Disleksi     

Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Walt Disney, Richard Bronson, Whoopi Goldberg, Keira Knightley, John Lennon, Jamie Oliver. Değişik alanlarda üne ulaşmış dev isimler. 

Peki bu kişilerin ünlü olmaları yanısıra paylaştıkları ortak özellik nedir?

Hepsi de disleksik olan kişilerdir. Üç Amerikan Cumhurbaşkanı, George Washington, John F. Kennedy, ve George W. Bush’un da disleksik olduklarına inanılmaktadır.

Oldukça kompleks bir öğrenme bozukluğu olan disleksinin genel tanımı şöyle:

Aynı zamanda öğrenme güçlüğü olarak bilinen disleksi, bir bireyin normal zeka düzeyinde olmasına rağmen dil, okuma, ve yazma becerilerinde sorunlar yaşamasına neden olan bir özel öğrenme bozukluğudur.”  

https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/disleksi/

Tanımda özellikle belirtilen “bireyin normal zeka düzeyinde olmasına rağmen” sözleri gerçekten çok önemli, çünkü disleksik kişilerin zeka düzeyleri hakkında çok yanlış inançlar bulunmaktadır.

Yukarıda sıraladığım kişiler bu inançları hemen çürütecek nitelikte, ama ne yazık ki özellikle okul çağındaki disleksik çocuklar hala bu gerçek dışı inançlardan çok olumsuz etkilenmektedirler. Öğretmenler bile bu hataya düşebilmektedir ne yazık ki.

Yakın akraba çocuklarımız arasında dünyalar tatlısı, zeki mi zeki bir çocuğumuz var. Okula yeni başladığında çok sevinçli, heyecanlı idi. Ancak kısa zamanda çocuk her sabah okula ağlayarak gitmeye başladı. Belli ki dersleri anlamakta güçlük çekmekteydi.

Uzun zaman sonra okul çocuğun disleksik olabileceğini dillendirmeye başladı. Ancak henüz tam teşhis konulmadı. Annesi ısrarlı olmasa çocuğu kendi haline bırakacaklar. Bir yıldan beri sırada, uzmanlar tarafından kendisine randevu verilmesini bekliyor. 

Onun gibi kimbilir kaç çocuğun okul hayatı zehir olmakta, kaç çocuk anlayamadıkları durumlarının psikolojik etkisi ile kıvranmaktalar. Vaktinde teşhis konulamayan durumları yüzünden kimbilir kaç genç gerçek potansiyellerine varamamakta.

Gelmiş geçmiş en iyi müzisyenler arasında bana göre en üst sıralarda olan John Lennon disleksik olması nedeniyle çok kötü bir okul çağı geçirdi. Bir söyleşide şöyle demişti: “Benim gibiler sekiz, dokuz, on yaşlarında iken ne kadar zeki olduklarının bilincine varırlar. Benim böyle birisi olduğumu niye kimse keşfetmedi? Okulda herkesten zeki olduğumu niye anlamadılar? Yoksa öğretmenler aptal mıydı?”.

John Lennon çok kötü okul deneyimleri yaşadıktan çok sonra ne kadar dahi birisi olduğunu tüm dünyaya ispat etti. 

Richard Bronson dünyanın ileri gelen endüstri devlerindendir. 15 yaşında disleksik olduğu için karşılaştığı güçlüklerden yılarak okulu terketti. Oxford Street’te küçük bir dükkanda açtığı Virgin Plak Şirketini sonraları ard arda başlattığı dev şirketler takip etti. Şu an dünyanın en başarılı işadamlarındandır.

Bronson disleksik kişiler için, özellikle gençler için büyük bir ilham kaynağıdır. Disleksinin yaşamındaki başarısı için ne büyük bir avantaj olduğunu her fırsatta dillendirmektedir. Disleksik kişiler için çok önemli bir tavsiyesi var: “Her zaman başarılı olduğunuz, sevdiğiniz şeylere odaklaşın. Yaptığınız şeyi seviyorsanız başarılı olacaksınız. Kendinize inanınız. Başarının sırrı sizin elinizdedir.”

Disleksinin bir avantaj olabileceği birçok araştırmacılar, eğitimciler tarafından söylenmektedir. Konu üzerinde Brock ve Fernette Eide çok önemli bir kitap yazdılar. “The Dyslexic Advantage: Unlocking the Hidden Potential of the Dyslexic Brain”. “Disleksik Avantaj. Disleksik Beynin Gizli Potansiyelini Çözmek”.

Kitap disleksik kişilerin yazılı metinleri nasıl değişik bir şekilde algıladıklarını, bunun sınıfta, iş hayatında avantaj yaratabileceğini detaylı olarak anlatıyor. Kitap aynı zamanda disleksik kişilerin görsel çözüm, bağlantılı düşünce konularında çok başarılı olduklarına ve aynı zamanda çok yüksek yaratıcılık gösterdiklerine değinmektedir.

https://www.google.co.uk/books/edition/The_Dyslexic_Advantage/jSwtd_L8dkYC?hl=en&gbpv=1&printsec=frontcover

Çok yüksek başarılara erişmiş disleksik kişilerin yaşamlarında mutlaka çok büyük destek kaynağı olan kişiler bulunmuştur, bulunmaktadır. Ancak her disleksik kişi aynı derecede şanslı değildir. Özellikle aileler disleksik çocuklarını nasıl destekleyecekleri hakkında bilgi sahibi değillerdir. Bırakın aileleri, okullar bile bu konuda yeteri kadar bilgi ve fonlardan yoksundurlar.

Disleksi teşhisi konulması yolun başlangıcıdır. Okul öğrencilerinin ve ailelerin çok büyük desteğe ihtiyacı vardır. Aksi takdirde ne yazık ki birçok kişinin yaşamları potansiyellerine ulaşamadan sürüp gidecek ve sonlanacak. 

 

2626100cookie-checkDisleksi     

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.