Dünya basını kafa buldu…

Almanya’nın en saygın ve ciddi gazetelerinden Die Zeit, “Erdoğan’ın dünyayı herkesin gördüğünden daha başka gördüğünü” yazıp “Erdoğan’ın Kehanetleri” başlıklı bir kampanya başlattı. Okurların gazete sitesi üzerinden katılabildiği kampanyada, Erdoğan’ın fotoğrafının altındaki bölüme, bundan sonra bulunacağı kehanet yazılıyor.

Diken internet sitesinin haberine göre, kampanyanın tanıtım yazısı şöyle:

“Türkiye Cumhurbaşkanı dünyayı başkalarından daha farklı açıklıyor. Kadın ile erkeğin eşitliği doğaya aykırı. Amerika’yı Kolomb’dan önce Müslümanlar keşfetti. Sizce Erdoğan daha neler biliyor? Erdoğan’ın bundan sonra bulunacağı kehaneti yazın ve sosyal medya üzerinden #erdoganorakel hashtag’iyle paylaşın.” Gazete okurlardan gelen 1000’den fazla öneri içinde en ilginç bulduklarını bir galeride topladı.

Chück Norris hat türkische Vorfahren!: Türkçe’de çok ü ve ö kullanılmasından yola çıkan kullanıcı, dövüş sanatları aktörü Chuck Norris’in ismini Türkleştirip Erdoğan’ın “Chück Norris’in ataları Türk’tü” diyeceğini öngörüyor.

Nül Armstrüng war ein Türke: Ay’a ayak basan ilk insan olan Neil Armstrong’un adı da Türkleştirilerek, Erdoğan tarafından Türk olduğunun açıklanacağı tahmin ediliyor

Spock ist Türke, Kürk auch: Sırada meşhur dizi Uzay Yolu’nun kahramanları Mr. Spock ile Kaptan Kirk var: Spock Türk’tü, Körk de öyle.

Ich mache mir die Welt, wie sie mir gefällt: Dünyayı hoşuma gittiği gibi yapıyorum.

Nach mir die Sintflut: Benden sonrası tufan.

Rente ist sicher: Emeklilik maaşını garantiye aldım.

Nur wer Amerika entdeckt hat, kann hier mitreden: Sadece Amerika’yı keşfedenler konuşsun.

Ich, ich, ich, ich, ich, ich, ich: Ben, ben, ben, ben, ben, ben, ben…

2X3 macht 4: 2 kere 3, 4 eder.”

Liberté, Egalité, Beyonce: 1789 Fransız Devrimi’nin simgelerinden olan “Liberté, égalité, fraternité” (Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik) sözüne atıfla Özgürlük, Eşitlik, Beyonce.

‘İhtilaf kralı’

Fransız haber ajansı AFP de, “Erdoğan: Türkiye’nin ihtilaf kralı” başlıklı haberinde, Cumhurbaşkanı’nın bir dizi tuhaf açıklamayla tüm dünyayı hayrete düşürdüğünü, bu yorumların yurtdışındakileri şaşkına çevirmekle birlikte yurtiçinde pek çok muhafazakârın nabzını yakaladığını ve seçim kazandırdığını” belirtti. Amerika ve kadınlarla ilgili açıklamalarının Erdoğan’ın ihtilaf alanındaki “uzun kariyerinin” manşetlere çıkan son iki örneği olduğunu söyleyen AFP, Erdoğan’ın yorumlarına gelen itirazlar üzerine geri adam atmak yerine kavga çıkardığını, kesin haklılığında direttiğini ve Batı medyasını sözlerini çarpıtmakla suçladığını aktardı.

‘Türkiye’yi tıka basa yiyen cumhurbaşkanı’

ABD’nin etkili haber-analiz sitelerinden Politico’da Dış İlişkiler Konseyi’nin uzun yıllar Türkiye’de kalmış Ortadoğu uzmanı Steven A. Cook, “Türkiye’yi tıka basa mideye indiren cumhurbaşkanı” başlıklı bir yazı yayımladı. Şükran Günü’nde yenen hindiye atıfla söz oyunu yapan Cook, şu vurguyu yaptı: “Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı topu topu 90 gün içinde Türkiye’yi yalayıp yuttu. Kendisi cumhurbaşkanı ama aynı zamanda fiilen başbakan. O kadar da değil. Dışişleri bakanı ve başyargıç; savcı ve belediye başkanı; rektör ve babalık.

Erdoğan’ın Türkiye’yi nasıl da tıka basa mideye indirdiğini en iyi anlatan şey ise 350-650 milyon dolarlık maliyeti, 1000 odası ve yaklaşık 300 bin metrekareye varan arazisiyle ‘Ak Saray’.” Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmeden de Türkiye siyasetinde ağırlığını fazlasıyla hissettirdiğini, hatta ciddiye alınacak yegâne şahsiyet olduğunu aktararak, bu konuma ulaşmasındaki etkenleri “Üstün siyasi yetenekleri, kopuk ve pısırık bir muhalefetin beceriksizliği, siyasi baskı ve korku” diye sıralayan Cook, “Erdoğan’ın AKP’si Müslüman âlemindeki İslamcılık sonrası siyasi partilerin en ilgi çekicilerinden biriyken, Türkiye’nin çıkarlarını tek bir adamın ihtirasına teslim eden bir dalkavuk yuvasına döndü. Parti bu süreçte, Erdoğan’ın otoriter ve hatta gerici yöneliminin aracı rolüne giderek daha sıkı sarıldı” dedi. Erdoğan’ın başarılarının hafife alınamayacağını, bu nedenle geçmişte ABD ve AB tarafından takdir edilip ödüllendirildiğini belirten Cook, “Ancak” deyip yazısını şöyle bitirdi: “Erdoğan bu özgürlükçü hamlelerin çoğunu geriye sardı; emrindeki devleti muhalefeti ezmek, muhaliflerini sindirmek ve hepsinden öte, servetini ve gücünü artırmak için kullandı.”

‘Kadın ve çocukları kullanıyor’

Amerikan haber sitesi Daily Beast “Allah, anne ve baklava: Türkiye Cumhurbaşkanı anne ve çocukları siyasi maşa olarak kullanıyor” başlıklı makale yayımladı. Esenler Belediyesi’nin Mısır’da öldürülerek Müslüman Kardeşler’in simgesi haline gelen Esma Biltaci’nin adını verdiği Anne Çocuk Kampusu’nun açılışı üzerinden, şu yorumları yaptı: “AKP’nin siyaset-İslam karışımını ortaya koyuyor. Kampus bazı açılardan, Türkiye’de birbiriyle mücadele eden toplumsal güçlerin sıfır noktası. Açılışından önce, kadınlar, kendilerini toplum içinde kahkaha attıkları için azarlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a karşı yürüyordu. Bu kampusa verilen isimse, Türkiye’nin tarihsel laikliğine ve uzun süredir AB üyeliği talebine rağmen, AKP’nin Sünni İslami devlet kimliğini yansıtıyor. Erdoğan’ın 2023’te ilk 10 ekonomi içine girme hedefi kadınların en az 3 çocuk yapması talebiyle mümkün değil. Dünyanın en büyük ekonomilerinde, kadınların neredeyse yarısı çalışıyor. Türkiye’deyse yüzde 29’u çalışıyor ki bu, Avrupa’daki en düşük oran, ABD’dekinin de yarısı. Türkiye de kadına karşı şiddet yükselişte. AİHM’nin zorunlu din dersleriyle ilgili kararı uygulanmıyor. Siyasi İslam AB ile ilişkilere zarar verdi. Erdoğan, Hz. Muhammed ’den alıntı yapıp “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyor. Türkiye’de bazı anneler kendi cennetlerini Esenler’deki Esma Biltaci Kampusu’nda buluyor, bazıları da cennettin ayaklarının altından çekildiğini düşünüyor.”

1437640cookie-checkDünya basını kafa buldu…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.