 Haziran Cumartesi öğleyin CHP İngiltere Birliği’nde düzenlenen “Halk Toplantısı”nda ilk icraatları konusunda bilgi verdi ve katılımcıların sorularını yanıtladı. CHP ve İYİ Parti destekçilerinin yanı sıra farklı siyasi düşüncedeki toplum üyelerinin katıldığı toplantı sonrasında Hazev’de onuruna verilen iftar yemeğine de katılan Başkan Yavaş’ın bayram sonunda Ankara’ya döneceği öğrenildi.
CHP İngiltere Birliği’nin Tottenham’daki kendi mekanında yapılan halk toplantısında alkışlarla konuşmasına başlayan Mansur Yavaş, yerel seçim sürecinde anketlerde önde olduğu için iftira ve karalamalarla karşılaşmasına karşın Ankara halkının gereğini yaparak kirli siyaseti sandığa gömdüğünü söyledi.
Başkan Yavaş Londra’da Ankaraya yakışır bir başkan portresi çizdi. Konuşmalarında hep barış dili kullandı ve mantık süzgeci de çok iyiydi. Kindar değil. Partizan değil. Duygusal değil. Samimiydi. “Ankaralıların çıkarını ve demokrasiyi savunuyorum” derken içtendi. Bana göre, Başkan Londra halk toplantısında farklı siyasi eğilimdeki dinleyenlerinden geçerli not aldı. Şimdi sıra 23 Haziran’daki İstanbul Belediye seçiminde. Umarız seçim sürecinde ve sandıkta çıkan sonuçla ülke barışı yaşatılır. Artık yeter!