Bir dağ daha kurtuldu!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Son yıllarda mermer ocaklarının hedefinde olan Isparta’daki Sarp Dağının önemli bir bölümü Köprülü Kanyon Milli Parkı’na dâhil edilerek koruma altına alındı…

Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan Köprülü Kanyon Milli Parkının sınırları yaklaşık 10 bin hektar daha genişletilerek Isparta’nın Sütçüler ilçesinde bulunan Sarp Dağı’nın önemli bir bölümü milli parka dâhil edildi. Bünyesinde Akdeniz Servisi ormanı, konglomera kayalıkları, kanyonlar ve antik yerleşimlerin yanı sıra köy yerleşimlerini de barındıran milli parkta yapılan sınır değişikliği 25 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe girdi. Buna göre kaynak değeri özelliği bulunmayan ancak koruma statüsü nedeniyle kurum ile vatandaşlar arasında çatışmalara neden olan bazı köy yerleşimleri milli park sınırı dışına çıkarılırken, kaynak değerleri açısından zengin olan yaklaşık 10 bin hektarlık yeni doğal alan milli park kapsamına alındı. Köy sınırlarındaki orman arazileri ise milli park kapsamında bırakıldı. Böylece Köprülü Kanyon Milli Parkı 47 bin hektarı aşan yüz ölçümü ile Türkiye’nin altıncı büyük milli parkı oldu.

Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın sınırları değişti. Antalya’nın Manavgat ve Serik ilçeleri sınırında yer alan yaklaşık 36 bin hektarlık bölge, barındırdığı doğal ve tarihi değerler nedeniyle 1973 yılında ‘Köprülü Kanyon Milli Parkı’ adıyla koruma altına alındı. Dünyanın en önemli doğal Akdeniz servisi ormanlarını barındıran milli park bünyesinde ‘adam kayalar’ olarak anılan konglomera kayalıkları ile biyolojik çeşitlilik yönünden zengin olan nehir, orman ve dağ ekosistemleri yer alıyor. Köprüçay Irmağı’nın içinden aktığı kanyonlarda her yıl yüz binlerce rafting tutkununu ağırlayan milli park, son yıllarda özellikle sosyal medya paylaşımlarıyla popüler olan Tazı Kanyonuna da ev sahipliği yapıyor.

KORUMA STATÜSÜ ÇATIŞMA KONUSU OLMAKTAN ÇIKARILACAK

Antik Çağda Pisidya uygarlığının bir parçası olan Selge antik kenti ile çok sayıda köy yerleşimini de bünyesinde barındıran Köprülü Kanyon Milli Parkı, bir yandan turizm faaliyetlerinin yarattığı kullanım baskısı, diğer yandan ise yerel halkın yaşamsal ihtiyaçları nedeniyle koruma ve kullanma dengesi arasındaki çizginin giderek aşılmasına ve buna bağlı olarak vatandaşlar ile kamu kurumları arasında sosyal çatışmaların doğmasına yol açıyordu.

ÖZEL MÜLKİYETE AİT ARAZİLER VE KÖY YERLEŞİMLERİ KAPSAM DIŞI

Bu sorunun önüne geçmek için uzun süredir yürütülen çalışmalar sonuçlandı. 25 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın sınırları yeniden belirlendi. Buna göre bazı köy yerleşimleri milli park sınırı dışına çıkarılırken, kaynak değeri oluşturan ve biyolojik çeşitlilik yönünden zengin alanlar milli parka dâhil edildi. Köy sınırları içerisinde bulunan ormanlık alanlar ile dağ ekosistemleri de milli park bünyesinde bırakıldı.

SARP DAĞI KORUMAYA ALINDI, MİLLİ PARK 10 BİN HEKTAR BÜYÜDÜ

Bu değişiklik ile birlikte Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın büyüklüğü yaklaşık 10 bin hektar daha artırılarak 47 bin 473 hektara çıkarıldı. Mili Park sınırına dâhil edilen arazinin büyük bölümü alanın kuzeyindeki Sarp Dağı ve çevresinden oluşuyor. Isparta’nın Sütçüler ilçesi sınırlarında bulunan Sarp Dağı’nın barındırdığı zengin biyolojik çeşitlilik nedeniyle koruma altına alınması için bir çalışma bulunduğuna işaret eden yetkililer, bu bölgenin Köprülü Kanyon Milli Parkına dâhil edildiğini belirtti.

‘SARP DAĞI TÜRKİYE’NİN SICAK NOKTALARINDAN BİRİ’

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) yetkilileri, şu bilgileri verdi: “Milli park sınırında yaşayan vatandaşlarımızın özel mülkiyetten kaynaklanan bası sıkıntıları vardı. Milli parkın koruma statüsünün belirli kuralları var ve bu alanların korunması gerekiyor. Bu kurallar da yaşayanlar için sıkıntı oluyor. Özel mülkiyet ve yerleşimlerin bulunduğu bu alanlar milli park dışına çıkarılırken, alanın üst kısmında neredeyse çıkarılan alanların 10-15 katı kadar bir alan olan Sarp Dağı milli parka dâhil edildi. Tamamen milli park ölçütlerine uyan ve yaban hayatı konusunda bakıldığında Türkiye’nin sıcak noktalarından biri olan Sarp Dağı’nı milli parkın içine aldık. Aslında sınır değişikliği yaparken üst taraftaki korunması gereken çok özel alanları milli parkımızın içerisine kattık. Böylece milli parkımız kaynak değeri açısından daha da değerlendi.”

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ALTINCI MİLLİ PARKI OLDU

Değişikliğin ardından 47 bin 473 hektara ulaşan Köprülü Kanyon Milli Parkı, arazi büyüklüğü bakımından Türkiye’nin altıncı büyük milli parkı oldu. Son olarak Ağustos 2019’da milli park ilan edilerek koruma altına alınan Botan Vadisi ile birlikte 45 milli parka sahip olan Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından en büyük ilk 5 milli parkı ise şöyle sıralanıyor: Ağrı Dağı Milli Parkı (88,014.80 ha.), Beyşehir Gölü Milli Parkı (82,156.90 ha.), Kızıldağ Milli Parkı (80,200.42 ha.), Aladağlar Milli Parkı (55,064.41 ha.), Kaçkar Dağları Milli Parkı (52,970.08 ha.)

KORUMA ŞEMSİYESİ OLMADIĞI İÇİN BAZI ALANLAR KAYBEDİLDİ

Son yıllarda bölgedeki orman arazilerinde birbiri ardına açılan mermer ocaklarının hedefinde olan Sarp Dağı ve çevresinin milli parka dâhil edilmesi doğa koruma açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Tıbbi ve aromatik bitkiler yönünden zengin olan bu bölgede doğal olarak yetişen bilyeli kekik, yağ kalitesi ve yüksek aromasıyla Avrupa’da ‘Türk kekiği’ olarak tanınıyor. Bölgede milli park niteliğine sahip birçok alanın koruma şemsiyesi bulunmadığı için geçmiş yıllarda madencilik faaliyetine açılmış olması büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

 

 

2390910cookie-checkBir dağ daha kurtuldu!
Önceki haberSahurda açılış şovu yapılan barajın gövdesi çatladı!
Sonraki haberDAY MER: Hanau’da yapılan ırkçı katliamı kınıyoruz!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.