CHP’li Meclis Üyesinin beton isyanı!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Antalya Büyükşehir Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Mimar Esin Bilgiç, Şubat ayı oturumunda Gazipaşa sahilindeki otel projesiyle ilgili söz almak istediğini ancak kendisine söz verilmediğini belirterek çekincelerini sosyal medyadan kamuoyu ile paylaştı…

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde bulunan doğal sit alanı statüsündeki Selinus sahilinde yapılmak istenen 2508 yatak kapasiteli 5 yıldızlı otel için depremin hemen ardından 8 Şubat’ta ÇED Toplantısı yapılması tepki çekmişti. CHP’li Antalya Büyükşehir Meclis Üyesi Mimar Esin Bilgiç, 13 Şubat Pazartesi günü gerçekleşen Şubat ayı oturumunda konuyla ilgili konuşmak için söz almak istedi. Ancak gündem maddelerinin neredeyse tamamının imar konularından oluştuğu Büyükşehir Meclisinde kendisine söz verilmediğini açıklayan Bilgiç, konuyla ilgili görüşlerini sosyal medyadan paylaştı. Bilgiç, Gazipaşa sahilindeki otel projesinin ilçe halkının denize ulaşımını engelleyeceğine işaret ederek, halka açık olması gereken günübirlik alanların turistik tesislerin devamı ve tamamlayıcısı halinde planlanmasını eleştirerek, sahilin otellerin ön bahçesi haline getirildiği görüşünü savundu. Yapılan planlamayla minimum parsel büyüklüğünün 5 dönüm olarak belirlendiğine dikkati çeken Bilgiç, “Gazipaşa kıyılarında hala halkın elindeki 5 dönümün altındaki parsellerin toplanma süreci devam etmektedir. Bir ilçe halkının baştan doğru olmayan kararlarla elinden arazilerinin alınması bizim yüreğimizi yakıyor. Yine bilim insanları oybirliği ile diyorlar ki bu planlama revizyonu esas alınarak yapılan, ilçe ve büyükşehir encümenlerinin de onayladığı, 18. Madde uygulamasının da uygun olmadığı ortak görüş ve kanaatine varılmıştır ve sadece bir kısmını aktardığımız, tüm bu bilimsel söylemler hiç dikkate alınmıyor ve olağanüstü günlerde bu ÇED toplantısı gerçekleştiriliyor” ifadelerini kullandı.

‘MECLİS TOPLANTISINDA SÖZ HAKKI VERİLMEDİ’

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı toplantısında konuyla ilgili iki kez söz almak istediğini dile getiren CHP’li Meclis Üyesi Esin Bilgiç, “Ancak gündem maddelerinin neredeyse tamamını imar konularının oluşturduğu gündem maddeleri ne görüşülmeye başlanmadan önce, ne de sonrasında söz istememe rağmen söz hakkı verilmediği için bu konuşmayı yapamadım. Söylemek istediklerimi bu ortamdan değerli halkımızla paylaşıyorum” ifadelerini kullanarak konuyla ilgili çekinceleri sosyal medya hesabından kamuoyu ile paylaştı.

ÜLKE YAS GÜNÜNDEYKEN ÇED TOPLANTISINA TEPKİ

Türkiye’nin yaşadığı büyük deprem felaketine değinen Bilgiç, her konuda olduğu gibi yapılaşmada da bilimi ve tekniği reddetmenin yanlışlığına değinerek, “bilimin değil de, başka etkenlerin belirleyici olduğu, nereye ve nasıl yapı yapacağını bilmeyen anlayışın, bilimle sınırlarını bulmayan bir beton seviciliğin en büyük acılarla yoğrularak halkımıza faturasının ne kadar ağır olduğunu hep birlikte yaşıyoruz. İlçemizde, Gazipaşa’da ise bu acının ortasında, ulusal yas günlerinde, depremin üçüncü günü, tüm yüreklerin enkaz altında atan yüreklerle olduğu, enkaz başında yakınlarını bekleyen yurttaşlarımızla attığı bir zaman diliminin tam ortasında, bilime, tekniğe, doğanın verilerine uymadığı bilim insanlarının raporları ile tespit edilmiş kıyı planlamasında, devasa bir otel için ilk ÇED toplantısı düzenlendi. Tüm halkımızın bir bölgenin acısını yüreklerinde duyumsayıp, çocuğunu sevmeye, yemek yemeye, çekindiği bir zaman diliminde, Gazipaşa halkı bu toplantının ertelenmesini bekledi. Gidip böyle bir zamanda planların yanlışlığını anlatmak istemedi, böyle bir zamanda kamuoyunu bu toplantıya davet etmek istemedi. Olağanüstü bir süreçte onurlu Gazipaşa halkı bu toplantının ertelenmesini bekledi son ana kadar. Yangından mal kaçırır gibi denir ya güzel Türkçemizde. Depremden mal kaçırır gibi yapıldı bu toplantı. Depremden mal kaçıranlara ne dendiğini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

‘ÇED TOPLANTISINDA ÖDEMESİ PEŞİN YAPILAN MASALAR’ İDDİASI

Doğal sit alanı kıyılarımıza gözünü diken yağma zihniyeti ne acı dinledi, ne ertelemeyi bir an için düşündü” diyen Meclis Üyesi Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kesim, toplantının yapıldığı kıyıdaki küçücük restoranın sandalyelerinde oturup, masalarında ödemesinin peşin yapıldığını duyduğumuz yiyeceklerini yerlerken, toplantının ertelenmesini isteyen onurlu Gazipaşa halkı polis gücüyle salonun dışına çıkartıldı ve adı ÇED olan bir prosedür daha, beton aşkıyla yanıp tutuşanlarca hiç zaman kaybetmeden yerine getirilmiş oldu. Sürecin en başından beri olduğu gibi. Doğanın sesini, o sesin bilimini, Türk milletinin binlerce yıllık derin tarihiyle ve kültürüyle harmanladığı ve son yıllara kadar uyguladığı şehircilik ilkelerini dinlemeyen, yok sayan bir anlayışın şehirlerimizi getirdiği nokta ortadadır. Bu yanlış planlamalar insan eliyle ve yetkililerin imzalarıyla yapıldığına göre amaç bilimi rehber almak olursa bundan sonrası için bilimi dinleyen planlamalar yine insan eliyle elbette ki yeniden yapılabilir, düzenlenebilir. Aynı acıların yaşanmaması için yapılmalıdır da. Yeter ki yürekten istensin. Yürekten istemeyenler için ise her şey olmuş bitmiş, planlar yapılmış, artık yapacak bir şey yoktur.”

‘GAZİPAŞA HALKININ KIYILARA ULAŞIMI ENGELLENİYOR’

Bilimsel raporların yanı sıra meslek odaları ve konunun uzmanı bilim insanlarının ender bulunan olağanüstü güzellikleri nedeniyle sit alanı olarak tescillenen Gazipaşa kıyılarındaki yapılaşma planları için ortaya koyduğu çekincelere değinen Bilgiç, şunları kaydetti: “Gelen plan silsilesinin içinde, en son 2019 başlarında hazırlanarak vurucu darbeyi yapan, 2019 yaz sonunda askı süreçlerini tamamlayan, plan revizyonundaki planlama anlayışı, yollarıyla, otoparklarıyla, turizm adaları arasındaki açıklıkların çok az olması nedeniyle, halka açık olması gereken günübirlik alanların turizm tesislerinin devamı ve tamamlayıcısı haline getirilmesiyle Gazipaşa halkının kıyılara ulaşımını engellemektedir.

‘GÜNÜBÜRLİK ALANLAR OTELLERİN ÖN BAHÇESİ HALİNE GELİYOR’

Antalya barosu diyor ki; bu anlayıştaki bir planlama halkın anayasal hakkına aykırıdır. Bilim insanları diyorlar ki; plan notlarında parçalı yapılaşma koşulu sağlanmadığı için bu kadar büyük parsellerde tüm emsalin tek bir binada kullanılmasının önüne geçilmemiş, parçalı yapılanma koşulu istenmemiştir. Bu durum ülkemizin sadece bu bölümünde tropikal iklimini oluşturan deniz havasının içerilere girmesini engelleyecektir. Çünkü bilim insanları diyorlar ki bir bina yüzeyine çarpan hava, bina yüzeyinin 50 katı kadar bir alandan içeriye giremiyor. Yine bilim insanları diyorlar ki son revizyonla iki katına çıkartılan bu emsal, sit alanı bu kıyılar için çok yüksektir ve kıyı kumul, kıyı kayalık, kıyı mağara, kıyı orman, kıyı sulak alan ekosistemlerini barındıran bu kıyılar İnsandan önce buraları yurt edinen deniz kaplumbağaları, Akdeniz fokları, kıyı bitkileri için de yaşam alanıdır ve bu yaşam alanları günübirlik alanların içine kadar uzanıyor ve tüm kıyıları kapsayan bu planlama ile günübirlik alanlarda otellerin ön bahçesi haline getiriliyor.

YANLIŞ KARARLARLA HALKIN ARAZİLERİ ELİNDEN ALINIYOR

Değerli arkadaşlar, Minimum parsel büyüklüğünün 5 dönüm olarak belirlendiği Gazipaşa kıyılarında hala halkın elindeki 5 dönümün altındaki parsellerin toplanma süreci devam etmektedir. Bir ilçe halkının baştan doğru olmayan kararlarla elinden arazilerinin alınması bizim yüreğimizi yakıyor. Oysa o halk, çok rahat 5 dönümden az parsellerinde, açıkta yetişen muz bahçelerinin, yemyeşil yapraklarıyla bir zamanlar Gazipaşa’nın simgesi yer fıstığı tarlalarının arasında kendi küçük otellerinin sahibi olabilirdi. Aynı Finike’de portakal bahçelerinde, Aynı Olimpos’ta çam ağaçlarının arasındaki ağaç evlerde aynı Ege’deki üzüm bağlarının arasındaki konaklama tesislerinde olduğu gibi.

ANTALYA’DAKİ 5 YILDIZLI OTEL SAYISI TÜM İSPANYA’DAN FAZLA

Bilim insanları diyorlar ki içinde yer aldığı mahallenin nüfusundan daha fazla insan barındıracak olan şu anda sadece bir otel. Diğer otellerle, kıyılarda, bu anlayışla süren yapılaşma baskısı sonucu, kıt bir kaynak olan toprak da, arkadaki tarım alanları da zarar görecektir. Oysa Türkiye coğrafyasında açıkta yetiştirilebilen, bir marka olan Gazipaşa muzu sadece bu bölgede yetiştirilebilmektedir. Veriler diyor ki; sadece Antalya’da bulunan 5 yıldızlı otel sayısı tüm İspanya’dakinden çok daha fazla, ama gelir olarak baktığımızda İspanyadakinin yarısına bile ulaşamamamız turizm stratejimizin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Yine Kültür ve Turizm bakanlığı kendisi diyor ki kendi hazırladığı kitabında; Yerel düzeyde turizm potansiyeli bulunan alanlarda sorun odaklı planlama anlayışı yerine, planlama çalışmaları bütüncül olarak ele alınacaktır. Parçacı ve parsel bazında gelişen planlama pratiği sona erdirilerek dünya çapında yarışabilir turizm kentleri oluşturulacaktır.”

YAPILMAK İSTENENLER TÜRKİYE’NİN TURİZM STRATEJİSİNE AYKIRI

Türkiye’de kitle turizmine yönelik parçacı yaklaşımların sonucunda Akdeniz ve Ege kıyı kesiminde aşırı yığılma, kıyı gerisi ve çevresi alanlarda çarpık kentleşme, yapılaşma, altyapı yetersizliği ile çevre sorunlarının ortaya çıktığına işaret eden CHP’li Meclis Üyesi Esin Bilgiç, “Bu olumsuz yapılanmayı olumlu yönde değiştirebilmek için, Türkiye Turizm Stratejileri kapsamında bütüncül politika, strateji ve uygulamaya dönük yaklaşımlar yer almaktadır. Bizzat bakanlığın kendisi tarafından, Otel odaklı turizm gelişmesinden daha çok tarih, kültür, sanat vb. gibi değerler odaklı turizm öneriliyor. Bilim insanları hazırladıkları bilirkişi raporunda oybirliği ile diyorlar ki bu kıyı planlaması, imar mevzuatına, planlama tekniğine, şehircilik ilkelerine, kamu yararına uygun bulunmamıştır. Yine bilim insanları oybirliği ile diyorlar ki bu planlama revizyonu esas alınarak yapılan, ilçe ve büyükşehir encümenlerinin de onayladığı, 18. Madde uygulamasının da uygun olmadığı ortak görüş ve kanaatine varılmıştır ve sadece bir kısmını aktardığımız, tüm bu bilimsel söylemler hiç dikkate alınmıyor ve olağanüstü günlerde bu ÇED toplantısı gerçekleştiriliyor.

‘GAZİPAŞA HALKI SESİNİ YÜKSELTMEYİ SÜRDÜRECEK’

Değerli arkadaşlar, yarın sevginin simgesel bir günü. Gelin el ele verelim, halkın toprakları üzerinden rant devşirmeye çalışanlara kapıyı kapatalım ve dünyanın en güzel coğrafyasında, Anadolu’da, güzel ülkemizde olması gerektiği gibi şehir planlarımızı kamu yararı için, doğanın diliyle uyumlu şekilde yapalım. Yapalım ki canlarımız yanmasın, sadece bir gün için değil, her gün için yeryüzü sevginin yüzü olsun. Umudumuzu hiç kaybetmeden bilimsel yaklaşımları anlatmaya, savunmaya devam edeceğiz. Aynı ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır’, ‘Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin’ sözlerinde olduğu gibi. Bir zamanlar varlıklarının yağmalanmasına boyun eğmeyen duruşundan dolayı, bizzat Atamızın kendisinden o yüce adını alan Gazipaşa halkı, yine Ulu Önderimizin yol gösterisinde, bilimsel yaklaşımlar ışığında, artık Antalya’daki son doğal kıyı alanları için sesini yükseltmeyi sürdürecektir” ifadelerini kullandı.

2668600cookie-checkCHP’li Meclis Üyesinin beton isyanı!
Önceki haberBir genel tekrarın utancı… 
Sonraki haberLondra Büyükşehir Belediye Başkanı: Türkiye’yi yalnız bırakmayacağız
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.