Bu canlının yatak odasına girmek artık yasak!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – İnsan baskısı yüzünde mağaralara hapsolan Akdeniz foklarının yuvalarına yüzerek ve botla girdikleri yetmedi, tekneyle de girilince yasak geldi…
 
İnsan baskısı yüzünden dünyada yalnızca 700, Türkiye kıyılarında ise 100 civarında bireyi kalan Akdeniz fokları (monacus monacus) için önemli yasal düzenleme  getirildi. Su Altı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG) tarafından getirilen öneriyle Su Ürünleri Avcılığı Tebliği’nde yapılan değişiklikle, Akdeniz foklarının yaşadıkları sualtı ve kıyı mağaralarında ışık kullanmak, dalış yapmak, yüzerek ya da tekneyle girmek yasaklandı. 13 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yasağın dünya mirası olan bir canlının korunmasına yönelik önemli bir adım olduğunu söyleyen SAD-AFAG ekibinden Cem Orkun Kıraç, fokların yaşam alanlarında en çok rahatsız edildiği bölgelerin Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Fethiye, Marmaris, Kaş, Kekova, Kemer, Antalya Falezleri ve Alanya olduğuna dikkat çekerek, “ 20. Yüzyıl başlarına kadar açık sahillerde bile üreyen ve barınan Akdeniz fokları günümüzde artık sadece izbe, karanlık ve dalga alan deniz mağaralarının en diplerine kaçmış durumdadır” diye konuştu.
Türkiye’nin Akdeniz ve Ege kıyılarında insan baskısına karşın yaşama mücadelesi veren Akdeniz fokları için önemli bir yasal düzenleme getirildi. Bir zamanlar Türkiye’nin bütün kıyılarında görülebilen Akdeniz foklarının sayıları bugün yalnızca 100 civarında kalması yıllardır bu konuda koruma projeleri yürüten Su Altı Araştırmaları Derneği’ni harekete geçirdi. SAD bünyesinde oluşturulan Akdeniz Fokları Araştırma Grubu (SAD-AFAG), Akdeniz foklarına mağaralarında verilen insan baskısı rahatsızlığı üzerine yürürlükte olan mevcut Su Ürünleri Avcılığı Tebliğ’inde değişiklik yapılması için öneri hazırladı.
AKDENİZ FOKUNUN YUVASINA GİRMEK ARTIK YASAK
SAD-AFAG’ın önerisini kabul eden Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, ilgili tebliğde değişiklik yaparak Akdeniz foklarının korunması için yeni düzenlemeler getirdi. 13 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren düzenlemede, “Akdeniz Fokunun yaşadıkları sualtı veya su üstü girişli kıyı mağaralarında ışık kullanmak, her türlü vasıta ile dalış yapmak, yüzerek veya herhangi bir deniz vasıtasıyla girmek, mağara girişlerinde beklemek, demirlemek yasaktırifadelerine yer verildi.
SUİSTİMAL EDİLEN TEBLİĞ DEĞİŞTİRİLDİ
1991’den bu yana yürürlükte olan eski düzenlemede, “Fokların yaşadıkları mağaralarda ışık kullanmak, her türlü vasıta ile dalış ve su ürünleri avcılığı yapmak yasaktır” ifadesine yer veriliyordu. Bu ilk düzenleme de Ocak 1991’de yapılan ilk Ulusal Fok Komitesi (UFK) toplantısında SAD-AFAG tarafından yapılmış ve aynı toplantıda Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğünce kabul edilmişti. Ancak son 5-6 yıldır, bu maddenin yüzerek ve tekneyle Akdeniz foklarının yaşadıkları alanlara girenler tarafından ciddi anlamda suiistimal edildiği fark edildi.
FOKLARI ÜRKÜTENLERİN ‘ENGEL YOK’ İNADI
Konuyla ilgili bilgi veren SAD-AFAG ekibinden Cem Orkun Kıraç, bir kesimin, Akdeniz foklarını ciddi şekilde ürküttüklerini gördükleri halde önceki tebliğ maddesinin ‘yüzerek veya tekne veya şişme botlarla fok mağaralarına girilmesine’  engel olmadığını iddia etmeye inatla devam ettiğini belirterek, “Oysa belli ki, dalgıçların rahatsız edebildiği ortamda yüzerek veya teknelerle/botlarla girenler daha fazla rahatsız vereceklerdir. Bu kendilerince hukuki boşluğu kullananlara SAD-AFAG tarafından defalarca fok mağaralarının türün devamı için ne kadar önemli olduğu ve son sığınaklarında rahatsız edilmelerinin hayati bir yanlışlık olduğu aktarılmasına rağmen yanlışı savunmaya ve eylemlerde bulunmaya devam ettiler” diye konuştu.
FOTOKAPANLARIN ÇEKTİĞİ GÖRÜNTÜLER İNSAN BASKISINI BELGELEDİ
Mağara içi foto kapanlarla elde ettikleri görüntülerde, Kalkan Mavi Mağara, Mordoğan Ayıbalığı Mağarası, Kekova Korsan Mağarası, Antalya Falezler ve Alanya Kalealtı Mağaraları gibi fokların hala tutunduğu kıyılarda insanların fütursuzca mağaralara girdikleri ve fokları kaçırdıklarının ortaya çıktığını anlatan Kıraç, “Daha da ileri giderek büyük küçük demeden gezi teknelerinin bazı bölgelerde mağaralara girdiklerine dair görüntüler SAD-AFAG’a ulaştığında işin son noktaya ulaştığını anladık” dedi.
FOKLARIN YATAK ODALARINA GİRENLER BUNDAN SONRA YANACAK
Bunun üzerine SAD-AFAG olarak ilgili tebliğde değişiklik yapılması için Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğüne sundukları önerinin kabul edilerek yürürlüğe girmesinin sevindirici olduğunu dile getiren Kıraç, “Dünya mirası bir nadir canlının karasularımızda ve kıyılarımızda korunmasına yönelik boşluğun doldurulması önemli. Artık Sahil Güvenlik botları ve İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri yetkilileri bu hukuki dayanakla daha net hareket edebilecekler” ifadelerini kullandı.
DÜNYANIN EN NADİR CANLILARINDAN BİRİNİ MAĞARALARA HAPSETTİK
Dünyanın en nadir canlılarından biri olan Akdeniz fokların son sığınakları olan kıyı mağaralarına yapılan dalışlar ve tekneyle içeri girmelerin belli kıyı alanlarında yoğunlaşarak sorunlara neden olduğunu dile getiren Kıraç, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
ÇEŞME, BODRUM, KAŞ, KEMER, ANTALYA VE ALANYA KIRMIZI LİSTEDE
“Gerek mağara dalışları gerekse günübirlik tur tekneleri, kanolar veya turistlerin yalnızca yüzerek girdikleri fok mağaralarında, en fazla rahatsız edildiği ülkemizin dalış turizmi merkezleri Mordoğan, Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Fethiye, Dalaman, Marmaris, Kalkan, Kaş, Kekova, Kemer, Antalya (Falezler) ve Alanya olarak karşımızdadır. Bu bölgelerin hala belirli sayıda fok nüfusunu barındırdığını ve fokların ürediğini altını çizerek belirtmek gerekir. 20. yy başlarına kadar açık sahillerde bile üreyen ve barınan Akdeniz fokları günümüzde artık sadece izbe, karanlık ve dalga alan deniz mağaralarının en diplerine kaçmış durumdadır. Bu kıyı mağaraları Akdeniz foku kıyı habitatı içinde türün neslini devam ettirebilecek üremelerine uygun tek niş alanlar. Yani uygun kıyı mağaraları bu nadir deniz memelisinin saklandığı, dinlendiği ve üreyebildiği yegâne alanlar. Akdeniz fokunun üreme amaçlı yer seçiminde bu kıyı mağaralarından başka alternatifi yok. Dolayısı ile deniz mağaralarının insan baskısından uzak kalmasının önemini daha fazla anlatmaya gerek yok.”
2000560cookie-checkBu canlının yatak odasına girmek artık yasak!
Önceki haberİstihdama dikkat!
Sonraki haberCerablus geri alındı
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.