Eliaçık, hükümeti destekleyen medya kuruluşlarının Cemaat karşıtı yayınlarının ise tıpkı Gezi eylemcilerine karşı yapılanlara benzediğini belirtiyor.
İlahiyatçı Eliaçık’a göre, “Gezi ruhu bedenini arayan bir ruh gibi dolanıyor.”
Haziran ayında Taksim merkezinin eylemciler tarafından mesken tutulduğu 19 günü “Gezi rüyası” diye tanımlayan Eliaçık, bu rüyanın bir gün gerçekleştirileceğine inanıyor.
‘Gezi rüyası’Haziran ayındaki eylem sürecinde Gezi Parkı içindeki ‘eylemci köyünde’ mescid kuran Antikapitalist Müslümanlar ve Devrimci Müslümanlar, yaklaşık 250 kişi ile Cuma namazı kılmış, Miraç Kandili’ni eylemci vatandaşlarla geçirmiş ve Ramazan ayında iftar için “Yeryüzü Sofraları” kurulması çağrısı yapmışlardı.
Londra’daki Center for Turkey Studies tarafından SOAS’ta düzenlenen toplantıya katılan Eliaçık, “19 değil 69 gün sürse bak gör ne oluyordu! Herkes birbirine girerdi, denilebilir. Ama öyle olmadı” diyor. En çok vurgu yaptığı nokta, toplumun çok çeşitli kesimlerinden, farklı dünya görüşlerine sahip kesimlerinin eylemde birleşmiş olması.
Eliaçık’a göre, feministlerden ulusalcılara, sosyalistlerden Abdullah Öcalan posterleri taşıyanlara kadar çeşitli kesimleri bir arada tutan, Gezi Parkı eylemlerinin niteliğini özetlemek için kullandığı 5 maddeden ikisi: Karşılıklı saygı ve çoğulculuk.
Eylemlerin diğer başlıca 3 özelliğini ise şöyle sıralıyor Eliaçık:
– Doğa sevgisi,
– Özgürlük tutkusu,
– Dayanışmacılık, paylaşımcılık.
Türkiye’nin bu ilkeler temel alınarak “yeniden kurulması” çağrısını yineleyen Eliaçık, “Gezi ruhu bedenini arayan bir ruh gibi memleketin üzerinde dolanıyor” diyor.
“Mülk Allah’ındır” düsturunu sıkça tekrarlayan, Karl Marx’ın din konusundaki yorumlarını paylaştığını söyleyen ve idealinin sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya olduğunu söyleyen Eliaçık’ın sözleri, toplantıya katılan yaklaşık 100 kişi tarafından ilgiyle ve kimi zaman gülüşmelerle izlendi.
Türkiye’deki hiçbir siyasi veya ideolojik akımın, Gezi eylemlerinden etkilenmeden var olamayacağını söyleyen Eliaçık, yolsuzluk operasyonları ile zirveye çıkan Cemaat-AK Parti çekişmesine değindi.
“Hükümete her karşı çıkan Gezi’nin açtığı yoldan ilerleyecek” diye konuşan Eliaçık, Gezi eylemlerine karşı tutum alan Cemaat yayın organlarının bile “Gezi çığrına girmiş durumda” olduğunu öne sürüyor.
Hükümet cenahının ise Fethullah Gülen takipçilerini Gezi eylemcileriyle özdeşleştirdiğine ve aynı şekilde “dış güçlerin maşası” diye suçladığına dikkat çeken Eliaçık, “Gezi kâbusu görüyorlar” diyor. Marmaray’daki aksaklığın, hatta İstanbul’daki trafik sıkışıklığının sorumlusunun, hükümeti destekleyen yayınlarda Gezi Parkı eylemcileri olarak gösterilmesini buna bağlıyor.
Eliaçık hem AK Parti’yi, hem de Cemaat çevresini “abdestli kapitalistler” diye tanımlıyor ve aralarındaki çekişmeyi, “memleketin hayrına” görüyor. Diğer İslami cemaatlerin hükümete muhalefet etmemesini ise eksiklik olarak görüyor.
Öte yandan, Eliaçık’a göre, henüz “Gezi ruhu” ile yeni Türkiye’yi kurmaya aday bir siyasi parti veya hareket bulunmuyor.
