Eskişehir kömürlü termik santrali yargıya taşıdı

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Bakanlar Kurulu’nca Tarımsal SİT Alanı ilan edilen Alpu Ovası’nda kömürlü termik santral izni verilmesine yönelik tepkiler sürerken projeye verilen ÇED Olumlu Kararı’nın iptali için dava açıldı…
 
Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde verimli tarım alanları üzerinde yapılması planlanan Alpu Termik Santrali için 6 Mart’ta verilen ÇED Olumlu Kararı’nın iptali için dava açıldı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın yanısıra Odunpazarı ve Tepebaşı belediyesiyle ESKİ ve Eskişehir Barosu’nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı açtığı davada Nihai ÇED Raporunun, proje için verilen özel formata aykırı düzenlendiği bakanlıkça belirlenen uzmanların raporun hazırlanmasında görev almadığına dikkat çekilerek kararın iptal edilmesi istendi. Büyük çevresel etkileri olması beklenen termik santralin bölgedeki tarım alanlarını, su kaynaklarını ve lüle taşı rezervlerini yok etmesinden endişe ediliyor.
 
ALPU OVASI ÖNCE KORUMAYA ALINDI, ARDINDAN TERMİK İZNİ VERİLDİ
Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Alpu Ovası, 21 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Büyük Ova Koruma Alanı’ ilan edildi. Türkiye’nin verimli tarım arazilerinin bulunduğu büyük ovaları tarımsal sit ilan eden Bakanlar Kurulu’nun bu kararının ardından bölgedeki kömür rezervlerinin üzerinde termik santral kurulması gündeme geldi. Eskişehir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, termik santral kurulmak istenen bölgeyi tarım, ‘tarımsal niteliği korunacak alan statüsünü, ‘Enerji Üretim Alanı’ olarak değiştirdi. Aynı zamanda ‘orman’ ve ‘mera’ vasıflarına da sahip olan termik santral kurulmak istenen alanın nitelik değişikliği, 26 Eylül 2017’de onaylanarak kamuoyuna duyuruldu.
 
SANTRAL İÇİN ÇEVRE DÜZENİ PLANI DEĞİŞTİRİLDİ
Türkiye’nin tarım arazilerinin korunması için kamu spotları hazırlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tarımsal sit ilan edilen Alpu Ovası’nda kömürlü termik santral kurulmasına onay vermesine, Eskişehir halkı başta olmak üzere belediyeler, meslek odaları ve tüm ülkeden tepki yağdı. Ardından ise projeyle ilgili hazırlanan ÇED Raporuna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ‘Olumlu’ görüş verilerek santralin inşası için geriye sayım başladı.
 
SANTRALA VERİLEN ÇED OLUMLU KARARININ İPTALİ İÇİN DAVA AÇILDI
Ancak bir çok eylem yaparak seslerini yükselten Eskişehirlilerin termik santrale ilişkin itirazları henüz bitmedi. ‘Alpu Termik Santralı ve Bu Santrale Kömür Sağlayacak Olan Rezerv Alanındaki Yeraltı Maden İşletmesi ile Kül Düzenli Depolama Tesisi Projesi’ hakkında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 6 Mart 2018 tarihinde verdiği Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Eskişehir İdare Mahkemesi’nde dava açıldı.
 
BELEDİYELER, ESKİ VE BARONUN ORTAK DAVASI
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile Odunpazarı ve Tepebaşı belediyeleri, ESKİ Genel Müdürlüğü ve Eskişehir Barosunun açtığı davada, projeyle ilgili iptal gerekçeleri mahkemeye sunuldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın proje için verdiği ‘Özel Format’a aykırı biçimde düzenlendiği ve Bakanlığın belirlediği uzmanlıklara sahip kişilerin, ÇED Raporunun hazırlanmasında görev almadığına dikkat çekilen Büyükşehir Belediyesi’nin davayla ilgili açıklamasında, şu ifadelere yer verildi: 
 
‘RAPORU HAZIRLAYAN EKİPTE GEREKLİ UZMANLAR YOK’
“ÇED Yönetmeliği uyarınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir proje başvurusu üzerine, hazırlanacak projenin ÇED Raporunda yapması gereken araştırma ve incelemeler ile bu çalışmalarda görev alması gereken uzmanları başvurucu kuruluşa, Özel Format biçiminde bildirir. Proje hakkındaki ÇED Raporu da bu Özel Formatta öngörüldüğü biçimde, öngörülen personelce yürütülür. Alpu Termik Santrali projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen Özel Formatta, ÇED Raporunu hazırlayacak çalışma grubunda ‘kimya mühendisi, harita mühendisi, orman mühendisi ve hidrojeoloji mühendisi’ bulunması şart koşulmuştur. Fakat rapor, hidrojeoloji mühendisi ve harita mühendisi bulunmayan bir ekip tarafından hazırlanmıştır. Bir başka deyişle, ÇED Raporunun hazırlanmasında uygun uzman personel görev almamış, Bakanlık ise bu eksikliğe rağmen proje hakkında ÇED Olumlu kararı vermiştir.
 
SOĞUTMA SUYU KÜL DEPOLAMA ALANININ ETKİLERİ RAPORDA YOK
Entegre projeler için tek bir ÇED süreci işletilmelidir; böylelikle bir projenin tüm etkileri kamu ve toplum tarafından denetlenebilir. Alpu Termik Santrali projesi için hazırlanan ÇED Raporu ise tesisin tüm ünitelerini içermemektedir. Kömür kaynakları, kömürün nakliyesi, soğutma suyunun deşarjı, kül depolama alanının etkileri rapora girmemiş, böylelikle olası etkiler denetim dışında tutulmuştur. ÇED Yönetmeliğine göre, farklı ünitelere sahip olsa bile bir proje hakkında tek bir ÇED süreci işletilmelidir. Bu düzenleme, farklı bir projenin farklı üniteleri hakkında farklı ÇED süreçleri yürütülmesi yoluyla, projenin gerçek etkilerinin kamu ve toplum denetiminden kaçırılmasını önlemeyi amaçlar. Alpu Termik Santrali için hazırlanmış ÇED Raporunda da, santral projesinin hayata geçirilebilmesi için hayati önem taşıyan pek çok ünite rapora konu edilmemiştir.
 
‘KÖMÜR SAHASINA ÇED RAPORUNDA YER VERİLMEMİŞ’
Alpu Termik Santralı için hazırlanan ÇED Raporunda ve İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısı sonrasındaki Nihai ÇED Raporunda farklı farklı kömür sahalarından santrala kömür sağlayacağı belirtilmiştir. Nihai ÇED Raporunda 85839 ruhsat numaralı kömür sahasından santrale kömür sağlayacağı belirtilmiş, ancak ÇED Olumlu Kararı sonrası yayınlanan ÇED Raporunda 85068 ruhsat numaralı kömür sahasından bahsedilmiştir. 85068 numaralı kömür sahası hakkında ayrı bir ÇED süreci işletilerek ÇED Gerekli Değildir Kararı alınmıştır. Üstelik 85839 ruhsat numaralı sahaya ait hiçbir belgeye ÇED Raporlarında yer verilmemiştir.
 
‘HARİTADA OLAN İSALE VE DEŞARJ HATLARI RAPORDA YOK’
Kömür konveyor hattı, isale hattı ve su deşarj hattının çevresel etkileri değerlendirilmemiştir: Santral projesinin hayata geçirilmesi için hayati önem taşıyan kömür konveyor hattı, isale hattı ve su deşarj hatlarının rotaları harita üzerinde gösterilmesine karşın, bu hatların geçeceği bölgelerdeki çevresel etkilerden ÇED Raporunda yer verilmemiştir. Kül depolama alanının yeraltı sularına etkileri incelenmemiştir: Kül depolama alanlarının yeraltı suları üzerindeki etkilerinin belirlenebilmesi için gereken yeraltı suyu kalitesi raporları hazırlanmamıştır. Dolayısıyla ÇED Raporunda bu konuda yapılan değerlendirmeler anlamsızdır.”
 
‘RAPORDA BELİRTİLEN ETKİLER BİLİMSEL DEĞİL, LİTERATÜR TARAMASI’
Sahada inceleme yapılmadan ÇED Raporu hazırlandığı bilgisine yer verilen davayla ilgili açıklamada, proje hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yapılan başvurunun ardından 19 Ekim 2017’de proje için Özel Format verilerek projenin çevresel etkilerinin anlaşılabilmesi için hangi alanlarda araştırma yapılacağı Bakanlık tarafından belirlendiğine değinilerek, ÇED Raporuysa 25 Ocak 2018 tarihinde Bakanlığa sunulmuştur. Yani, ÇED Raporunda belirtilen olası çevresel etkiler bölgede yapılan saha araştırmalarına ve bilimsel ölçümlere değil, literatür taramalarına dayanmaktadır. Santral projesinin çevresel etkileri tamamen belirsizdir çünkü santralda yakılacak kireç taşının ve oluşacak atığın niteliği proje sahipleri tarafından bile bilinmemektedir” denildi.
 
‘TERMİK SANTRAL SU KAYNAKLARINI TÜKETECEK’
Nihai ÇED Raporuna göre, santralda kullanılacak kireç taşının nereden temin edileceğinin belirsiz olduğu vurgulanan açıklamada, santraldan çıkacak külün analizinin de yapılmadığı kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi: Dolayısıyla Alpu Termik Santrali projesinin çevresel etkilerinin hesaplanması, elektrik üretimi sırasında oluşacak atığın kaçıncı sınıf olduğunun belirlenmesi imkansızdır. Santral projesinin su kaynaklarına getireceği baskı hesaplanmamıştır. Kamu kuruluşları bile santral hakkındaki görüşlerinde, halihazırdaki teknolojiyle santralın bölgedeki su kaynaklarını tüketeceğini öngörmüştür.
 
‘AKTİF FAY HATLARIYLA İLGİLİ ÖNLEM ALINMADI’
Alpu Termik Santralinin Nihai ÇED Raporuna göre, termik santralde proses ve soğutma amaçlarıyla kullanılacak su, proje alanına 21 kilometre mesafedeki Gökçekaya Hidroelektrik Santralinden sağlanacaktır. Ancak bu su kaynağının santral projesinde kullanılmasının bölgedeki diğer su ihtiyaçlarının giderilmesine yapacağı etki hiçbir şekilde değerlendirilmeye alınmamıştır. Proje hakkındaki görüşü sorulan DSİ Etüt Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı, ‘…havzanın su potansiyeli dikkate alındığında daha az proses suyuna ihtiyaç duyulan santral teknolojilerinin değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir’ ifadelerini kullanmakla yetinmiştir. Dolayısıyla kamu kuruluşları da santral projesinin bölgedeki yaşama su bırakmayacağını kabul etmiş, ÇED Raporunda da su ihtiyaçlarıyla ilgili uzun vadeli alternatif çözüm senaryolarına yer verilmemiştir. ÇED Raporu Jeolojik etütler yapılmaksızın, lületaşı ocaklarıyla ilgili sondaj bile olmadan, yeraltı madenciliği koşulları yeterince araştırılmadan ve aktif fay hatlarıyla ilgili önlem alınmadan hazırlanmıştır.”
 
‘LÜLE TAŞI REZERVLERİNDE SONDAJ YAPILMADI’
Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Temsilciliğine göre, proje sahası ve bölgedeki lületaşı rezervleri hakkında, bir sondaj çalışması dahi yapılmadan rezerv yorumu yapıldığı bilgisine yer verilen açıklamada, Oda görüşünde, lületaşı rezervleri üzerine yığılacak tonlarca kül sonrasında bölgeden lületaşı çıkarılması imkansızlaşacağının da altı çizildi. 
 
‘YERALTI MADENCİLİĞİ RİSKLİ BÖLGELERDE YAPILACAK’
ÇED Raporunda, bölgede termik santral projesinde kullanılmak üzere yeraltı madenciliği yapılacağının aktarıldığı ve su gelirinin ‘Lokal/Geçici Susuzlaştırma’ yoluyla çözümleneceğinin ifade edildiğine değinilen açıklamada, ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Kömür madenciliği için su üzerinde alınacak tedbirlerin ovadaki tarımda kullanılacak sulama suyunu nasıl etkileyeceği ayrıntılı biçimde değerlendirilmemiştir. Ayrıca yapılacak yeraltı madenciliğinin ‘son derece riskli bölgelerde gerçekleşeceği’ ÇED Raporunda belirtilse de, oluşabilecek tahkimat sorunlarına değinilmemiştir. Hem termik santral hem kül deposu hem de yeraltı madenciliğinin yapılması planlanan bölgelerdeki aktif fay hatlarıysa geçiştirilmiştir.
 
‘BÜYÜK OVA KORUMA ALANINDA TERMİK SANTRAL HUKUKA AYKIRI’
Bunlara ek olarak, Projenin sağlık yönünden etkileri, ÇED Raporunda fayda-maliyet analizi yapılmaması, Arkeolojik Sit alanları hakkında etki değerlendirmesi yapılmaması, Kümülatif etki değerlendirmesi yapılmaması, Büyük Ova Koruma alanında termik santral projesi planlanmasının hukuka aykırılıkları ve tarıma yapabileceği etkiler ile Projenin plan yönünden hukuka aykırılıkları hakkındaki değerlendirmeler de Eskişehir İdare Mahkemesine sunuldu.”
2174160cookie-checkEskişehir kömürlü termik santrali yargıya taşıdı
Önceki haberKıbrıs kitabı, 10 Nisan’da Londra’da tanıtılacak
Sonraki haberYılda 50 milyon kazandıran topraklara 20 bin konut yapacaklar!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.