Biz daha çok ”Gezeceğiz”

Gezi hareketi siyasi bir yapıya evrilir mi bunu zaman gösterecek.
Ancak şimdiden vazgeçilemez, reddedilemez, inkar edilemez ve insana yakışan bir direniş üslubu bıraktığı kesin.

Artık hak arayanların elinde tartışmasız sivil bir anlatım tarzı var.
Bu üslubu her direniş alanında göreceğimiz anlaşıldı.

Taşeron şirketlerde hakları ihlal edilenler fabrika kapılarında “duran adam” olacaklar.
Tecavüz davalarında mağdurlar ellerinde “karanfil” taşıyacak.
Yazdıklarından, düşündüklerinden dolayı yargılananlar ellerinde “kitaplar” mahkemeye çıkacaklar.
Limon biber gazına karşı savunma literatüründe yerini alacak
TOMALARA karşı bidonlarla su taşıyacak hak arayanlar.
Tabi gösterilerde POMALAR (polis Olaylarına Müdahale Aracı), FOMALAR (Fikri Olanlara Müdahale Aracı) TOMALARIN yanında yeralacak
Aile içinde çocuklar kendilerine yapılan haksızlıklara karşı “duracaklar”.
Gelecekte direnenler “Gezi hareketi”ni hatırlayacaklar.
Çok yakında olayı herkesin kolay anlaması için Gezi Hareketi sözlüğü basılacak.

Bu bağlamda kimse direnişin sokaklardan çekilmesini beklemesin.
Bu tavır toplumun hücrelerine sirayet etti.
Hastalıkları ortaya çıkardı.
Toplum, rahatsızlıklarına doğru bir tedavi tarzı buldu.

Tabiki direnişin günlük yaşamdaki yoğunluğu azalacak.
Ancak her haksızlık karşısında yeniden ortaya çıkacak.

Gezi parkı direnişi 1980’lerden bu yana biriken sivil toplum kültürünün tezahürüdür.
Bir harekettir.
Bu anlamda Gezi Hareketi’nin geleneksel siyasi literatürde tanımını bulamazsınız.
Siyasilerin Gezi Hareketi karşısında bir çözüm üretememeleri de bu nedenledir.

Ulus Baker’in* “Günümüz siyaset alanının kurumsal temelleri diye addettiğimiz parlamenter sistemin, demokratik ya da otoriter yönetim biçimlerinin bir zamanlar (en azından henüz 19.yüzyıl başlarında) birer “hareket”ten, hatta birer “ütopya”dan ibaret olduklarını hatırlamak gerekir. Çağımızda herşey, özellikle “siyasi eylemin “in aldığı biçimler, bizi kurumların değil hareketlerin, kimliklerin değil sapmaların, makro olguların değil mikro olguların önem kazandığı bir düşünce çerçevesi oluşturmaya zorlamaktadır” vurgulamasını hatırlamakta fayda var.

Demem o ki, biz toplum olarak bu “Gezi Hareketi”ni çok sevdik…
Biz daha çok gezeceğiz

*Ulus Baker, Dolaylı Eylem. Birikim Yay. Sayfa 32

651120cookie-checkBiz daha çok ”Gezeceğiz”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.