KONUK YAZAR

Dünya vatandaşı

Yazar

December 30, 2016

KAZIM ÖZTÜRK- Bu satırlar; İngiltere başbakanına yanıt niteliğinde gecikmiş olarak kaleme alınmıştır. Yazının tamamını okumadan –çok haklı olarak-‘sen kim oluyorsun da Birleşik krallığın başbakanına yanıt vermeye kalkıyorsun. ‘Boyun kaç, kilon ne çeker’ diye yerden göğe kadar haklı sitemde bulunabilirsiniz…

Yaptığınızı da adım gibi bildiğimden, sözlerime bu satırların yazarına ait bazı karakter özelliklerini öncelikle vurgulayarak başlıyorum. Bu satırların yazarı, sözlü basında dinlediği,yazılı basında okuduğu, kendince yanlış ve hatalı görüşlere yanıtlar üretmeye çalışan, yanıtını anında veremediği ama yanlış olduğunu düşündüğü görüşlere karşı tezleri oluşturmak için okumalar yapan….doğru söylemiyle biraz tuhaf biri.. Özellikle TV izlerken kendince yanlış, hatalı ve ‘yalan’ sözler duyduğunda , renkli camı canlı kişi algısıyla muhatap alıp yüksek bir sesle karşılık verdiği de oluyor. Yazarın karakter bozukluğunu bilmeyen kişilerin, sıkça ve haklı olarak durum biraz tehlikeli görünüyor acıma duygusuyla, gözlerime bakarak; ‘üzüntü ve merakla’ ‘vah vah’!! dedikleri de itiraf etmeliyim ki oluyor.

Yazının girişinde de belirtiğim gibi, yanlış büldüğüm görüşlere, kime ait olduğuna bakmaksızın itiraz etme alışkanlığım var benim…. Elimde değil…. İtiraz ettiğim bu yazı örneğinde olduğu gibi bazen Birleşik Krallığın başbakanı da olabiliyor.

Birleşik Krallığın başbakanı Theresa May Ekim ayında 2- 5 tarihleri arasında Birmingham’ da yapılan parti kongresinde aynen şöyle söyledi.

‘Eğer dünya vatandaşı iseniz(kendinizi dünya vatandaşı düşünüyorsanız) hiç bir yerin vatandaşı değilsiniz’ (1)

Bu sözleri duyar duymaz anında itirazımı yaptım. Karşı görüşlerimi nefes dahi almadan tek tek üzerine basarak kendimce sıraladım. Hatta bir ara Theresa May’ın karşısına çıkıp yanıtlarımı yüzüne, gözlerine baka baka şiirdeki çocuk gibi haykırayım diye bile düşündüm

‘gözlerimin içine baka baka doğruları söyledi
ela gözlü sarı çocuk’ (2)

ama …. ben kimdim ki sonuçta? Zaten ‘ bir ara çok konuşmuştum(geçmişte). Hiç faydasını görmemiştim’(3) Sizin de haklı olarak söylediğiniz gibi ‘ Boyumun uzunluğu ne idi ? Kilom ne çekiyordu?’ O zaman yanıtlarımı, anti-tezlerimi klasiklerden alıntı yaparak, ustalara dayandırarak güçlendirmem gerekiyordu. Kendime sıkça yönelttiğim emir kipini bir kez daha kullanarak ‘Oku’, ‘Kitaplara dön, kendini ustaların kollarına at Kazım dedim .… ve okumalara başladım. ‘ En uzun yolculuğa da bir adımla başlanır’ (4) deyip tarih denen tozlu yollarda uzun yolculuklara çıktım. Biz değil miydik zaten; deli yaramaz çocukları tarihin. Aptallar durun ses yapmayın çocuklar oyun oynuyor diye kızgınlığımı gösterdim; geçmişin, günümüzün ve geleceğin saçma söz sahiplerine….. Saçma ve yanlış sözlerin sahibi Birleşik Krallığın başbakanı bile olsa.

‘Efendiler ! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?(5)

Aradığım yanıtı önce arkaik Yunanda buldum. Ne diyordu Sokrates

‘Ne Atinalı ne Greek ama bir dünya vatandaşıyım(6).

Sonrada bizim oralardan,boğazdan, aşiyandan ‘sis’ler içinden T. Fikret sesleniyordu;

’Yeryüzü vatanım, insan soyu milletimdir benim, ancak böyle düşünenin insan olacağına inandım’(7)

Birleşik Krallık başbakanına verilecek yanıtlarımı klasiklerden, tarihi kişilere dayandırarak vermiştim. Okumalarım bir kez daha işe yaramıştı.

Solun; insancıl,ön yargısız, kapsayıcı,insanı sadece insanı temel ve merkez alan evrensel değerleri ‘evrensel vicdanı’ varken, sağın; sığ,dar, başkalaştıran, ötekileştiren ölçülerinde evrensellik pek yoktur. ‘Başkaları cehennemdir’(8) onların dünyalarında.

Çağımızda ‘vicdan’sosyalistlerin sayesinde evrenselleşti. Bu küresel vicdanın, dili, dini, kültürü yoktur. (9)

Yeni yılınız kutlu olsun
Yeni yılda;

Eşekler susacak, çocuklar – eşeklere inat-kahkahalarla gülecekler……

Saygılar

N.Kazım Öztürk