2003 yılında Kanal D’de yayınlanan “Sıra Sende” adlı programı hatırlayanınız var mı? Programın formatı gereği Gezi Parkı’nın AKM’ye bakan köşesinde kurulmuş bir sabit kameraya herkes içinden gelenleri söylemekte serbestti. Bunlar arasından seçilen ilginç görüntüler programda yayınlanıyordu. Bu kameraya her gün farklı renkte takım elbise giyerek şarkı söyleyen bir adam vardı. Amacı ünlü olmaktı. Bunu Ayşe Arman’a açıkça söylemişti zaten. Amacı ünlü olmaktı ama, hayali, Ferdi Tayfur gibi sahnelere çıkıp, şarkı söylemekti.
Bu adamın adı Metin Tosyalı’ydı. Nam- diğer “Esrarengiz”. Hayallerini gerçekleştirmek için Kastamonu’nun Tosya ilçesinden kalkıp İstanbul’a gelmişti. Değişik işler denedikten sonra en sevdiği işi yapmaya karar verdi. Evlere temizliğe gidecekti. Temizlik yapmak çocukluğundan beri en sevdiği işti. Annesi bağa, bahçeye gidince evi siler süpürür, kapı önlerini sabunlu sularla yıkardı. Diğer kardeşlerinden farklıydı. Cin gibi zeki bir çocuktu. Sürprizlerle dolu olduğu için babası ondan “esrarengiz” diye söz ederdi. Metin’in kartvizitinde bu yüzden “esrarengiz” yazıyor.
Ona “Bomba Metin” de diyorlar. Bomba adı, işe başlamadan önce “merak etmeyin hanımefendi, ben şimdi bomba gibi imha ederim buraları” sözünden geliyor. Temizlenecek her şey imha edilecek bombadır onun gözünde. Ona bomba imha uzmanı da diyebilirsiniz. “Tek kişilik bomba imha ekibi” demek daha doğru olacak.
Metin’in bana göre en önemli özelliği, yaptığı iş ne olursa olsun, onu dünyanın en önemli işi olarak görüp, yapması. Bunu ancak işini seven, işine saygı duyanlar yapabilir.
Farkında mısınız bilmem ama, birçok kişide olmayan özelliklerden söz ediyorum. Birçok kişi işine zorunlu olduğu için gider, işini sevdiği için değil. Birçok kişi işini sever ama, saygı duymaz. İşine vaktinde gitmez, işini geciktirir vs…
Oysa Bomba Metin’in mesai saati yok. Genellikle sabah 10.00 ya da 10.30 gibi işe başlıyor ve iş bitinceye kadar çalışmaya devam ediyor. İşin durumuna göre bazen 20.00’ye, 22.00’ye kadar çalışıyor. Gece yarısı işini bitirdiği de oluyor. Söylediğine göre sabaha karşı işinin bittiği de oluyormuş.
O bugüne kadar tanıdığınız bütün temizlikçilerden farklıdır. Diğer temizlikçilerin hepsi değilse de büyük çoğunluğu işini mecburiyetten yapar. Pek çoğu işini sevmez. Metin ise işine aşıktır. İşine kalbini de katar. Bu yüzden gözleri saatte değil, işindedir. İşini yarım bırakmaz ve emeğini esirgemez. Üstelik diğer temizlikçilerden daha fazla para da almaz. Son derece tok gözlüdür.
Metin çalışırken siz hiçbir şey yapamazsınız. Ona “şurayı şöyle temizleyin” demenizin de faydası yoktur. Size “hayır” demez ama, işini bildiği gibi yapmaktan da vazgeçmez. Kovasını, bezini, fırçasını, deterjanını, hatta merdivenini bile yanında getirir. Kovasını, fırçasını, merdivenini bir sonra ki gelişinde kullanmak üzere sizde bırakır.
İşini eseri olarak görür. Eserini görmeden işini bitirmez. İşi bittikten sonra evin her tarafını gezerek her yeri tek tek kontrol eder. Eksik yapılmış iş varsa tamamlamadan gitmez. Kadın temizlikçilerin yapamayacağı işleri yapar. Duvarları siler, camlardaki çıkmayan lekeleri, izleri temizlemeden bırakmaz, su depolarının üstüne varıncaya kadar her yeri tertemiz eder.
Titiz ve hızlıdır. Enerjisinin nerden geldiğini bilemiyorum ama o düzenli yaşamaya, müzik dinlemeye ve çok yemek yemeye bağlıyor. Ne kadar düzenli yaşadığı konusunda fikrim yok ama, çok yemek yediğini biliyorum. Bir oturuşta bir tencere pilavı, iki ekmeği çok rahat yiyebilir. Bu kadar çok yemek yiyip de kilolu olduğunu düşünüyorsanız, çok yanılırsınız. İnceciktir ve atletiktir. Müziğe gelince, pantolonunun kemerine taktığı radyosu devamlı açıktır. Radyodan devamlı müzik dinler. Eğer evde tek başınaysa şarkı da söyler.
Metin’in bir de gömlekleri meşhurdur. Her gün farklı renkte bir gömlek giyer. İşe jilet gibi ütülü siyah pantolon ve yine jilet gibi ütülü yeşil, sarı, mor, pembe vs renkli bir gömlekle gelir. Temizlik yaparken gömleğini çıkarır. Ama ütülü pantolonunu değiştirmez. Ayakkabısını da çıkarmaz. Evde ayakkabılarının üzerine çorap geçirerek temizlik yapar.
Anlayacağınız Metin Tosyalı şarkıcı olma hayalini gerçekleştiremedi ama, amacına ulaştı. Yani ünlü oldu. O aranan ve boş günü olmayan ünlü bir temizlikçi.
