Eskişehir, Ankara, Eskişehir. Duo Blanc & Noir

İSMAİL BAYER – Sahnede iki piyano. Dört el, piyanoların tuşlarında. Parmaklar gezinmiyor, dansediyor adeta. İki genç bayan, siyah beyaz tuşlarda dolaşarak, tınılarla bir yolculuk yaptırıyorlar bize. Onları, ilk kez geçtiğmiz yıl, Eskişehir’de izledim. Sonra, yolculuklarına Ankara’da tanık oldum ve yeniden Eskişehir.
Bir ikili. Hep iki piyanoda. Bazen piyanoları değişiyorlar, ya da aynı piyanonun tuşlarında bir araya da geliyorlar. Karşılıklı söyledikleri şarkılarını, yan yana da sürdürüyorlar.
Tınılarla yolculuğa çıktığınızda, bir şiiri, bir resim sergisinde tabloda ki renkleri de düşünebilirsiniz. Tınılardan ayrılmadan. “DUO BLANC & NOİR” diye adlandırmışlar birlikteliklerini. Selin ŞEKERANBER ve Yudum ÇETİNER. Gülümseyerek geliyorlar sahneye, gülümseyerek ayrılıyorlar sahneden, alkışları yanıtlarken gülümsetiyorlar da.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası. 2017 / 2018 sezonunun ilk konseri. Sonbaharın bütün renklerinin buluştuğu eylül ayında, bir Eskişehir akşamı. Orkestra Şefi, Ender SAKPINAR bu açılış konserinde. Orkestranın daimi şefi aynı zamanda.
Sahneye iki piyanist ve şef birlikte geldiler, salonu dolduran Eskişehir’li izleycilerinin alkışları arasında. Salon dolu, ama o kadar da bekleyen var, bilet bulamayan. Onlarda salonun yanlarında, kendilerine yerde oturacak bir yer buldular. Adım atacak yer yok yani.
Seçilen eser bir başka açıdan da önemli. Bir ilk seslendirme ülkemizde. Daha önce yurt dışında yapıldı ilk seslendirilmesi bu eserin. Şimdi notalar ülkesinde ilk kez dinleyicileri ile buluşacak. Fazıl SAY’ın bir bestesi, “2 Piyano için Konçerto. Op.48”
Fazıl SAY’ın, ilk Piyano Konçertosu’nu, 2013 yılında, şef Kristjan Jarvi yönetiminde, Gstaad Festival Orkestrası ile sanırım Avrupa’da ard arda gerçekleşen, üçüncü veya dördüncü seslendirilişini, Viyana’da dinlemiştim, “Su”. Bu eseri daha sonra Türkiye’de de dinledim.
2 Piyano için Konçerto da, önce yine Avrupa’da seslendirildi. Ferhan, Ferzan ÖNDER kardeşlere ithaf edilen bu eserin Türkiye’de ilk seslendirilişinin, Şekeranber ve Çetiner tarafından yapılması da, önemli bir başlangıç bence.
Eserin seslendirilmesinden sonra, Eskişehir dinleyicisinin coşkulu alkışları ile sanatçılar yaptıkları bislerle de, Fazıl SAY’a Fazıl SAY eseri ile de selam gönderdiler. Bu eser ile ilgili başka dinletilerden sonra, yorumlamaya çalışmak sanırım daha doğru olacak. Eseri ilk kez dinliyorum ve Fazıl SAY şaşırtıyor, iki piyanisti de ilk kez dinliyorum.
Ender SAKPINAR yönetininde ki, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası’nın, ikinci bölümde seslendirdiği eser ise P.İ. Tchaıkovsky’nin, 6. Senfonisi, “Patetik” Senfoni idi. Rusya’da bir gezinti yaptık.
Görkemli bir sezon açılış konseri oldu. İzleyiciler, Eskişehir’de konserleri özlemişler.
Şekeranber ve Çetiner ikilisini, ikinci kez Ankara’da, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, geçtiğimiz yıl ekim ayında dinledim. Salon yine doluydu. Daha önce Ankara’da konserleri oldu mu bilemiyorum. Bu durum, bir izleyici kitlesinin oluştuğunu gösteriyor.
Bu kez orkestra olmadan, ikili piyano eserlerinden oluşan bir program yapmışlardı. M.Moskovski ile program başladı. Schubert ile devam ettiler.
İkilinin programında, yine bir Fazıl Say bestesi yer alıyordu. “İstanbul’da Kış Sabahı”nı, Ankara’da bir kış akşamında dinlemekte ayrı bir özellik oldu böylece.
İkili, Fazıl Say bestelerine programlarında yer veriyorlar. Bis yaparken de, Fazıl Say eksik olmuyor. İki konserin bende bıraktığı bir izlenim oldu.
Program da ayrıca, Brahms’ın Macar Dansları’na da yer verilmişti.
Program sonrası alkışların dinmemesi sonucu, gerçekleşen bisler ikilinin, piyano değiştirmelerini ve tek piyanoda dört el olarak da, izleyicileri şaşırtmayı sürdürüyorlar.
Geçtiğimiz yıl ikiliyi, yılın son aynda Eskişehir’de yeniden izledim. Şef, orkestra ve salon değişmişti bu kez. Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrasını, Şef Murat SÜMER yönetiyordu.
Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü, Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen konser, “Yeni Yıl Konseri” olarak düzenlenmişti. Salon yine doluydu. Öğrenci çoğunluğu, salonun iki tarafında, yerlerde de konseri izlemek için gelmişlerdi,
Program, orkestranın C.Saint-Seans’ın Samsun and Delilah – Bacchanele eseri ile başladı.
Sonra, Şekeranber ve Çetiner piyanoların başında yerlerin aldılar. F.Poulenc’in, 2 Piyano için Konçerto eserini seçmişlerdi. Eseri ilk kez dinliyorum. Hızlı ve heyecanlı bir girişden sonra, yavaş yavaş, romantizm rüzgarına kapılıyorsunuz. Romantizm, sonra coşkuya dönüşüyor. İkili, tuşlarla yolculuklarını sürdürürken, sizi biraz kendinizle baş başa bırakan bir süreci de yaşıyorsunuz.
Orkestra ile uyum içinde gerçekleşen dinleti sonrası, alkışlar yine sürekli biçimde gelişince, sanatçılar bis için sahnede yeniden yerlerini aldılar.
Konserin ikinci bölümünde, yeni yıl coşkusunu yaşatacak eserler programa alınmıştı. Dvorak’ın Slovak Dansları ile başladılar. G.Svırıdov’un Kar Fırtınası ile adeta Vals’e davet ettiler. D.Şoştakoviç’in Caz Süiti’de vardı. J.Offenbach’ın, “Can-Can” dansı da.
D.Ellington’un “Caravan” eseri de çok alkış aldı. Son eser ise, Z.Abreau’nun Tico-Tico no Fuba gibi izleyicileri çoşturan ve hareketlendiren eserlerden oluşan bir program olmuştu. Alkışlar bisle tekraraları getirdi.
Ancak gecenin sonunda, bir başka sürpriz gelişmesi ise, Rektör’ün, şefin değneğini alarak, orkestrayı yönetmesi oldu. Ve izleyicilerin yoğun alkışları ile karşılandı. Hem orkestra, hem izleyiciler yeni yıl konserinden neşeli bir şekilde ayrıldılar.
Biz yeniden, Şekeranber – Çetiner ikilisi, piyanislerine dönersek, iki ayrı kentde, üç ayrı salonda, iki ayrı orkestra ile ve bir de ikili olarak, 2017’nin sonbaharında izleyip tanıdıkdan sonra, bundan böyle de konserlerini izlemeğe çalışacağım.
Ülkemizde sayıları, bir elin parmakları kadar bile olmayan, Pekinel, Dördüncü ve Önder kardeşlerden farklı, kardeş olmadan ikili oluşturan piyanistlerden.
Göz ve parmakların uyumu, notaları yorumlamada  uyumu da beraberinde getirirken, bu uyuma elbette kolay ulaşılamadığının bilincindeyiz. Eseri yorumlarken,özgünlüklerini koruyup, yüreklerin atışı bir araya gelince, eserin tınıları size daha bir güzel ve etkileyici olarak geliyor.
2017’ye güle güle deyip, 2018’e de, Şekeranber ve Çetiner ikilisinin oluşturduğu, “Duo Blanc et Noir” konserlerinin izlenimleti ile merhaba derken, onlara müzik yolculuklarında başarılar dileyerek, nokta koyalım.
________________
İsmail Bayer.  1 Ocak 2018. Ankara.  [email protected]
2150440cookie-checkEskişehir, Ankara, Eskişehir. Duo Blanc & Noir

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.