Bu yıl Türkiye’den film yok

İki hafta sürecek olan ve sinema çevrelerinde “festivaller festivali” diye anılan Londra Film Festivali’nde İngiltere’den Hindistan’a, Fransa’dan Mısır’a, Amerika Birleşik Devletleri’nden Çin’e 67 ülkeden, 300 dolayında film yer alıyor.

Türkiye’den ise bu yıl katılım yok; sadece İtalya’dan, yine bir Ferzan Özpetek filmi, “Mine Vaganti” (Serseri Mayınlar) festivalde gösterilecek.

Yönetmen Mark Romanek’in, Kazuo Ishiguro’nun aynı isimli “Never Let Me Go” (Beni Asla Bırakma) adlı romanını konu alan filmi, seyirciyi, İngiltere’nin romantik ve biraz da nostaljik manzaraları arasında, ürkütücü ve tedirgin edici duygular altında bırakan bir yapıt.

Özel bir yatılı okulda kalan üç çocuğun, zamanla birbirlerine karşı oluşan karmaşık duygularını, aşklarını, nefretlerini, kıskançlıklarını, şefkat ve sadakat duygularını işleyen filmde, kahramanlarımız, aslında bildiğimiz sıradan çocuklar değil ve büyüdüklerinde de bildiğimiz, sıradan insanlara dönüşmüyorlar.

Ishiguro’nun romanını henüz okumamış olanları ya da filmi merak edenleri düşünerek, yazarın esrarlı diline sadık kalalım ve sadece, Kathy, Ruth ve Tommy’nin “özel olarak yaratılmış ve yetiştirilmiş çocuklar ve genç insanlar olduklarını” söylemekle yetinelim.

Ishiguro filmden memnun

54’üncü Londra Film Festivali’nin açılışını ve Avrupa galasını yapan film için, dün düzenlenen basın toplantısında yazar Kazuo Ishiguro da, romanının sinemaya uyarlanmış şeklinden memnun görünüyordu.

Ishiguro, öykünün insanın faniliğini konu aldığını ve insanların yazgılarıyla nasıl başettiklerine eğildiğini anlattı.

“İnsanın doğasına olumlu bir bakışla eğilmek istediğini” söyleyen Ishiguro, “İnsanlar kendilerini tutsak kalmış, ya da zamanlarının tükenmek üzere olduğunu hissettiklerinde, dostluk ve sevginin en önemli unsurlar olarak ağırlık kazandığı elden geldiğince inandırıcı bir dille anlatılmaya çalışılıyor.” dedi.

Filmde Kathy’yi oynayan Carey Mulligan da romana ve yazarına olan hayranlığını ve çekimler boyunca daha özel bir gayret sarfetmek zorunda kaldıklarını gizlemedi.

Mulligan, “Keira ve ben “Aşk ve Gurur”da oynamıştık birlikte. Dickens ve Austin uyarlamalarında roller almıştık. Ama o zaman yazarlar ortalıkta değildi ve yaptığınız iş kötüyse bunu söyleyebilecek durumda değillerdi. Bu yüzden bu film daha da korkutucu hal aldı zira Kazuo Ishiguro, bizimle birlikteydi. Herşeyi tıpkı onun hayal ettiği gibi gerçekleştirmek istiyorsunuz. Bu kitabı yeni okumuş insanlar var, kitabı çok beğenmiş olanlar var. Dolayısıyla üzerimizdeki baskı daha da artmıştı. Biz de, hepimiz, kitabın en büyük hayranlarıyız.” dedi.

Londra Film Festivali’nde “Never Let Me Go” (Beni Asla Bırakma) filminin yanısıra, daha başka festivallerde yankı uyandırmış başka filmler de izlenecek.

Bunlar arasında Darren Aronofsky’nin bale dünyasını konu alan gerilim filmi “Black Swan” (Siyah Kuğu), Colin Firth’ün ciddi bir kekeleme sorunuyla mücadele eden İngiltere Kralı 6. George’u oynadığı Tom Hooper’ın “The King’s Speech” (Kralın Konuşması) filmleri de bulunuyor.

54’üncü Londra Film Festivali, 28 Ekim’de sona erecek. (BBC)

834140cookie-checkBu yıl Türkiye’den film yok

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.