Gençler umutsuz olmayın…

Toplum bilimcilerin yapmış olduğu değerlendirme ve tespitlere göre; kötü yönetimler, yaşanan yolsuzluk ve soygun olayları nedeniyle, ülkemiz yirmili yaşlar gençliğinin geleceği, ne yazık ki karartılmış durumda.


Sosyologlar diyor ki; günümüz gençlerinin yakın gelecekte iş bulması, ev ve araba sahibi olabilmesi çok zor. Şöyle ya da böyle iş bulabilseler bile, ev ve araba alabilmeleri olanaklı görülmüyor…


Tabi bu bir genel değerlendirme,. Gençlerimizin hepsinin, ayni durumda olacağı anlamına gelmiyor… Ancak, büyük çoğunluk için öngörülen tablo ne yazık ki böyle…


Yaşadığımız durum ve ortamlar, bu saptamayı haklı kılmıyor mu?


Milyonlarca gencimizi; bugünü de içine almak üzere, yıllar yılı kimler umutsuz, işsiz ve aşsız durumda bıraktı?
Halen 10 milyon dolayında işsiz var.
Geçmişten bu yana, sadece kendini düşünen, kişisel çıkarları için her şeye göz yuman, ülkeyi soyduran, çirkin, vicdansız, basiret ve sağduyudan uzak siyaset takımı ve ülke yöneticileri değil mi?


Her şeye karşın; toplum sorunlarını yakından izleyen, ülke yönetimini, salt başta bulunanların yaptıkları ya da yapmadıkları biçimiyle algılamayan, tavır koyucu, yüreği vatan sevgisiyle dolu, ileriyi görebilen, bilinçli ve yürekli gençlerimiz için teslimiyet ve yenilgi diye bir şey söz konusu değildir!


Gençlerimizin büyük bölümü; önce, gün boyu ellerinden düşürmedikleri şu cep telefonlarını ve kulaklarında sabahtan akşama değin takılı duran, müzikle dolu kulaklıklarını, yani “uyuşturucularını” bir kenara bırakmalıdırlar. Onları çok az ve gerektiğinde kullanmalıdırlar.


Ülkede ve dışarıda neler oluyor? Kaygan zeminde dans etme sanatı olan siyaset arenasında ülkenin gidişatı ve geleceği ile ilgili ne gibi kararlar alınıyor? Gerçek manada iç ve dış düşmanlarımız kimler? Ne gibi planlar içersindeler? Bunların halk olarak ne derece ayırımındayız? Hükümetlerce çizilen yol haritalarında, alınan karar ve icraatlarında neler var? Nereye gidiyoruz?.. Ülkede “gaflet ve dalalet” rüzgarları esiyor mu?


Bütün bunları gözlemleyecek ve yüz metre yarışının startında tabanca sesini beklemekte olan koşucunun kontrasyonu içersinde, her şeye hazır ve tetikte olmalıdırlar..


Gençlerimizin tavır koyucu olmaları için de, fikir sahibi olmaları gerekir. Fikir sahibi nasıl olunur, bilgi sahibi olunarak. Bilgiye ulaşmanın tek yolu da; okumak, okumak ve araştırmak… (Rahmetli Uğur Mumcu’yu saygıyla anıyoruz.)


Gençlerimizden adresimize mailler gelmeye devam ediyor.  İşte bize ulaşan mailler içersinde, çok anlamlı bulduğumuz bir mail daha. A.Y. göndermiş


“Merhaba Burhan Bey
Ben de Sakarya’lı genç arkadaşımın ve sizin tüm söylediklerinize katılıyorum.
26 yaşında bir genç olarak her gün ayrı bir korkuya kapılıyorum.
Elimden geldiğince vatanımızın içinde bulunduğu tehlikeleri anlatan yazıları arkadaşlarıma aktarıyorum (forward ediyorum)..
Ama internet yoluyla sınırlı bir kesime ulaşabiliyor maalesef…
Çevremdeki insanlarda yavaş yavaş uyanışlar seziyorum. Bence bizi yönetenlere açık bir tepki göstermeden bu iş alıp başını gidecek…
Bugünlerde Fransa’da sadece bir yasayı beğenmediği için bütün öğrenciler örgütlenip sokağa dökülürken (orada ki çatışmaları onaylamıyorum), bizim elimizden vatanımız her gün biraz daha kayıp gidiyor, kimseden çıt çıkmıyor…
Kimseden kastım; halk ve gençlik..
Ama gençliğe kızamıyorum çünkü bizim kuşağımız apolitize edilmiş bir kuşak, tepkisizliğe alıştırılmış.
Ben burada her gün içim içimi yiyerek oturmama rağmen bir şey yapamıyorum.
Çünkü nasıl örgütlenilir, nasıl tepki gösterilir bilmiyorum!..
Sonra diyorum ki, en azından örgütlenmiş bir yürüyüşe katılayım (örgütlenmeden kastım yasal örgütlenme tabiî ki) ama ortada hiçbir şey yok…
Şunu çok iyi biliyorum ki dipte büyük dip dalgası var ve her gün biraz daha büyüyor.
Ama halkın tepkisi olmadan kimse elini cebine atmayacaktır.
Nitekim de artık iyice saygısızlığa vurup “bal gibi getiririz” diyorlar..
Yarın bal gibi satarız diyecekler.
Size ve diğer ulusalcı yazarlara bize yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Gençlik tepkisini göstermenin yollarını arıyor..
Benim gibi hayatında hiçbir yürüyüşe katılmamış ve apolitize olanları bile!… “


Sevgili gençlerimiz:
Hiçbir konuda teslimiyeti ve yenilgiyi peşinen zinhar kabul etmeyiniz!.
Ülkemiz kritik günler yaşıyor. Soyguna uğramış ülkenin gençleri olarak, batıdan
gelen “akbabaların” semalarımızda alçak uçuşta olduğu dönemde, belki talihsiz bir yazgı içerisindesiniz ama sakın ola “umutsuz” ve “teslimiyetçi” olmayın!


Tarihe bakın, asrın lideri muhteşem insan Mustafa Kemal Atatürk, hangi koşullarda bitti tükendi denilen bir ülkeyi, nasıl bir mücadeleden sonra zafere ulaştırdı? Unutmayın!
Yeter ki bilinçli, duyarlı, azimli olun!


Ülke meselelerini yakından katılımcı olarak takip edin. Bilgili ve önemli konularda demokratik tavır koyucu olun! Gençlik olarak sizler bilinçlenip güçlendikçe, üstümüzde ki kara bulutlar dağılacaktır… Bundan kuşkunuz olmasın! Sizleri seviyoruz ve sizlere güveniyoruz: Ulusumun ASİL TÜRK GENÇLERİ !


E-mail: [email protected]


 

688690cookie-checkGençler umutsuz olmayın…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.