Geleceği yeniden tarif etmek

Evet, geleceğimizi yeniden tarif etmeliyiz…

Bazılarımız hayatın çok iyiye gittiği yanılsamasını yaşıyor. Evet, yaşam standardımız iyileşiyor. Bilim ve teknoloji belli alanlarda gelişiyor. Ama bunlarla beraber korkularımız, kaygılarımız daha da artıyor, dünyanın ekolojik dengesi bozuluyor, zihinlerimiz ve doğa daha çok kirleniyor. Dahası kullandığımız sözcükler kirleniyor, içi boşaltılıyor, iğdiş ediliyor…

Bu yaşananlar ile insani olan, doğal olan arasında bir doku uyuşmazlığı yok mu sizce?

Doğa her an değişirken biz statükoyu korumaya çalışıyoruz. Birileri kendi güçlerini, çıkarlarını korumak için bize sunduğu değerleri, zihnimizin süzgecinden geçirmeden, analiz etmeden mutlak doğrular olarak kabul etmeye eğimliyiz. Çünkü düşünmek, analiz etmek çaba harcamayı gerektiriyor, biz kolayı seçiyoruz.

Uygarlığın gelişimi ile beraber oluşmuş bir kavram olan ve bir insanı sevmenin, önemsemenin en üst basmağı olan aşkı, tüketmek olarak algılıyoruz. Ne kadar çok bedene dokunursak o kadar aşk yaşadığımızı ve mutlu olacağımızı sanıyoruz.

Özgürlük ve demokrasi kavramlarının durumu daha da içler açısı… Özgürlük ve demokrasi götürülen ülkelerin haline bakın… iç savaş, açlık ve yüzbinlerce ölü…

İşte tüm bunlar için geleceği yeniden tarif etmeliyiz… sevdiğimiz çiçekler için, kuşlar için geç kalmadan itiraz etmeye başlamalıyız… Kirletilen, içi boşaltılan kavramlarımızı gerçek anlamlarına kavuşturmak için çaba göstermeliyiz… Ortaya çıkan yeni olguları tanımlamak için temiz, yeni kavramlar bulmalıyız ve bunların ışığında geleceği yeniden tanımlamalıyız…

İşte o zaman ötekini, yaşamın kıyısında yaşayanı daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum. İşte o zaman doğa ile uyum içinde yaşama şansımız artar…

1598910cookie-checkGeleceği yeniden tarif etmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.