FRANSA’DAN… Mayıs 68’in getirdikleri (II)

SİYASİ CİNAYETLER, KOMPLOLAR

Nazi işbirlikçisi ve güya de Gaulle yanlısı Maurice Papon  Paris EMNİYET MÜDÜRÜ İKEN, 29 EKİM 1965’TE, Paris’in tam merkezinde, hani “bir şehrin göbeği” denir ya  işte tam orada, yani, tanıyanlar ve bilenler için söylemek gerekirse, Saint-Germain-des-Près’de, Flore Café’sinin tam karşısında, en önemli siyasetcilerin, büyük gazetecilerin ve sanatcıların gittiği Lipp Café’sine girmek üzereyken, Fas Krallığı muhalefetinin ve o günlerdeki üçüncü dünyacı bütün önemli eylemlerin lideri Mehdi Ben Barka Fas Krallığı’nın “kiraladığı” Fransız polisleri tarafından göz altına alınıyor gibi yapılarak kaçırıldı. Ve Fas Krallığı’nın  o günlerdeki “güçlü adamı” general Ufkir’e ve katillerine “teslim edildi”. Ve Ben Barka’nın resmi dillere göre bir “daha hiç görülmemesi” yani Türkçesiyle veya Fransızcasıyla katledilmesi Fransa Cumhuriyeti devletine karşı siyasi militan gençler arasında belli bir kin doğurmuştu. “Bu devletin polisi ve yönetimiyle tamamen çürüdüğü” ağızlardan düşmüyordu.

Hele bir de aynı kurumların gelişigüzel sertliği ve aşırıdan öte ölçüsüz disiplini de devreye girince devlete nefret ve kinin alanı genişliyordu…

Aynı devletin, yani Fransa Cumhuriyeti’nin, Nijerya’nın petrol zengini bölgelerinden, güneydoğusundaki Biafra’da değişik yöntemlerle “kışkırttığı” bağımsızlık ilanı (30 Mayıs 1967) ve bunu izleyen savaş ile İngiltere ve ABD’nin Biafra’ya yönelik  ambargosu sonucu bir milyondan fazla ölü  ve Biafra’daki rezillikler de devam ediyordu, Mayıs 1968 olayları sırasında.Değişik tarihlerde solcu hükümetlerde değişik bakanlıklar üstlendikten sonra bugünkü  sağcı hükümette Dışişleri Bakanlığına getirilen Bernard Koucher o günlerde ilk “insani yardımını” Biafra’da gerçekleştirdi. O dönemin genç doktoru Koucher, bir süre sonra “Médecins Sans Frontières” i (“MSF.Sınır Tanımayan Doktorlar”) kurdu.Bu güya ong’nin (organisation non gouvernemantale:hükümet dışı örgüt) ismini, kısaltılmışını ve çevirisini tırnak içine koyuyorum, çünkü en iyi sınırları bu güya hükümet dışı derneğin tanıdığı bugün artık herkesce biliniyor.Bu güya ong’nin Fransa devletinin ve bilhassa fransız petrol şirketlerinin çıkarını koruduğu da ve hatta bunun için ve onların desteğiyle kurulduğunu da.Koucher’in Fransa “derin-devleti”yle ve fransız petrol şirketleriyle ilişkilerinin o günlerde başladığı da.Koucher o  tarihte bu işi bu amaçla kotardı.

Kouchener’in 1990’larda birara “siyasi açıdan bittiği” sanıldığı bir dönemde Fransa’nın en büyük petrol şirketi için “hikaye bir rapor” hazırlayıp bunun karşılığında yüklü bir “ücret” aldığı da biliniyor. Bunlar defalarca fransız basın-yayın organlarınca kamuoyuna yansıtıldı:Hatta yıllardır askeri bir cunta tarafından yönetilen Birmanya devletini “temize çıkarmak” için “raporuna” gereken özeni gösterdiği de yazıldı. Bunlar maalesef  doğal, çünkü raporu hazırlatan Birmanya’daki petrolü çıkarıp satan ve daha önce Biafra’daki “bağımsızlık savaşını” destekleyen koskocaman Total olunca.

MSF’in Biafra’daki “kurtuluş ordusu” taraftarlarına silah, cephane ve bilgi taşımada birincil roller oynadığı defalarca yazıldı: Biafra kurtuluş hareketine inanan insanlar elbette vardı, ama bu hareket, Fransa devleti, fransız petrol şirketleri ve onları destekleyen kimi kurumlarla, Afrika’daki eski fransız sömürgesi ve birkaç yıldan beri güya “bağımsız’” devlet tarafından sadece Fransa’nın petrol ihtiyacını karşılamak için ve özellikle İngiltere Krallığı ile ABD’ye karşı şavaşa dönüştürülünce, inanmış kurtuluş savaşçıları için hüsranla noktalandı.Biafra 12 Ocak 1970’de “teslim oldu”.Fransa bu bölgesel ve  “dolaylı savaşta” sanki taraf değilmiş gibi ayak parmaklarının üstüne basa basa uslu uslu “tüydü”.İngiltere ve ABD güçleri kurtuluş yanlılarını  ve savaştan canlarını kurtaranları da “perişan ettiler”.Fransa’ya da, Afrika’daki “etki alanları” konusunda ona çok pahalıya mal olan bir “ders” verdiler.Fransa’nın ve petrol şirketlerinin gölgesi uzun sure Nijerya’nın petrol zengini bölgelerine düş(e)medi.

Koucher’in “devletine yardımı” daha sonra başka cografyalarda, örneğin Irak dağlarında ve Kürdistan’da sürdü:Kouchner İran-Irak savaşı sırasında başta Celal Talabani olmak üzere o günkü Kürt liderleriyle görüşüp, onların Irak’a karşı yürüttükleri ve objektif olarak İran’ın işine yarayan şavaşı durdurmaları konusunda onları ikna etti. Bunun karşılığında savaş sonrasında “Kürt halkının doğal haklarının tanınanacağı” teminatını da Talabani başta Kürt liderlerine verdi Kouchner..Sonrasını biliyoruz. Bunları bizzat Talabani değişik konferanslarında, söyleşilerinde defalarca anlattı.Hatta bir defasında Koucher’in de hazır bulunduğu bir toplantıda.Ve Koucher o sırada başını yerden kaldıramıyordu. (Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için şu kitabıma bakılabilir: Kürtler Kendilerini Anlatıyor, APEC Yayınları, Stockholm, 1999.)

Evet, Mayıs 1968 olayları içinde Biafra’daki savaş sürüyordu.Koucher ve yardımcıları zaman zaman Paris’e kadar gelip “genç arkadaşlarına” bilgi veriyorlardı.Kusura bakmayın ama burada “gaz veriyorlardı”  veya “gaza getiriyorlardı” diyesim geliyor.Haşa huzurdan.

Şimdi burada komplo teorisi icabı Mayıs 1968’in arkasında ABD ve İngiltere’yi aramak da mümkün.Nitekim bunu yapan son derece ciddi bilim kadın ve adamları ve çok “usta gazeteciler” oldu.Ben oraya kadar onları izleyecek durumda değilim.Böyle bir yaklaşım ayrıca bir ölçüde de ayıp olacak:En başta Paris’te ve taşra kentlerinde başkaldıran emekçilere, gençlere ve çocuklarına… Ancak ABD ve İngiltere, Mayıs 1968 olayları sırasında Paris ve kimi taşra kentindeki öğrenci ve işçi eylemlerinden memnun oldular demek mümkün.Eh Biafra’da dolaylı bile olsa Fransa ile sömürgeci ve/veya emperyalist amaçlı bir savaş yürüten bu  iki koskocaman devletin, bu denli ciddi ve önemli bir öğrenci, işçi ve gençlik hareketine karşı ilgisiz kalması da elbette beklenemezdi. Ancak Mayıs 1968’in oluşmasında ve gelişmesinde Fransa’ya özgü iç dinamiklerin etkisi elbette belirleyici olmuştur.Ancak ABD ve İngiltere Krallığı’nın olayların alevlenmesi için neler yaptığı da mutlaka araştırılması gereken ilginç bir konudur.Komplo teorisinin kolaylıklarına asla düşmeden.

Dahası  Mayıs 1968’de ve olayların en ateşli anlarından birinde Marx’ın 150. Yıldönümü vesilesiyle Paris’te, UNESCO’nun anlı şanlı büyük salonunda, 10 Mayıs 1968’de düzenlenen  büyük toplantıda konuşan Herbert Marcuse’ün, marksizmi “yeniden yorumladığını” ileri sürerek,  “Bütün umudum gençlerin ve marjinallerin ayaklanmasındadır” formülü de Marcuse’ün kimileri tarafından ve en başta Fransız Komünist Partisi (FKP) tarafından  en sert biçimiyle “ABD casusu” veya en hafif deyişiyle “ABD’nin adamı” damgasını yemesine yol açtı. O gün, daha önceki birçok gün de olduğu gibi, öğrenciler ve gençler sokaktaydılar:Paris’in değişik noktalarından Denfert-Rochereau Meydanı’na doğru, her fakülteden, her liseden, her bürodan, her fabrikadan ve her atölyöden çıkan ve sokaklarda sloganlar eşliğinde akan ve adını andığım Meydan’da toplanan binlerce gösterici, oradan yürüyerek Saint-Michel Bulvarı’na vardılar ve bütün Bulvar’ı ve Quartier Latin’i “kurtardılar”… Polislerle çatışmaya çeyrek var…Elbette Herbert Marcuse çoşabilir.Marksizme yeni yorumlar getirebilir. Çünkü o  da kendisine bakarsanız “devrim için kaldıraçını” bulduğunu sanıyor(du)…

Bunları yazmak lazım:Çünkü henüz her şeyi yüzde yüz biliyoruz diyecek durumda değiliz.Mayıs 1968’de kimler ne tür roller oynadılar zaman içinde göreceğiz. Göreceğiz  diye yazıyorum ama “belki de bensiz” diye de eklemem gerekiyor, Abidin Dino’a atıf yaparak, umarım siz göreceksiniz: Çünkü bu iş daha çok zaman alabilir.Ama mutlaka her şey gün yüzüne çıkacaktır.Bundan eminim.Bunu beklerken bildiklerimizi burada aktarmak da boynumuzun borcudur.

 Mayıs 1968 olayları başlamadan önce ve olaylar  sırasında olan-bitenleri bütün işçiler, bütün gençler veya bütün öğrenciler yakından izlemiyordu belki.Belki değil kesinlikle bile denebilir. Ama bu kümelerin karar alıcıları ve onları harekete geçirenler izliyorlardı. Ve Fransa devletinin dış ilişkilerinde aldığı darbeler ve bunlara nasıl neden olduğu da biliniyordu. Devlet ve yöneticilerin devlet anlayışı sorgulanıyordu…

1633300cookie-checkFRANSA’DAN… Mayıs 68’in getirdikleri (II)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.