Özer’in, 25 Kasım Ev İçi Şiddete Karşı Beyaz Kurdela Günü dolayısıyla yaptığı açıklama şöyle:
“Britanya Türk Kadınlar Derneği olarak her türlü şiddete karşıyız. Ne yazık ki ev içi şiddet oranı, Türkçe konuşan toplum içinde oldukça yüksek olduğu sanılmaktadır. Göçmen toplum olara dilini, kültürünü iyi bilmediği bir ülkede aile içi şiddetle karşılaşmak şiddete uğrayanları daha çaresiz kıldığı bir gerçektir.
Şiddet kelimesinden yalnızca erkeklerin fiziksel üstünlüğüne dayanarak kullandığı şiddet anlaşılmamalıdır. Kadınları toplum içinde sindirmek, yetilerini köreltmek, seslerini kısmak, mesleklerinden uzaklaştırmak, kadınlıklarını yadsımak da bir şiddet türüdür.
ŞİDDETE KARŞI HOŞGÖRÜ OLMAMALI
Anadolu kültüründe kadının yeri kutsanmasına karşın, tam tersini destekleyen davranış biçimlerine de rastlanmaktadır. Örneğin, ‘erkekce konuş’ ya da ‘kadın gibi saç uzatmışsın’ sözcükleri de kadınları aşağılayan, şiddet sözcükleridir.
Türkiye, AB’ye giriş hazırlıklarıyla cumhuriyet tarihinin önemli bir yol kavşağındadır. Kadın haklarında evrensel standara ulaşılması için toplumca çaba göstermeliyiz. İngiltere’de ev içi şiddete karşı alınan sert önlemler Türkiye için de örnek olmalıdır. Ev içi şiddeti önleme yollarında ‘hoşgörü’ye yer olmamalıdır.
İNGİLTERE ÖRNEĞİ
İngiltere’de ev içi şiddet sanıldığının tersine yüksek olduğu saptandı. İstatistiklere göre, İngiltere’de yaşanan cinayetlerin yüzde 25’i aile içi şiddetten kaynaklandığı açıklandı. Ev içi şiddet uygulayan erkekler kendilerine yasaklanan bölgeye girmeleri durumunda 5 yıla yakın hapis cezasına çarptırılabilecek. Ayrıca çocuk ölümlerinde şiddet izine rastlanılması durumunda 14 yıldan başlayan cezalar verilecektir.
Türkçe konuşan toplumun kadınlarına yalnız olmadıklarını duyurmak istiyorum. Unutmamalı ki ev içi şiddet birey değil toplumun bir sorunudur. Bu soruna karşı el birliğiyle mücadele etmeliyiz.”
