Elif GÖRGÜ / Evrensel İstanbul – Nijer’deki askeri darbe ile başlayan ve Burkina Faso ile Mali’yi de içine alan bölgesel gerilimi Burkina Fasolu Antropolog, Sinemacı ve İnsan Hakları Savunucusu Dragoss Ouédraogo ile konuştuk.
Nijer’deki askeri darbe, Batı karşıtı retoriği ve eylemlerdeki Rusya bayrakları arka fonuyla bir anda bölgesel ve hatta uluslararası gerilimi yükseltti. Fransa ve ABD’nin bölgedeki müttefiki ülkelerden Nijerya’nın başında olduğu Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu ECOWAS askeri müdahale tehdidinde bulundu. ABD ve AB kurum ve ülkeleri doğrudan müdahaleyi dile getirmeseler de bu açıklamayı desteklediklerini ilan ettiler. Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkeler vatandaşlarını tahliye kararı aldı.
Burkina Faso ve Mali gibi, arka arkaya askeri darbelerle iktidara gelen hükümetlerin yine genel olarak Batı emperyalizmi karşıtı bir söylemle Nijer cuntasına arka çıkması herhangi bir müdahalenin “savaş ilanı” sayılacağını deklare etmeleri de gerilimi artırdı. Bölgede, yeni bir Libya senaryosunun gündeme gelip gelmeyeceği, emperyalist güçlerin Afrika’daki çıkarları için halkların bir bölgesel savaşa sürüklenip sürüklenmeyeceği tartışılıyor.
Nijer darbesinin arkasında ne var? Bir dış askeri müdahale ve bölgesel savaş ihtimali var mı? Batı Afrika ülkelerinin cunta yönetimlerinin eski ve yeni sömürgecilerle ilişkileri ne durumda? Son askeri darbeler gerçekten ‘antiemperyalist’ mi?
Bütün bunları Burkina Fasolu Antropolog, Sinemacı ve Burkina Faso İnsan Hakları Hareketi Üyesi Dragoss Ouédraogo ile konuştuk.
Nijer’deki darbenin siyasi arka planı nedir? Fransa’dan 1960’ta bağımsızlığını kazandıktan sonra ülkede ekonomik, sosyal ve siyasi süreçler nasıl şekillendi? Mevcut koşulları yaratan faktörler neler oldu?
Nijer, esas olarak Fransız emperyalizminin hakim olduğu yeni-sömürge bir ülke. Maden kaynakları Fransız tekelleri tarafından sömürülüyor. Nijer’in uranyumu 1963’ten beri AREVA (yeni adıyla Orano) tarafından işletiliyor ve Fransa’nın nükleer santraller inşa etmesine olanak sağlıyor.
Nijer için bu sömürü hiçbir fayda getirmiyor. İşçiler yoksulluk ücreti alıyor, ağır çalışma koşullarında sağlıkları bozuluyor. Agadez bölgesindeki çevre toksik ürünlerle kirlenmiş durumda ve birçok insan kanser hastası.
Darbeden önce Nijer, emperyalizm sisteminin derin kriziyle karşı karşıyaydı: Ekonomik, sosyal, siyasi ve güvenlik boyutlarında.
Bunun sonuçları kentsel ve kırsal alanlarda yaşayan insanlar için büyük bir yoksulluktu: Hayat pahalılığı, birçok bölgede açlık, salgın hastalıklar, birçok insanın içecek içme suyu olmaması… Aynı zamanda emperyalizmle bağlantılı olarak yerel burjuvazi de ülkenin kaynaklarını yağmalamaktadır.
Nijer’deki siyasi krizi karakterize eden şey istikrarsızlık. Burjuvazinin farklı sivil ve askeri fraksiyonları iktidara ulaşmak ve esas olarak Fransız emperyalizmi için yönetmek için mücadele ediyordu. Seçim hileleri ve askeri darbe, iktidarı işçi sınıfına, halka ve halk gençliğine karşı ele geçirmek ve kontrol altında tutmak amacıyla kullanıldı. Ancak halk, toplumsal harekete yönelik baskılara rağmen mücadele ediyor ve sosyal ve demokratik haklarını talep ediyor.
Ayrıca Nijer de, Sahel ve Batı Afrika bölgesindeki diğer ülkeler gibi on yıldan bu yana savaş ve cihatçı terörist grupların silahlı saldırılarıyla karşı karşıya.
YAZININ DEVAMINI KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN LÜTFEN LİNKİ TIKLAYINIZ
https://www.evrensel.net/haber/496172/dragoss-ou-draogo-nijerdeki-kriz-dunyadaki-paylasim-savasiyla-baglantili
Bu habere emoji ile tepki ver


