Beldibi Mağarası’nı kim koruyacak

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Anadolu’nun en eski insan yerleşimlerine sahne olan alanlardan biri sayılan Antalya’daki duvar resimleriyle ünlü Beldibi Mağarası defineci tahribatıyla başbaşa kaldı. Kültür mirasını korumakla yükümlü kurumlar ise bir tel örgü koymak için bir yıldır yazışma yapıyor…
 
Yontma Taş Devri’ne tarihlenen Anadolu’nun en eski yaşam alanlarından biri olan Antalya’daki Beldibi Mağarası definecilerin tehdidi altında. Duvarlarında demiroksitle yapılmış insan, geyikve dağ keçisi figürleri resimleri bulunan 1. derece arkeolojik ve doğal sit statüsündeki Beldibi Mağarası’nın çevresi 2014 yılında kafes tel örgüyle çevrilerek koruma altına alınmış, duvar resimleri ise plexiglas levha ile kaplanmıştı. Ancak tel örgü ve duvar resimlerini koruyan levha tahrip edildiği ortaya çıktı. İlgisizlik ve ihmal yüzünden defineci tahribatından kurtulamayan binlerce yıllık kalıntılar yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA),14 Aralık 2017 tarihinde Antalya Müze Müdürlüğü’ne bir yazılı başvuru yaparak Beldibi Mağarası’ndaki tahribatın önlenmesi talebinde bulundu. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün ANKA’ya verdiği resmi yanıtta ise, Beldibi Mağarası’ndaki tahribatın 3 Nisan 2017 tarihinde Müze uzmanalrınca yerinde incelendiği belirtilerek, ilgili kurumlarla gerekli yazışmaların yapıldığı kaydedildi.
 
BU MAĞARA ANADOLU’DAKİ AVCI TOPLAYICI DÖNEMİN TANIĞI
Antalya Kemer karayolu yakınında bulunan Beldibi Mağarası, Karain’den sonra bölgenin ikinci prehistorik merkezi olarak kabul ediliyor. İnsanlığın binlerce yıl süren avcı toplayıcı dönemine tanıklık eden Beldibi Mağarası’nda 1959’dan itibaren Enver Yaşar Bostancı tarafından yürütülen bilimsel çalışmalarda, M.Ö 14.000 ila M.Ö. 9.000 yılları arasını kaplayan mezolitik dönemlerine ait kültür tabakaları tespit edildi. Yapılan kazılarda, üst paleolitik me mezolitik dönemlere tarihlenen çakmaktaşından yapılma aletler bulundu. Mağaranın kayaatı sığınağının duvarlarında ise insan, dağ keçisi ve geyik resimleri tespit edildi. Altı ayrı kültür katmanına ev sahipliği yapan Beldibi Mağarası’nda yapılan kazılarda ayrıca çeşitli seramik parçaları da ortaya çıkarıldı.
 
DEFİNECİLER BELDİBİ MAĞARASINI TAHRİP ETTİ.
Yıllarca doğal tahribata maruz kalan Beldibi Mağarası, 1998’de arkeolojik ve doğal sit alanı olarak korumaya alındı. 2014 yılında duvar resimleri plexiglas levha ile kaplanan mağaranın girişi de tel örgü ile çevrilerek koruma altına alındı. Ancak Beldibi Mağarası’nın koruma şemsiyesi kısa süre içinde defineciler tarafından tahrip edildi.
 
ANKA, ÖNLEM ALINMASI İÇİN MÜZEYE BAŞVURDU
Kısa adı ANKA olan Antalya Kültürel Miras Derneği’ne Aralık 2017’de ulaşan bir ihbar, Beldibi Mağarasın’nı koruyan tel örgünün ve duvar resimlerini koruyan levhanın tahrip edildiğini bildirdi. Bunun üzerine alanda inceleme yapan ANKA üyeleri, tahribatı belgeleyen fotoğraflarla birlikte Antalya Müzesine yazılı başvuru yaparak önlem alınmasını talep etti. ANKA’nın 14 Aralık 2017 tarihinde yazdığı dilekçede, “Müze müdürlüğümüzün yok olma tehlikesi altındaki tescilli taşınmaz kültür varlığının yasalara uygun bir şekilde korunmasını sağlayacak tedbirler alması amacıyla ivedilikle bilgilendirilmesi uygun görülmüştür” ifadelerine yer verildi.
TAHRİBAT BİR YILDIR BİLİNİYORMUŞ
ANKA’nın sosyal medya hesabından da duyurduğu tahribatla ilgili başvurusuna yazılı olarak yanıt veren Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, duvar resimlerinin korunmasıyla ilgili çalışmaların Müze Müdürlüğü’nde sürdürüldüğü kaydedilen yanıtında, “Söz konusu alanda yapılan tahribat Müze uzmanlarınca 03. 04. 2017 tarihinde yerinde incelenmiş ve ekli yazıda belirtilen kurumlar ile konuya ilişkin gerekli yazışmalar gerçekleştirilmiştir” ifadelerine yer verdi.
 
DUVAR RESİMLERİ VANDALİZME KURBAN EDİLEBİLİR ENDİŞESİ
Beldibi Mağarası’daki tahribatın yaklaşık bir yıldır yetkililerce bilinmesine rağmen basit bir önlem alarak tel örgülerin sağlamlaştırılması ve duvar resimlerini koruyucu levhanın yenilenmesi gerekirken yazışmalarla zaman geçirilmesi eleştirilere neden oldu. Korumasız kalan mağaradaki duvar resimlerinin vandalizme kurban gitmesinden endişe ediliyor.
 
 
 
2174330cookie-checkBeldibi Mağarası’nı kim koruyacak
Önceki haberMilli Botanik Bahçesinde yüzlerce ağaç kesildi
Sonraki haberTanrıça Kybele’nin tapınağını başına yıkıyorlar!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.