Bu öğretmenlerin yaptığını koyun sürüsüne çoban yapmaz!
KKTC’de son dönemde gerçekten ancak mizah öykülerinde okuyabileceğimiz ancak gerçek olduğu için de gülemeyeceğimiz olaylar olmakta.
Mesleği “eğitimci” olan bir politikacı olarak Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın Salı Günü öğrencilere dönem sonu karnelerinin verilmesini yasakladığını okuduğumda hayretler içinde kaldım!
Kendilerini “eğitimci” ya da “öğretmen” diye tanımlayanların öğrencilerin karnelerini “gasp etme” hakkını kendilerinde görmeleri hangi pedagoji bilimi ile açıklanabilinir çok merak ediyorum.
Açıklamaya bakın: “Bakana kızıyorlarmış!”. Onun için öğrencileri cezalandırıyorlar!
“Hükümet yanlış bir eğitim politikası izliyormuş”. Hükümete güçleri yetmiyor hemen acısını öğrencilerinden çıkarıyorlar!
“Neymiş onlar da veliymişler!” Dua etsinlerki Almanya’da yaşamıyor bu açıklamaları yapanlar.
Almanya’da veliler çoktan Bakanlığın kapısına dayanmış ve çocuklarının sırtından politika yapanların “kapı dışarı edilmesini” talep ediyor olurlardı.
Ne demek bir “öğrenciye en doğal hakkı olan karnesini vermemek?”
Bir sosyaldemokrat olarak bu ülkede “sendikacılığı” bu derece istismar edenlerden utanıyorum.
Bir sosyaldemokrat olarak öğretmenlerin “hak arama” bahanesi ile öğrencilerin karnesini vermemesine sessiz kalan sosyaldemokratlara şaşırıyorum.
Bu öğretmenlerin öğrencilerine yaptığını “koyun sürüsüne” çoban yapmaz!
Olacak iş mi?
Çocuğunuzu okula yollayacaksınız ve zaten “sürekli grevdeyiz” diyen öğretmenler nedeniyle biraz parası olanın çocuğunu devlet okulundan alıp özel okula yolladığı gerçeği de ortada iken bir de şimdi çocuğunuza karne vermeyecekler.
Aynı koşullarda Almanya’da politikacı olarak bu tarz başkalarının en doğal hakkını “gasp etmeye kalkanlara” politikacılar sorarlardı “Kim bunlar? Kendilerini ne sanıyorlar?” diye.
KKTC’de politikacıların genç nesillere bu şekilde davrananlara karşı sessiz kalmasını anlamak çok zor. “Eğitim Bakanlığı bu duruma el koyup öğrencilere hak ettikleri karnelerini dağıtma sorumluluğunu taşımıyor mu?” diye sormak yanlış olmaz.
Çocuklarını devlet okulllarına yollamak zorunda kalan ve “onların bu öğretmen eziyetini çekmelerini gören” velilerin hala sessiz kalabilmelerini de anlayamamaktayım.
Devlet okullarındaki çocuklarınıza karne bile vermeyen öğretmenlerin bu çocukların geleceğini karartmalarına nasıl kayıtsız kalırsınız?
Öğretmenler Sendikası “Türkiye’ye düşman”! Türkiye’ye gücü yetmiyor öyleyse öğrenciler cezalandırılsın ve karne alamasınlar!
Öğretmenler Sendikası “TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a düşman”! Ama onun ödediği maaşı da red etmiyor ve de karşılığında öğrencilere karne yok!
Öğretmenler Sendikası KKTC Hükümeti’ne karşı! Bakana gücü yetmeyince de sessiz velilerden cesaret alıp öğrencilere veriyor cezayı: “Grev var ders yok!”
Türkiye’de bunun aynısını 2002 öncesi hastanelerde başhekimler yapıp fakir ailelerin çocuklarını rehin almışlardı. AK Parti Hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan onlara hadlerini bildirdi. Günümüzde hiç bir başhekim çocuk rehin almaya cesaret edemez!
Acaba KKTC’de de Kıbrıslı Türk Recep Tayyip Erdoğan’a mı ihtiyaç var diye düşünmeden edemiyorum bu halka çektirilen eziyetleri gördükçe!
