Birgi-Tire

Hep Ege’nin sahil kesimlerinden, denizin kumun güzelliğinden bahseder dururuz ama iç kısımlar hep sahilin gölgesinde kalır Ege’de. Tarihi evleri, şarap mahzenleriyle çok ünlü olmuş Şirince’den sabahın erken saatlerinde çıkıp, papatya ve gelincik tarlalarından geçerek geldiğim Birgi beni adeta büyüledi.

Kaplandag

Betonlaşmanın hayatımıza büyük şehirlerde ne kadar çok girdiğini yollarıyla, evleriyle Anadolu’nun en iyi korunmuş yerlerinden biri Birgi’ye girince çok daha acı bir şekilde hissettim. Küçük Menderes nehrinin suladığı geniş bir ovanın kenarına kurulmuş olan Birgi, M.Ö.3000 yıllarına dayanan bir tarihe sahip. Zamanında Aydınoğulları Beyliği’ ne başkentlik yapmış olan Birgi’de ilk durağımız Ege’nin en eski camilerinden olan Aydınoğlu Mehmet Bey Camii. Caminin en çarpıcı özelliği, minberi ve pencere kanatları. Caminin bahçesindeki Aydınoğlu Mehmet Bey Türbesi’nin kubbe eteğindeki ayrıntılar ve çini mozaik süslemeli pencereler de görülmeye değer.

Andaç Kafe

Cami sonrası hemen alt sokakta bulunan Çakırağa Konağı, Ege Bölgesinin ilk yapılışındaki mimari üslubu korumuş ender konaklardan biri. Çakırağa bir tüccarmış, biri İzmir’li diğeri İstanbul’lu iki hanımı varmış. Memleket özlemi çekmesinler diye odalarına kentlerinin resimleri yaptırılmış. İstanbul odası ve İzmir odası diye adlandırılan mekanları maalesef konak çok eski olduğundan tehlikeli bulup gezmemeyi tercih edebilirsiniz. Konağın mimari yapısı ile beraber kalemişleri de dikkat çekiyor. Çiçekler, manzaralar, perde ve sütunlar o kadar ince çizilmiş ki büyülenmemek elde değil. Konağın birkaç ev ilerisinde bulunan ve emekli felsefe öğretmeni Gülsün Başaranbilek tarafından işletilen Konakaltı Andaç Kafe Birgi’nin en güzel binalarından. Tarihi eser mi desem, hoş bir müze mi desem, lezzet durağı mı desem bilmem ki. Mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yer bence.

Birgii

Sessiz sakin Birgi’den ayrılıp, Ödemiş yolundan ipek kumaşlarınızı alıp rotanızı Tire’ye çevirebilirsiniz. Birgi kadar turistik olmasa da gezilip görülecek yerler bakımından oldukça zengin. Rengarenk, mütevazi Türk evlerinin restore edildiği Gülcüoğulları Konakları görülecek yerlerin başında geliyor. Tire ovasının en güzel manzarası ise merkeze 4km. uzaklıktaki son derece virajlı bir yoldan çıkılan 460 rakımlı Kaplan Köyü. Tire yemeklerinin ve Ege otlarının en güzelini bulacağınız Kaplandağ Restoranının yanı başındaki küçük dükkanda Rafet Amca şifa dağıtıyor. Doğanın ve bitkilerin dilini çok iyi anlayan Rafet Amca dükkanında kendi imal ettiği kekik suyu, ısırgan suyu, reçel, salça gibi mevsimine göre değişen bu bölgeye has ürünleri satıyor.

Daha anlatacak o kadar yer var ki, bakalım bir sonraki rota neresi?

1619570cookie-checkBirgi-Tire

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.