bunların nerelerde, niçin ve nasıl kullanıldığını biliyorsunuz. Toplumda, belli yerlerde görev yapan bazı insanların, bu görevlerini, işyerleri dışında da devam ettirmek istediklerini ve bunu günlük hayatın her kesiminde denediklerini duyuyoruz.
“Beni tanımadın galiba?”
Öte yanda, belli bir maddi güce sahip olanların bazılarının da çevrelerinden gördükleri ve çoğu suni olan saygı ve iltifatı her yerden beklediklerini ve görmedikleri vakit hırçınlaştıklarını çokça duyarız.
“Benim kim olduğumu biliyor musun?”
Müdür olan bazıları, bu müdürlüklerini (mesela) bir manavda alış-veriş yaparken bile göstermek isterler. Hatta, bunu sosyal hayatının her kesiminde kullananlar bile
var. Evde, hanımına bile müdürlük taslayanları duymadınız mı hiç? Trafikte, kendilerine öncelik vermeyenlere kızanlar olduğunu, trafik kuralarına uymamayı marifet sayanların bulunduğunu, en üzücü yanı da bunu yapanların bazılarının toplumda tanınan insanlar olduğunu medyadan öğreniyoruz.
Tiyatroda kral rolünü oynayan bir oyuncunun, daha sonra kuliste de kendisine aynı hizmetin ve saygının gösterilmesini istemesi kadar garip bir durum bu… Bu gibi insanlar, hayatta kendilerine tek bir rol seçmişler. Evde baba veya eş, çalışma yerinde müdür, çarşıda herkes gibi bir vatandaş olamıyorlar.
Her konuda olduğu gibi bu hususta da diğer aşırı uç ta doğru olmayacaktır. Mesela, bir yerde işçi olarak çalışan ve diyelim ki sürekli ezilen ya da ezik duran birinin evde
veya toplum içinde bu rolü devam ettirmesi başka bir yanlışlık olacaktır.
Bu gibi, hayatını tek rol oynayan insanları çevremizde görmek mümkündür. Fakat unutulmamalı ki; hayatın gerçeklerine ve de toplumun doğrularına sırt çevirenlerin mutlu olmaları çok zordur.
Bu gibi ciddi yanlışlıklara düşmemek için, herkesin kendi günlük hayatını tekrar gözden geçirmesi yerinde olur.
Kim bilir?