Bakan, Londra’daki resmi görüşmelerde Türkçe derslerinin İngiliz müfredatına eklenmesini istediklerini de açıkladı.
British Council’ın (İngiliz Kültür Heyeti) daveti üzerine Londra’da resmi görüşmelerde bulunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, basınla sohbet toplantısı düzenledi.
Bakan Çelik, İngiltere Eğitim Bakanı Charles Clarke’la yaptığı görüşmede, iki ülkenin eğitim alanında işbirliği yapacağını belirterek, Türk öğrencilerin, İngiliz Üniversitelerinde AB üyesi ülkelerin öğrencilerine göre çok daha yüksek ücret ödemelerinden sıkıntı duyduklarını anlattığını söyledi.
Çelik, ”Sayın Bakan, bu konunun, ancak Türkiye’nin AB üyeliği çerçevesinde çözülebileceğini söylediler. Bize önerileri, üniversitelerle tek tek görüşüp, indirim yapılmasını sağlamamız yönünde oldu. Biz de belli kalitedeki okulları tespit edip, bunlarla indirim konusunda anlaşıp, öğrencilerimizi bu okullara yönlendirme seçeneği üzerinde duruyoruz” dedi.
Clarke ile bilgi teknolojileri, İngilizce öğretmenlerinin pratiklerini artırmaları konusunda yapılabilecek katkılar, e-eğitim, Türkçe derslerinin İngiliz müfredatına eklenmesi, KKTC’den gelen Türk öğretmenlerin vize sorunları gibi daha pek çok konuyu da görüştüklerini belirten Çelik, bütün bu konularda işbirliği sözü aldığını söyledi.
EĞİTİME ASLANS PAYI
”İngiltere Başbakanı Tony Blair’in öncelikleri gibi, bizim için de sıralama, eğitim, eğitim, eğitimdir” diyen Çelik, bunu da hükümet olarak bütçeden eğitime ayrılan payın diğer bütün bakanlıklardan yüksek olmasıyla gösterdiklerini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Bakanlığının 2004 yılında bütçeden en büyük payı aldığını, bu durumun, 2005’de ve sonraki yıllarda da aynı şekilde süreceğini bildirdi.
Avrupa ülkelerine göre az sayılabilecek bu bütçenin aslında üniversitelerin bütçeleri ve uluslararası kredilerle birlikte 23-24 katrilyona kadar yükseldiğini belirten Çelik, ”Bu aslında büyük bir para. Ancak nüfusumuz da büyük. 20 milyona yakın öğrencimiz var. Bu nedenle bu paranın yetersiz kaldığı durumlar olabiliyor” diye konuştu.
Eğitime destek kampanyasında elde edilen başarıya da dikkati çeken Milli Eğitim Bakanı, bu kampanya sırasında 1 milyar dolara yakın para toplandığını, bunun da hükümetin bağış sahiplerine getirdiği bir vergi kolaylığı sayesinde mümkün olabildiğini ifade etti.
Çelik, ziyareti çerçevesinde, eğitim alanında hizmet veren sivil toplum kuruluşları, BBC eğitim servisi, Yüksek Öğrenimi Destekleme Konseyi gibi daha pek çok kuruluşla da görüştüklerini ve bütün bu kuruluşların bilgi ve deneyimlerinden yararlanmaya çalıştıklarını bildirdi. Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
”Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışıyor değiliz. Yapmaya çalıştığımız, sadece kalkınmış ve medeni ülkelerin eğitim alanındaki deneyimlerinden yararlanmaya çalışmaktır. Hiçbir modeli alıp, olduğu gibi Türkiye’ye uyarlamak gibi bir niyetimiz de yok. Biz sadece bal yapan arıların, pek çok çiçeğin özlerini toplaması gibi, dünya sistemlerini inceleyip iyi yanlarını almaya çalışıyoruz.
İNGİLTERE İYİ BİR ÖRNEK
Bu anlamda İngiltere de bizim için iyi bir örnektir. Amerika’dan sonra en fazla öğrenci gönderdiğimiz ülkedir. Ayrıca İngiltere ile ikili ilişkilerimiz de son derece iyidir. Bize AB konusunda hiç zik-zak yapmadan destek vermiş, NATO çerçevesinde müttefikimiz olan ve tarihte iki büyük imparatorluktan birini kurmuş ülkelerden biri olarak bizimle bir müştereği paylaşmış bir ülkedir. Bu nedenle de ilişkilerimizin yoğun olması gerektiğine inanıyoruz. Umarım AB’den tarih almamızdan sonra ilişkilerimiz yoğunlaşacaktır.”
