Guardian muhabiri Nils Pratley, dünü "saatli bombaların patladığı gün" olarak tasvir ederek, piyasalarda güçlü olanların riskleri güçsüzlere devredek kazançlarını şişirmeyi ve ayakta kalmayı planladıklarını anlattı.
Pratley, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türevler dünyaya riskleri azaltmanın bir yolu olarak pazarlandı. Portföyünüzde çok mu konut ipoteği var? Dert etmeyin, bölün, paketleyin, satın… İş yaptığınız ortağın borcunu ödeyememesinden mi korkuyorsunuz? Sigorta satın alın. Olanaklar sınırsızdı… Mantık olarak, zayıf durumdakiler risklerini başkalarına devrediyor ve tüm sistem böylece güçleniyordu. Türevlere değer biçilmesi güç olduğundan kazançların şişirilmesini sağlayabiliyordu."
"Lehman'ın bilançosuna bakarsanız, yapılan tüm türev işlemlerinin nominal tutarı 738 milyar dolardı. Banka asıl tutarın çok daha az, yaklaşık 37 milyar olduğunu da belirtiyordu" diyen yazar şöyle devam etti:
"İşte bankanın hesaplarındaki güçlük de buradan kaynaklanıyordu. Bu durumdaki bir bankayı nasıl bir haftasonu içinde satabilirdiniz ki?"
NOBEL ÖDÜLLÜ EKONOMİSTİN YORUMU
Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz de The Guardian'daki makalesinde konuya benzer bir açıdan yaklaşarak yapılan işlemleri finansta ikiyüzlülük, hatta sahtekarlık olarak yorumladı…
"Tüm bunlar yenilik adına yapıldı. Düzenlemeye yönelik girişimlere, 'yenilikleri bastırmaya çalışma' eleştirisiyle karşı çıkıldı. Evet, yenilik yapılıyordu ama ekonomiyi güçlendirecek şekilde değil" diyen ekonomist şöyle devam etti:
"Amerika'nın en iyi ve parlak uzmanları, yeteneklerini ekonominin verimliliğini ve bankacılık sisteminin güvenliğini sağlamak üzere hazırlanmış düzenlemeleri 'atlatma yollarını' bulmaya vakfediyordu. Maalesef, çok da başarılı oldular. Ve şimdi hepimiz, ev sahipleri, işçiler, yatırımcılar ve vergi mükellefleri olarak bunun bedelini ödüyoruz."
Stiglitz'e göre, yaşananlarla mali piyasaların temelini oluşturan güven erozyona uğradı ve Washington buradan çıkış sağlamaya yeterli beceride görünmüyor."