Çünkü anayasanın normal dönemlerde ve siviller tarafından hazırlanabileceğine dair derin bürokratik elitin itirazları var. Bu bürokratik güce basının önemli bir kanadını ve sermayeyi de eklerseniz toplumun yüzde doksanının ne dediği bir anlam ifade etmiyordu bugüne kadar.
AK Parti Hükümeti’nin, “Evet ama ne yapalım” demek gibi bir mazerete yaslanma şansı yok. Bunu net olarak gördüğünden sivil anayasa için gerekli girişimleri başlattı. Şimdilik top akademisyenlerde ve yakın bir zamana kadar toplumun ilgisine ve katkısına açılacak.
Her defasında sivil anaysa özlemelerini dile getirenlerin ne kadar samimi olduklarının, ne kadar statükodan yana olduklarının test edileceği zemine nihayet geldik oturduk. AK Parti kapıyı araladı ve bunun için ciddi bir uzlaşı ve desteğe ihtiyaç var.
CHP’nin tavrına bakın! Çıkınında bu anayasayı bütünleyecek bir önerme ile gelmek yerine o bildik korku ve gerilim politikasını sürdürüyor. Laiklik, cumhuriyet kalelerine sığınarak yeniden yıkılma, yok olma senaryoları geliştiriyor. Oysa şimdi katkı yapma zamanı. CHP yüzyıl öncesinde kalmış gerekçeleri sıralayarak özgürlükleri öteliyor, fikir ve inanç hürriyetine özenle dokunmamayı seçiyor. Çünkü bunu bir ihtiyaç olarak görmüyor, toplumsal mutabakatın karşısında yer alıp tavrını bürokratik vesayetin paralelinde geliştiriyor.
Göreceksiniz…İlerleyen günlerde akademisyenlerin katkıları ile ortaya çıkan metinden akıl almaz sonuçlar çıkaracak CHP. Bürokratların söyleyemediklerini seslendirecek.
Bir zamanlar sosyal demokratlık içinde özgürlük benzeri kavramlar da içerirdi. Şimdi statükonun adı oldu sosyal demokratlık. Bunun karşısında sevimsizlikle suçlanıp özgürlüklerin karşısında diye tanımladıkları bir sağ parti olan AK Parti ise sivilleşme projesinin lokomotifi olarak çalışıyor.
Toplumsal değişimi askeri müdahalelerle önlenmiş bir mazi var arkamızda. Anaokuluna giden ve ağzı süt kokan çocukları bile tek sıra halinde dik durdurup, askeri komutlarla sevk ve idare eden kafa yapısı İslam’ı, Kürdü, özgürlüğü hala en korkulacak yerde tutarak taşlamayı sürdürüyor. Talihsizliğe bakın ki, bu korkuların temsilciliği görevini üstlenen CHP, hala siyasi partiler kategorisindeki yerini koruyor.
Türkiye, bir yol ayrımına gelmeyi güç bela başardı. Toplumsal kesimlerin dikkati sivil anayasa oluşumunda. Bireyi öne çıkaranlarla bireyi kurulu düzenin basit bir dişlisi olarak görüp emrinde çalıştıran iki kafa yapısının çatıştığı günlere tanıklık ediyoruz. İnce uzun bir yolda ilerliyoruz. Sivil anayasa için daha ne kadar bedel ödeyeceğimiz belli değil. Bürokratik elitin nezdinde normal zamanlarda ve siviller eliyle sivil anayasa yapmak saçmalık.
CHP sivilleşmeyi anarşist bir eylem olarak nitelendirir. “Bunları bir bir sallandıracaksın ipte!” diye öfkesini kusar. Özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması girişimlerini “Cumhuriyetin kazanımları yok ediliyor” diyerek ortalığı ayağa kaldırır. Bu ve benzer nedenlerle CHP’nin, solun da geleceği adına, ıslah edilmesi gerekir. Yoksa sivil anayasa özlemlerinin her defasında gelip toslayacağı duvarın adı CHP’dir.
