Türkiye’de siyasi gündem gün içinde değişmeye başlarken, muhalefet partilerinin içinde bulunduğu etkisiz, işlevsiz, korkak ve yetersiz duruşları ülkede her kesimi rahatsız etmeye devam ediyor. Bu durum,
Türkiye siyasetinde derin bir muhalefet boşluğu meydana getirirken, ülkedeki çok partili yapıyı da tehdit etmeye başlamıştır.
Muhalefetin sefaletini gösteren son örnek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelmiştir. Doğan Medya temsilcisine röportaj veren Kılıçdaroğlu, trajik bir iddiayı gündeme getirmiştir: AKP’nin derin devleti ve MİT içinde bir grup CHP’yi karıştırmak için operasyon yapmaya çalışıyormuş… CHP, Kürtlerin ve Alevilerin partisi olarak gösterilmeye çalışılıp bu algıyı yerleştirmek hedefleniyormuş…
Ülkede ciddi bir ekonomik kriz adım adım yaklaşırken, yanı başımızda iç savaş atmosferi ülkeler arası savaş noktasına doğru ilerlerken, sınırlarımıza komşu yeni bir Kürt Devleti kurulmasına tam gaz hız verilmişken, ana muhalefet partisi liderinin komplo teorileri ile meşgul olmasını bir komedi filmi izler gibi şaşkınlıkla seyrediyoruz.
CHP liderinin iddiası, doğruluğu ve yanlışlığı ilgili traji-komik bir durum yaratmıyor. Bugüne kadar dünyanın her yerinde ve her iktidar döneminde yerli ve yabancı istihbarat örgütlerinin siyasi partilerle ilgilendiği, siyasi partileri kontrol etmek ve politikalarına yön vermek için içine sızdığı, bazılarının da başarısız olması için siyasi oyunlar kurguladığı bilinmektedir. Bunu yeni öğrenmiş birisinin CHP gibi Cumhuriyet ile yaşıt bir partiye Genel Başkan olması, ülkedeki muhalefet boşluğunu ortaya koymaya fazlasıyla yetmektedir. Birileri CHP Genel Başkanı’na; bu tür siyasi oyunların devletlerin ortaya çıkmasından başlayarak olageldiğini, bundan sonra da olacağını, bu konuda şikayet etmek yerine partisine yönelik kurgulanan bütün siyasi oyunları önlemenin (partisinin lideri olarak) kendi görevi olduğunu hatırlatması gerekiyor.
CHP Genel Başkanı’nın “mal bulmuş mağribi” gibi atladığı olaya, kendi partisi içinden çok anlamlı bir yanıt gelmiştir. CHP Milletvekili Rıza Türmen, partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “MİT’in içindeki bir kanat, CHP içinde operasyon yapmaya çalışıyor” iddiasına, ders alınacak bir şekilde şu yanıtı vermiştir : “Biz, yeteri kadar karışığız zaten. MİT’e ihtiyaç var mı doğrusu, bilmiyorum.”
CHP’yi iktidar alternatifi olmaktan çıkaran, Meclis içi muhalefet kalıbına sıkışarak halktan koparan, CHP ile ilgisi olmayan parti kökeni bulunmayan isimleri partiye çekerek seçmenden oy alacağını sanan ruh haliyle Kemal Kılıçdaroğlu; CHP’nin görüp göreceği en başarısız Genel Başkanlardan birisi olarak tarihteki yerini şimdiden almıştır.
CHP liderinin kurmay kadrosu ise ibretlik söylemleri ve şovmen kişilikleri ile ön plana çıkan, ülke insanını tanımak şöyle dursun kendi partilerinin siyasal çizgisini bile özümseyememiş örnek kişiliklerden oluşmaktadır. CHP’de ne siyasal bir vizyon, ne bir misyon, ne de iktidar alternatifi olabilecek bir stratejik akıl mevcut değildir. Hal böyle olunca, Genel Başkanları da hafiyelik merakıyla olmadık işlerle uğraşmakta, halktan kopuk siyaset anlayışlarıyla başarısızlıkları katmerlenmeye devam etmektedir.
CHP için bir komplo aranacaksa, bu komplonun eski Genel Başkanlarına yapıldığını hatırlatmaya gerek var mı bilemiyorum. Bu konuda bile seyirci kalarak kararlı bir duruş sergileyemeyen CHP liderliği; 2011 genel seçimleri sonrasında Meclis açılışında milletvekillerinin tutukluluğu konusunda gösterdikleri kısa dönemli tavırlarını bir çırpıda silip atarak milletvekili koltuklarına dizilmekle başlayan ilkesizlik sürecini sürdürmeye devam etmektedir.
Her açıklamasını bir süre sonra unutarak tersi siyasi tavırları ve açıklamaları ile derin bir güven kaybına uğrayan CHP lideri ve etrafındaki etkisiz kurmay heyeti, CHP için kurulabilecek en büyük komplo olmaya devam ediyor. Ne yazık ki, CHP lideri için başka söylenecek söz kalmamıştır.
