Çetin Emeç’e mektuplar (X)

Sevgili Emeç,

Sana günlerdir yazıyorum.

Gerek medya dünyasındaki gelişmeleri, gerekse Türkiye’nin demokrasi açısından aldığı mesafeleri.

Sen demokrasiye tüm gücünü, yüreğini ve kalemini adamıştın.

Senin eskiden çalıştığın gazeten ve gazetelerdeki yöneticiler ve yazarlar demokrasiyi zengin olma aracı olarak kullanıyorlar.

Dinci iktidar ise hem zengin olma, hem de başka bir rejime atlama tahtası olarak kullanma eğiliminde demokrasiyi.


İktidarın oyununu medya bozar.

İktidarın yanlışlarını medya ortaya çıkarır.

Iktidarlarların yolsuzluk ve pisliklerini medya halka gösterir ve sandığa gidişi hızlandırır, seçimi erkene aldırır.

Bunlar eskidendi.


Şimdi köşe yazarları köşelenmek için, köşeyi dönmek için her boyaya giriyorlar.

Sadece patronların emrinde olmalarını yeterli görüyorlar.

Kalemlerini patronlarının bankaları, sigorta şirketlerı ve benzin istasyonları için kılıç gibi kullanıyorlar.

Karşılığını da alıyorlar.


Halkı küçük gören gazeteci ve yazar olur mu?

Halk, yani aynı zamanda okuyucu medyanın velinimeti sayılır.

Halk gazetesi demek halkın yanında, onun dertleriyle hemdert olmuş gazete demektir.

Ama şimdi hiç bir gazete halkın, okuyucunun yanında değil.

Halk, cahil olarak suçlanıyor.

Halk, bilinçsiz olarak vasıflandırılıyor.

Halk iktidara oy verdiği için yerden yere vuruluyor.


Oysa halkın cahil kalmasında medyanın, devletin ve iktidarların suçu var ama söylenmiyor.


Halkın fakir kalmasında medyanın, devletin ve hükümetlerin sorumlu olduğu unutuluyor.


Türkücü İbrahim Tatlıses’in dediği gibi “Urfa’da Harward Üniversitesini kurdunuz da,  biz mi okumadık?” cümlesinin hedefi sadece devlet değil.

Medyadır.

Sivil toplum kuruluşlarıdır.

Ve iktidarlardır.


Onun için gazeteler satmıyor.

Onun için gazetelere halk güvenmiyor.

Türkiye’de en az güvenilir kurumlar arasında medya yer alıyor.

Neden?


Halktan kopuk da ondan.

Halka rağmen, halktan uzaklaşarak, gazetecilikte başarı nasıl elde edilir bunu anlamak ve izah etmek çok zor.


Sen hayatta olsaydın “Hadi canım öyle şey olur mu? Bundan bir yanlışlık var” derdin.

Bundan eminim.

Bir de şundan eminim, gittiğin yerde gazete çıkarıyorsun ve demokrasi için elinden geleni yapıyorsundur.

Sana bu yakışır.


(devam edecek) 

1626090cookie-checkÇetin Emeç’e mektuplar (X)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.