Bir yılda 100 yaban keçisini katlettiler!

YUSUF YAVUZ  /AÇIK GAZETE – Vahşetin adı avcılık oldu. Sekiz ayrı Yaban Hayatını Geliştirme Sahası’na ev sahipliği yapan Antalya’da yalnızca iki sahada bir yıl içinde 100’e yakın yaban keçisi kaçak avcılar tarafından katledildi…

Türkiye’nin yaban hayatı açısından en önemli illerinden biri olan Antalya’da geçtiğimiz hafta yaşanan kaçak avcı katliamı gözleri bu bölgeye çevirdi. Geçtiğimiz hafta üç yaban keçisini öldürerek vahşice başlarını kesen 5 kaçak avcının yakalanmasını sağlayan İbradı Ürünlü Mahallesi Muhtarı Lütfullah Yamansoy, “Burada yaşına başına bakmadan geyiklerimizi (yaban keçisi) talan ediyorlar. Dağlık arazide kaçak avcıları denetlemek çok kolay değil. Bunlar ekip olarak geliyorlar. Bazen 3-4 arabayla geliyorlar. Telsizleri bile var. Biz önceden bilgimiz olursa bunları ihbar ediyoruz. Geçen yıl bu bölgede kaçak olarak avlanan geyik sayısı 80-100 civarında. Bizim dağda gezen ineklerimiz bile vuruldu kaçak avcılar tarafından. Denetimler yetersiz. Bu bölgedeki av koruma görevlileri ile kameraların çoğaltılması lazım. Bu konuları yetkililere de bildirdik” diye konuştu.

İbradı ilçesine bağlı Başlar Mahallesi yakınlarındaki dağlık alanda kaçak avcılık yapan 5 kişi, Ürünlü Mahallesi Muhtarı Lütfullah Yamansoy’un durumu Jandarmaya haber vermesiyle yakalanmıştı. Ancak Konya’nın Derebucak ilçesine bağlı Göğnem Mahallesi’nde gelerek bu bölgede kaçak avcılık yaptıkları belirlenen 5 kaçak avcının neden olduğu vahşet tüyler ürperticiydi. Jandarmanın yakaladığı kaçak avcılar 3 yaban keçisini öldürüp vahşice başlarını kestikleri ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre kaçak avcılar hakkında yasal işlem yapılarak para cezası kesildi.

BİR HAFTADA ÜÇ AYRI KAÇAK AVCI KATLİAMI

İbradı’daki bu vahşi katliamın ardından bir kaçak avcılık haberi de Isparta’dan geldi. Isparta’nın Sütçüler ilçesinde de iki ayrı olayda yakalanan kaçak avcıların yaban keçilerini öldürerek başlarını kestikleri tespit edildi. Yetkililer kaçak avcılara göz açtırılmadığını savunarak kesilen para cezalarını kamuoyu ile paylaşsa da bir türlü bu vahşetin önüne geçilemiyor. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz uzmanlar, yasal düzenlemelerin ve idari yaptırımların yetersiz olduğu görüşünü savunuyor. Koruma altındaki av ve yaban hayatı sahalarında göre yapan personel sayısının ise artırılması gerektiği belirtiliyor.

KAÇAK AVCILARA SAVAŞ AÇAN MUHTAR: ‘İNEKLERİMİZİ BİLE VURDULAR’

Antalya’da kaçak avcıların yakalanmasını sağlayan İbradı’ya bağlı Ürünlü Mahallesi Muhtarı Lütfullah Yamansoy, uzun süredir bu konuda mücadele veriyor. “Biz savunmasız hayvanları katledenlerin hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istiyoruz” diye konuşan Yamansoy, “Burada yaşına başına bakmadan geyiklerimizi (yaban keçisi) talan ediyorlar. Ben kaçak avcılığın önlenmesi için bu işin üstüne gidiyorum. Dağlık arazide kaçak avcıları denetlemek çok kolay değil. Bunlar ekip olarak geliyorlar. Bazen 3-4 arabayla geliyorlar. Telsizleri bile var. Biz önceden bilgimiz olursa bunları ihbar ediyoruz. Geçen yıl bu bölgede kaçak olarak avlanan geyik sayısı 80-100 civarında. Bizim dağda gezen ineklerimiz bile vuruldu kaçak avcılar tarafından. Denetimler yetersiz. Bu bölgedeki av koruma görevlileri ile kameraların çoğaltılması lazım. Denetimlerin de sıklaştırılması gerekiyor. Bunlar yapılırsa bu işin önüne geçilebilir. Bu konuları yetkililere de bildirdik” ifadelerini kullandı.

‘BU İŞTEN KORKTUĞUNUZ ZAMAN BAŞARILI OLAMAZSINIZ’

Üzümdere Yaban Hayatını Geliştirme Sahasının sınırının hemen bitişiğinde yer alan Ürünlü Mahallesi, bölgenin bir başka korunan alanı olan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı’na da ev sahipliği yapıyor. Ürünlü Muhtarı Yamansoy, kaçak avcıların yakalanması için kendi imkanlarıyla bölgedeki belirli noktalara fotokapan yerleştirdiğini belirterek, “Bu kameralardan kaçak avcıları izleyebiliyoruz. Ancak bu kameraların artırılması gerekiyor. Kaçak avcılar bu bölgeye Manavgat ya da Konya civarından geliyorlar. En son yakalanan 5 kaçak avcı Konya’nın Derebucak ilçesine bağlı Göynem Mahallesi’nde gelmişler. Daha önce Manavgat’tan gelen kaçak avcıları da yakaladık. Kaçak avcılığa göz yumulmaması gerekiyor. Bu işten korktuğunuz zaman başarılı olmazsınız” diye konuştu.

‘BİR PERSONEL GÖREVDEN ALINDI, ÜÇÜNÜN EMEKLİLİĞİ İSTENDİ’ İDDİASI

Kaçak avcılıkla mücadele zor bir konu. İşin içinde yüksek paralar dönüyor. Görevli personel bir yerde uzun süre kaldığı zaman dejenerasyon başlıyor.” Bu sözler, uzun yıllar doğa koruma konusunda çalışan ve halen kamu görevlisi olan bir yetkiliye ait. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, Antalya’ya uzak mesafedeki Akseki ve İbradı bölgelerine personel göndermenin de zor olduğunu söylüyor. 2013-2014 yıllarında bu bölgede görev yapan dört av koruma personelinden birinin görevden alındığı, üçünün de emekliliğinin istendiği iddialarının doğru olduğunu dile getiren yetkili, kaçak avcılık yapanlar arasında siyasi ve ekonomik yönden ‘nüfuzlu’ kişiler de bulunduğunu belirtti. Yetkili, görevden alınma nedeninin, görevin kötüye kullanması olduğunu öne sürdü. Yaklaşık 15-20 bin hektarlık bir yaban hayatı geliştirme sahasında 4-5 kişiden oluşan görev yapmasının yetersiz olduğuna işaret eden yetkili, bölgedeki foto-kapanların çoğaltılması, motorize denetim ekiplerinin oluşturulması ve avcılık konusunda yeni politikaların geliştirilmesi, yaban hayatı konusunda ilköğretim düzeyinden başlayarak eğitim verilmesi gerektiğini vurguladı.

KAÇAK AVCILAR DEVLETİN YASAL AV KOTASINI DA DELİYOR

Türkiye av turizmini önemli bir gelir kapısı olarak görüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Mili Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü’nün görev ve sorumluğunda yürütülen iş ve işlemler kapsamında her yıl üreme yeteneği azalan belirli sayıda teke belirlenerek kota oluşturuluyor. Bakanlığın belge verdiği yetkili turizm acenteleri belirlenen sezon içerisinde yerli ve yabancı avcıların avlanmalarını sağlıyor. Yavru ve dişi bireylerin avlanması ise yasak. Ancak kaçak avcılar vahşette sınır tanımıyorlar. Kaçak avcılık devletin verdiği kotayı da deliyor ve üstelik yaşına ve cinsiyetine bakmadan yaban keçilerini katlediyorlar.

‘TÜRKİYE’DE ÇOK FAZLA YİVLİ TÜFEĞİ OLAN İNSAN VAR’

Türkiye’nin değişik bölgelerinde av turizmi yaptıran bir acente yetkilisi konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı. “Biz resmi olarak Türkiye’de av turizmi yapıyoruz. Uluslararası pazarda da çalışıyoruz” diye konuşan acente yetkilisine göre Türkiye’de çok fazla yivli tüfeği olan insan var. Bunların hepsi olmasa da bazıları kaçak avcılık yapıyorlar.

‘KAÇAK AVCILIKTAN BİZ DE ÇOK MAĞDURUZ’

Kaçak avcılığın yasal avcılığı da tehdit ettiğini vurgulayan acente yetkilisi, şu görüşleri dile getiriyor: “Gidengelmez Dağları ve Üzümdere bölgesi bizim de ihaleyle av kotası aldığımız alanlar. Fakat buralarda biz de artık avlanacak hayvan bulmakta zorlanıyoruz. Biz idarenin belirlediği, 8 yaşın üzerinde olan yaşlı hayvanların avlanmasını sağlıyoruz. Buna çok dikkat ediyoruz. Çünkü bu bizim ekmek kapımız. Yaşlı hayvanları doğadan alıp, genç hayvanların çiftleşmesiyle popülasyonun artması için çaba gösteriyoruz. Çünkü popülasyon ne kadar artarsa bizim için o kadar iyi. Köylüsünden Muhtarına, taşımacısından havalimanı görevlisine herkes için ekmek teknesi. Herkes bu sektörden payını alıyor. Ancak bu kaçak avcılıktan biz de çok mağduruz.

‘PARA CEZALAERI CAYDIRICI OLMUYOR, HAPİS CEZASI LAZIM’

Aslında problem kaçak avcıların yakalanamamasından çok yasal yaptırımların yetersiz olması. Kaçak avcı yakalandığı zaman eğer silahı ruhsatlıysa para cezasını ödeyip silahını geri alabiliyor. Para cezaları caydırıcı olmuyor. Çünkü bu işi yapan garibanlar da var, üst düzey ekonomik gelire sahip insanlar da var. Kaçak avda yakalanan gariban adama 20 bin lira ceza kesiliyor. Zaten bunu ödemiyor, ödeyecek gücü yok. Sonra tekrar kaçak ava çıkıyor, tekrar yakalanıyor, bir daha çıkıyor. Para cezasının bir caydırıcı yanı yok. Bu adamı nasıl caydırabilirsiniz? Hapis cezası olması lazım. İnsanlar bir defa kaçak avda yakalandığı zaman korkmalı. Nasıl ki radardan dolayı trafikte insanlar hız yapmaya çekiniyorlarsa, bu konuda da böyle olmalı. Kaçak avcılıkla ilgili yasal düzenlemeler güncellenmeli. Bu hayvanlar bizim hayvanlarımız. Biz kotalı bir avcılık yapmaya çalışıyoruz. İlgili kurum sahada titizlikle sayım yapıyor, hayvanların kaçı erkek kaçı dişi belirleniyor ve buna göre kota veriyor bize. Ama kaçak avcı işin içine girince hayvanların yaşına ve cinsiyetine bakmadan vuruyor.

‘İSPANYA’DA KAÇAK AVA KARŞI TEKNOLOJİYİ İYİ KULLANIYORLAR’

Yurt dışında kaçak avcılığın çok büyük yaptırımları var, hapis cezaları uygulanıyor. Örneğin İspanya’da kaçak avcılık konusunda insanlar bilinçlendirilmiş. Her yerde arada sorun çıkıyor ama teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar. Arazide desibel ölçümü yapan teknolojiler kullanıyorlar ve herhangi bir silah patlamasında görevliler patlamanın olduğu noktaya en kısa sürede ulaşıp kaçak avcıları yakalıyorlar. Bakanlığımızın personeli de elinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Ancak bize göre bu konuda en büyük sorun yasal yaptırımların caydırıcı olmaması.”

ANTALYA’DA 8 AYRI YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI VAR

Antalya’da 8 ayrı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS) bulunuyor. Buna göre, İbradı- Üzümdere YHGS (18.476 hektar), Akseki- Gidengelmez YHGS (16.133 ha.), Gündoğmuş-YHGS (8404 ha.), Alanya- Dimçayı YHGS (46.177 ha.), Finike-Sarıkaya YHGS (38.156 ha.), Kepez-Düzlerçamı YHGS (29.033 ha.), Konyaaltı-Sivridağ YHGS (8162 ha.) ve Kaş- Kıbrısçayı YHGS (3716 ha.) olmak üzere Antalya il sınırlarında birçok ilçenin yüzölçümünden daha büyük bir alanı kaplayan toplam168 bin hektarın üzerinde yaban hayatı geliştirme sahası bulunuyor. Bu alanların hemen hepsinde yaban keçisi bulunuyor. Ancak bilimsel adı ‘Capra aegagrus’ olan yaban keçilerinin yaşam alanları yalnızca korunan alanlarla sınırlı değil. Koruma statüsü bulunmayan birçok bölgede de varlığını sürdüren yaban keçileri için tehdit yalnızca kaçak avcılıkla sınırlı değil. Vahşi madencilik, HES’ler ve otoyol projeleri de yaban keçilerinin yaşam alanlarının daralmasına ve habitat parçalanmalarına neden oluyor.

 

2377640cookie-checkBir yılda 100 yaban keçisini katlettiler!
Önceki haberKanal İstanbul ve Parasızlığın Faydaları*
Sonraki haberSon cennet de betona boğulacak!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.