Erdoğan’ın kayıkhaneli yeni köşkü Selçuklu öykünmesi mi?

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın için Ahlat’ta inşasına başlanan yeni köşk projesi, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad’ın yaptırdığı ünlü Kubad Abad Sarayı’ndan mı esinlenildi…

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için Bitlis’in Ahlat ilçesinde Van Gölü’nün kıyısında inşasına başlanan yeni köşkünün planı ve projede yer alan kayıkhane, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad’ın Beyşehir Gölü kıyısında 1236 yılında yaptırdığı Kubad Abad Sarayı’nı akıllara getirdi. Ahlat Belediye Başkanı AKP’li Mümtaz Çoban’ın “Sultan Alparslan’ın varisi” olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan için inşa edilen köşk projesi, 39 dönümlük bir alanı kapsıyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İÇİN VAN GÖLÜ KIYISINDA YENİ KÖŞK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 26 Ağustos 2018’de gerçekleştirilen Malazgirt Zaferi’nin 947’nci yıl dönümü etkinliklerindeki konuşmasında dile getirdiği “Sultan Alparslan’ın otağını kurduğu Ahlat’a biz de Cumhurbaşkanlığı Köşkü kuracağız” sözlerinin ardından gündeme gelen projenin inşaatına başlandı.

KÖŞK, KAYIKHANE, HELİKOPTER PİSTİ VE LOJMAN İNŞA EDİLECEK

Bitlis’in Ahlat ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı A. Mümtaz Coban, Van Gölü kıyısında yer alan Kale Mahallesi’nde başlanan inşaat çalışmalarında inceleme yaptı. Burada İHA’ya açıklamada bulunan Çoban, “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla inşaat faaliyetleri başlamıştır. Allah nasip ederse 25-26 Ağustos tarihine yetiştirmeyi düşünüyoruz. İnşaat firması fevkalade profesyonel, işe de ciddi anlamda, teknik anlamda gayet hazırlıklı olarak girdiler. Burada malumunuz bir köşk binasıyla beraber peyzajı, çevre düzeni, lojmanı, helikopter pistiyle alan geniş anlamda değerlendirildiğinde takriben 39 bin metrekare bir alan üzerinde inşaat faaliyeti başlamıştır. Şu anda kayıkhane de dahil inşaatın temel kısmına girildi. Bölgemize ve ülkemize hayırlı olsun” dedi.

AĞUSTOS’TA İLK KISMI TAMAMLANACAK

Cumhurbaşkanlığı Köşkü Proje Müdürü Bayram Çelik ise 70 personel ile başladıkları çalışmaları 400 personel ile bitirmeyi hedeflediklerini belirterek, Rabbim nasip ederse de 26 Ağustos’ta A bloğun açılışını gerçekleştireceğiz. Şu anda A bloğun heyelan kazıklarına başladık. Bir hafta sonra köşkün temel inşaatına başlayacağız” diye konuştu.

‘ERDOĞAN SULTAN ALPARSLAN’IN VARİSİ’

Ahlat Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşaat alanındaki incelemesinin ardından sosyal medya hesabından projeyle ilgili bir paylaşımda bulunan Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘Sultan Alparslan’ın varisi’ olarak tanımladı.

YENİ KÖŞKÜN PROJESİ KUBAD ABAD SARAYINA BENZİYOR

Belediye Başkanı Çoban, Cumhurbaşkanlığı Ahlat Köşkü’nün proje çizimlerine de takipçileriyle paylaştı. Van Gölü kıyısında inşasına başlanan köşkün projesi ve kayıkhane içeriyor olması Selçuklu döneminde Konya’nın Beyşehir ilçesinde Beyşehir Gölü’nün kıyısında inşa edilen Kubad Abad Sarayı’nı anımsatıyor.

ALAADDİN KEYKUBAT PLANINI ÇİZDİ, SADEDDİN KÖPEK İNŞA ETTİ

1236 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından o dönemde Sultanın av emiri ve mimarı olan Vezir Sadedin Köpek’e yaptırıldı. Selçuklu tarihçisi İbni Bibi’nin Selçukname adlı kitabında verdiği bilgilere göre Beyşehir Gölü’nün güneybatı kıyısında yer alan bölgeyi gören Sultan Alaaddin Keykubad, cennet bahçesinden ayırt edilemeyen bu bölgenin güzelliği karşısında büyülendi. Mimar Sadeddin Köpek’e burada güzellikte cennete benzeyecek bir saray yapması emrini veren Keykubad, yeni sarayının planını da kendi elleriyle çizdi.

‘CENNETE BENZESİN’ DEDİĞİ SARAYDA YAŞAYAMADAN ZEHİRLENDİ

Farsça’da, Keykubad’ın imar edip şenlendirdiği yer” anlamına gelen Kubad Abad Sarayının inşasının tamamlanmasından kısa bir süre sonra 1237 yılında Kayseri’deki sarayda kendisine verilen bir ziyafet sırasında yediği av etinden zehirlenerek yaşamını yitiren Sultan Alaaddin Keykubad’ın ölümünden sonra oğlu 2. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta geçti.

SARAYIN MİMARI DA ÖLDÜRÜLEREK YAPTIĞI BURÇLARDA ASILDI

Keyhüsrev’in ilk icraatlarından birisi de Kubad Abad Sarayı’nın mimarı olan Vezir Sadeddin Köpek’in öldürülmesi oldu. Sultanın emriyle kendisine kurulan bir tuzak sonucu sarayın şaraphanesinde öldürülen Sadettin Köpek’in parçalanan cesedi ise inşa etmiş olduğu Kubad Sarayı’nı çevreleyen surlara asılarak halka tehşir edildi.

BABAİ İSYANINDAN KAÇAN SELÇUKLU SULTANI BURADA SAKLANDI

1240 yılında gerçekleşen Babai İsyanı sırasında can güvenliği korkusuyla kaçarak bir süre Kubad Abad Sarayı’nda, ardından ise sarayın bir ünitesi niteliğinde olan göl içindeki Kız Kalesi adı verilen adaya sığınan Sultan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev, 1243 yılında Kösedağ Savaşı’nda Moğollara karşı ağır bir yenilgiye uğramıştı. Bu yenilgi, Anadolu Selçuklu devleti için sonun başlangıcı oldu. Yenilginin ardından Moğollara vergi ödemek zorunda kalan devlet, bir süre Moğolların vasalı olarak kaldı, sonra da tarihten silindi.

SARAY, KÖŞK, HAMAM, KAYIKHANE VE İÇİNDEN SÜT AKAN KÜNKLER

Büyük saray, küçük saray, batı köşkü, hamam, hamamlı konut, kayıkhane ve büyük bir avlak ile Kız Kalesi adı verilen adada yer alan irili ufaklı yapılardan oluşan bir kompleks olan Kubad Abad Sarayı’na sarayın süslemelerinde kullanılan ünlü çinilerin hazırlandığı çini fırınları da yer alıyordu. Kubad Abad Sarayı’nın kalıntılarının bulunduğu bölgede yapılan kazılarda, yakındaki Malanda Yaylasından saraya soğuk kaynak suyu ve taze süt taşıyan künkler ortaya çıkarıldı. Isparta sınırında bulunan Malanda Yaylasında yine Selçuklu Veziri Sadettin Köpek tarafından inşa ettirilen bir başka köşk daha yer alıyordu.

SARAY ÖNCE TAŞ OCAĞINA DÖNÜŞTÜ SONRA VARLIĞI UNUTULDU

Prof. Dr. Rüçhan Arık’ın Selçuklu Sarayları kitabında yer verdiği bilgilere göre, Selçuklu Sultanları tarafından pek kullanılamayan Kubad Abad Sarayını bir süre Beyşehir ve çevresine egemen olan Eşrefoğulları Beyliği kullandı, ardından ise işgalci Moğolların eline geçen saray 14. Yüzyıldan itibaren kaderine terk edildi. 17. Yüzyıldan sonra varlığı unutulan Kubad Abad Sarayı’nın kalıntıları uzun süre yöre halkı tarafından ‘taş ocağı’ olarak kullanılırken birbirinden değerli çiniler de zamanla yok edildi. 20 yüzyılda kime ait olduğu bilinmeyen Kubad Abad Sarayının kalıntıları, 1905 yılında Hans Herman Graf von Schweinizt adında Alman bir demiryolu mühendisinin ilgisini çekmiş ancak o da kalıntıların ne olduğu konusunda net bir bilgiye ulaşamamış. 1949-1954 yılları arasında bölgede araştırmalar yapan dönemin  Konya Müzesi Müdürü M. Zeki Oral’ın yeniden keşfetmesiyle varlığı ortaya çıkarılan Kubad Abad Sarayında 1965 yılından itibaren çeşitli kazılar gerçekleştirildi. 1980 yılından itibaren ise Prof. Dr. Rüçhan Arık ve ekibi tarafından gerçekletirilen kazılarla Kubad Abad Sarayı’nın kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı. Restore edilmeyi bekleyen sarayın kalıntıları, Beyşehir Gölyaka Mahallesinde yer alıyor.

*Kubadabad Sarayı çizimleri, Prof. Dr. Rüçhan Arık’ın Selçuklu Sarayları (Ank. Ün. Yayını) kitabından alınmıştır.

 

 

2290210cookie-checkErdoğan’ın kayıkhaneli yeni köşkü Selçuklu öykünmesi mi?
Önceki haberCorbyn’den SPOT’a destek
Sonraki haberKleopatra Koyu’nu yapılaşmaya açan planı yargı durdurdu!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.