Buğdaya doğduğu topraklarda büyük vefasızlık!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Buğdayın gen merkezi olan Türkiye, 1 milyon ton gümrüksüz buğday ithal edecek…

Buğdayın gen merkezi olan Türkiye 1 milyon ton buğday ithal edecek. 15 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığının 649 sayılı kararı ile Toprak Mahsulleri Ofisi’ne gümrüksüz olarak ithal edilmek üzere, 2 milyon 600 bin tonluk, bakliyat ve hububat için tarife kontenjanı açıldı. Karara göre ayrıca TMO’ya 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinç için gümrüksüz ithalat yetkisi verilirken ayrıca 25 bin ton gümrüksüz domates ithalatının da önü açıldı.

Kararda yer alan miktarlar dışında yapılacak ithalatta ise ‘İthalat Rejimi Kararı’nda öngörülen gümrük vergisi oranları uygulanacak. Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenecek ithalat lisansı ile yapılacak ithalat lisansları üçüncü kişilere devredilemeyecek.

DOMATESTE DE 25 BİN TONLUK GÜMRÜKSÜZ İTHALATIN ÖNÜ AÇILDI

Öte yandan aynı gün yayınlanan bir başka Cumhurbaşkanlığı kararı ile işlenmiş domates için de gümrük vergisi sıfırlandı. Buna göre, konserve edilmiş domates için 21 Mayıs 2019 tarihine kadar geçerli olmak kaydıyla 25 bin ton gümrüksüz tarife kontenjanı açıldı.

TÜRKİYE’NİN HUBUBAT VE SEBZE ÜRETİMİNDE BÜYÜK DÜŞÜŞ VAR

Türkiye buğday ve domates üretiminden dünyanın en önemli ülkelerinden biri. Ancak tarım politikalarındaki hatalı uygulamalar ve üretim maliyetlerinin önlenemeyen yükselişi üreticinin arazisini terk etmesine neden oluyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 2018 yılındaki buğday üretimi bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında azalarak 20 milyon ton oldu. 2018’de bir önceki yıla göre kırmızı mercimekteki üretim yüzde 22,5, bakla yüzde 13,8, patates ise yüzde 5,2 oranında azaldı. 2018 sebze üretiminde de kayıpların yüksek olduğu bir yıl oldu. TÜİK’in açıkladığı verilere göre pırasada yüzde 21,5, havuçta yüzde 12,9, kuru soğanda yüzde 9,4, domateste ise yüzde 4,7 oranında azalış oldu.

BAKANLIĞINI SON GÜN ÖĞRENEN PAKDEMİRLİ TARIMI KURTARABİLİR Mİ?

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa’nın lideri olduğunu dile getiriyor.Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından 9 Temmuz 2018’de açıklanan kabineye Tarım ve Orman Bakanı olarak atandığını son dakikada öğrendiğini açıklayan Bekir Pakdemirli, 2 Kasım 2018’de yaptığı değerlendirmede bakanlığın 5 yıllık iş planının adının “Tarımda Milli Birlik Projesi” olduğunu dile getirmişti.

PAKDEMİRLİ, PARA VAR Kİ İTHALAT YAPILABİLİYOR’ DEMİŞTİ

Ancak Bakan Pakdemirli’nin ‘milli’ söylemi yalnızca sözde kaldı. Göreve geldiği günden itibaren Türkiye’nin tarım ürünleri ithalatı gündemden düşmedi. Bakan Pakdemirli ithalatla ilgili eleştirilere ise “Bu ‘Saman ithal ettiniz, buğday ithal ettiniz’ diyenlere karşı şunu söylüyorum; Türkiye’de para var ki ithalat yapabiliyor”karşılığını vermişti.

TARIM BAKANINA GÖRE TÜRKİYE AVRUPA’NIN EN BÜYÜK TARIMSAL GÜCÜ

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 4 Aralık 2018’de Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen Ukrayna-Türkiye Tarım İş Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada yaptığı konuşmada, “Bugün Türkiye; 52,2 milyar dolar tarımsal hâsıla, 17,6 milyar dolar tarımsal ihracat ile Avrupa’nın en büyük tarımsal gücü haline geldi” dedi.

BAKAN PAKDEMİRLİ ‘TARIMSAL HÂSILADA AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ’

10 Aralık 2018’de ise bu kez de Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yaptığı açıklamada, Türkiye’nin tarım sektörü açısından Avrupa’da birinci, dünyada ise 7’nci ülke olduğunu iddia etti. Bakan Pakdemirli, 11 Aralık’ta Bakü’de düzenlenen Türkiye-Azerbaycan Tarım İş Forumu’nda yaptığı konuşmada da benzer iddialarını yineleyerek Türkiye’nin tarımda elde ettiği başarılara değindi. Bakan Pakdemirli, “Bugün Türkiye 3 milyonun üzerinde tarımsal işletmesi, 5 milyon tarımda istihdamı, 38 milyon hektar tarım arazisi, 52,2 milyar dolar tarımsal hasılası ve 17 milyar dolar tarımsal ihracatı ile Avrupa’nın itici gücü. Avrupa’da tarımsal hasılada birinci, dünyada yedinciyiz. Türkiye tarımda iyi bir noktada ve kaynaklarını iyi değerlendiren bir ülke. Bu başarıyı Azerbaycan’la paylaşmak isteriz” ifadelerini kullandı.

1935’TE YAZILAN TÜRKİYE’NİN BUĞDAYLARI KİTABI ÜNİVERSİTELERDE YOK

Buğdayın anavatanı olan Anadolu topraklarında 18 bin farklı tipte buğday olduğu saptanınca dünya şaşkına döndü. Türk bilim insanı Mirza Gökgöl (1897-1982), buğdayın gen merkezi olan Türkiye’nin neredeyse her bölgesinden topladığı buğday örneklerini karakterize ederek 1930’larda yaptığı çalışmayla 256 yeni buğday varyetesi olduğu saptanmıştı. Gökgöl, Türkiye’deki çiftçilerin elinde bulunan buğday çeşitlerinin bitki ıslahçıları için bir hazine değerinde olduğunu belirterek zengin gen kaynağına dikkat çekmişti. Tohum ıslahı profesörü olan Mirza Gökgöl’ün buğdayla ilgili araştırmaları, 1935 yılında ‘Türkiye’nin Buğdayları’ adıyla kitaplaşarak iki cilt halinde basıldı. Ancak bugün bu kitapları bulmak neredeyse imkânsız. Gökgöl’ün ‘Yeşilköy Tohum Islah Enstitüsü’ tarafından yayınlanan kitabı tarım eğitimi veren üniversitelerin birçoğunda bile bulunmuyor.

 

 

2264090cookie-checkBuğdaya doğduğu topraklarda büyük vefasızlık!
Önceki haberMücahitlikten Müteahhitliğe!
Sonraki haberBrexit, küreselleşme ve Rosa Luxemburg’un öngörüsü
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.