CHARLIE’NİN RUHU

SEDAT YILDIRIM SARICI – Avrupa’nın en yüksek minareli camisi diye Londra’daki Süleymaniye Camisi’ni işaret ederler. Yalnız minaresinden ezan sesi yükselmez. Yasal olarak katı bir izinsizlik söz konusu olmasa da, belirli bir ses yüksekliği sınırını aşma, toplumsal huzuru koruma gibi sebeblerle Avrupa metropollerindeki minarelerden ezanı duyamazsınız. Yalnız Londra’nın East Street Market’inde duyabilirsiniz. Süleymaniye Camisi’nin dış cephesi East Street’teki evler gibi tuğladır.

Albert Einstein ve Charlie Chaplin

Deniz Gezmiş’in Ankara-Karşıyaka Mezarlığı 1. Kapı’nın sağ üst tarafına denk düşen mezarı da oldukça mütevazı tuğla çevrelidir. Deniz ve arkadaşları için idam kararı verildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi, idamı durdurabilmek için Anayasa Mahkemesi’ne başvurur (1972). İdam bir kaç ay ertelenir. İsmet İnönü “siyasî suçlar idamla cezalandırılmamalıdır” diyerek Bülent Ecevit ile birlikte ret oyu kullanır. Gün Zileli’nin “Yarılma” adlı kitabını 498. sayfasında şöyle yazıyor; Deniz Gezmiş mapustayken hal hatır soran arkadaşlarına şakayla karışık cevap verir. “İsmet Paşa’nın hatırına beleşten yaşıyoruz”.

East Street Market

Ben de “beleşten ekmek yemek” için kalbe taktırdığım iki stent sonrası doktorlar bol bol yürümelisin dediklerinden sabahları kalkıp alış verişe çıkıyorum. Şarklıyız ya, dönüp dolaşıp ille de Doğu’ya ait manzaralarda arz-ı endam buyuracağız. Dünyadaki her bir şeyi, kainatın en makul fiyatına bulabileceğiniz East Street (Doğu Yolu) Market bizim eve yürüme mesafesindedir. Uzunca bir caddedeki sağlı sollu dükkanlarla birlikte yol ortasına kurulan seyyar pazarcı tezgahlarından söz edeceğim.

Deniz denilince akla martılar gelmez mi? Bizim bu pazarda martılar tezgahtarları azarlarlar. Pazarımızda bir kaç balıkçı dükkanı da var. Martılar acıkınca gelir bu balıkçılardan nasiplerini talep ederler. “Talep etme” dediysem, keşke öyle olsa. Bir bağırtı, bir asabiyet sorma gitsin. Balıkçıların bir kaç balık ya da temizlenmiş balıkların istemeyen kısımlarını martılara vermesiyle bu martı cazgırtısı sona erer.

Charlie Chaplin’in yaşadığı ev. Kennington – Londra

Yazının başındaki ezan mevzusunun sebebini soran olacaktır. Balıkçılarımızın çoğu Afganistan ya da Pakistanlı olduğundan Ramazan ayı boyunca her sabah radyolardan yükselen ezan sesi pazarda yankılanır. Elbette kimseyi rahatsız etmeyecek bir oranda.

Sıra portakal, elma almaya geldiğinde sokak ortasına kurulan seyyar tezgahlara yönelirim.

Bu tezgahlara bakan gençlerin tamamı Kuzey Iraklı Kürt çocuklardır. Hemen bir kaç kelime yarım yamalak Kürtçe patlatırım. Daha önceki takılmalarımdan kim olduğumu bildiklerinden güler yüzle cevabı Türkçe yapıştıranlar olur; sakallı abey, nasilsiniz? Ben Çanekkele’de sekiz ay çaliştim. İnsanlar çok guzel, Çanekkele çok guzel.

https://www.youtube.com/watch?v=ZdvEGPt4s0Y

Charlie Chaplin plaketi

Bizim pazarın bir diğer özelliği sinema tarihinin efsanevi komedyeni Charlie Chaplin’in (1889-1977) doğup yetiştiği bölge olduğundan caddenin girişindeki ilk tuğla binada Komik Dahi” plaketinin asılı olmasıdır. Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığını reddetmesi sebebiyle ABD’ye girmesi yasaklanan toplumcu komedyen özellikle “Büyük Diktatör” filmiyle hatırlanır.

Amerika’nın resmen Nazi Almanyası’yla barış içinde olup henüz savaşa girmediği bir dönemde (1940) çekilen filmin son 4 dakikasındaki olağanüstü konuşma insanlığın son yüzyıldaki durumunu özetlemesiyle kutsal metinler kadar kutsi mertebededir.

Filmde “… İnsanlığın nefreti geçecek, diktatörler ölecek. Açgözlülüğü, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü kaldırmak için bilimin ve ilerlemenin bize mutluluk getireceği bir dünya için mücadele edelim…   demokrasi için birleşelim…

Dün elma alacakken baktım kasetten “Leylim Ley” Kürtçe sözlerle çalıyor. “Bu bizim Zülfü Livaneli’nın parçası, siz nereden biliyorsunuz” dedim. “Abey, biz bu parçayı İbrahim Tatlıses’den öğrendik” dediler.

Charlie Chaplin

Eve geldim. YouTube üzerinden bir kontrol edeyim dedim. 40 milyon üzerinde dinlenmeyle İbrahim Tatlıses açık ara önde. Livaneli onda biri kadar bile dinlenmemiş. En az 40 farklı yoruma rastlayabilirsiniz. Hatta Tarkan bile söylemiş, iyi mi? Yalnız Jocelyn B. Smith’in düzenlemesi, içtenliğin yansıtılması ve şaire saygı adına hakikaten kayda değer.

https://www.youtube.com/watch?v=sRrlmpIMj0Y

Sözler Sabahattin Ali’ye ait. Her bir mısra olağanüstü titizlikte bir dil işçiliğiyle örülmüş, hece vezni büyük bir ustalıkla kullanılarak uyak (kafiye), durak (ritm) gibi şiiri akıcı ve akılda kalıcı yapacak bütün değerler ince ince işlenmiştir.

yedi yıldır uğramadım yurduma
dert ortağı aramadım derdime
geleceksen bir gün düşüp ardıma
kula değil yüreğine sor beni

Hüsnü Şenlendirici

Elbette Hüsnü Şenlendirici’nin de hakkını da, yememeliyiz. Ana tema güzel doğaçlama doğurmuş.

https://www.youtube.com/watch?v=OABc-PT9GDE

Peki konu nasıl oldu da Süleymaniye Camisi’nden Deniz Geçmiş’e, East Street Market’ten Pakistanlılara, Kürt çocuklardan Livaneli’ye, Jocelyn Smith’ten Hüsnü Şenlendirici’ye uzandı?

Charlie’nin ruhu işte. Ne diyordu “… bilimin ve ilerlemenin bize mutluluk getireceği bir dünya için mücadele edelim… demokrasi için birleşelim.”

2495620cookie-checkCHARLIE’NİN RUHU

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.